Welcome, Guest
You have to register before you can post on our site.

Username
  

Password
  





Forum Statistics
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 662
» Forum posts: 941

Full Statistics

 
RasitTunca-2 O Tersi Olmayan Bir dir "vahdehu lâşerîke leh" (Kar©glanin 6 Nisan 2016 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-29-2018, 11:18 PM - Forum: 2016 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies




O Tersi Olmayan Bir dir "vahdehu lâşerîke leh"

(Kar©glanin 6 Nisan 2016 Vaazi)


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
------------
نَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ إِلاَّ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَن يَكْفُرْ بِآيَاتِ اللّهِ فَإِنَّ اللّهِ سَرِيعُ الْحِسَابِ
----------

Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 28. ayet - ALİ İMRAN-19 ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ellezîne âmenû ve tatmainnu kulûbuhum bi zikrillâh(zikrillâhi) e lâ bi zikrillâhi tatmainnul kulûb
----
İnned dîne indâllâhil islâm(islâmu), ve mâhtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumul ilmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb
Meali :

o iman edenler varya , onlar Allahin zikiri ile kalplerini doyururlar, Evet  kalpler elbette Allahi zikretmekle doyar .

Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 28. ayet

Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.

Sadakallahul Aziym ALİ İMRAN-19 ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Duaların en faziletlisi Arefe günü yapılan duadır. Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerîke leh lehü'l mülkü ve lehü'l hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr. (Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir. O, herşeye kâdirdir) sözüdür."

( Hadis-i Şerif , Muvatta, Kur'ân 32, (1, 214, 215); Tirmizî, Da'avât 133, (3579)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

"Kim, "Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerîke leh, lehu'l mülkü ve lehu'l hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr." duasını bir günde yüz kere söylerse, kendisine on köle âzad etmiş gibi sevab verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz günahı da silinir. Bu, ayrıca üç gün akşama kadar onu şeytana karşı muhafaza eder. Bundan daha fazlasını okumayan hiçbir kimse, o adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez. Kim de bir günde yüz kere "Sübhânallahi ve bihamdihi" derse hataları dökülür, hatta denizin köpüğü kadar (çok) olsa bile."

Hadis-i Şerif ,[Buhârî, Daavât 54, Bed'ü'l-Halk 11; Müslim, Zikr 28, (2691); Muvatta, Kur'ân 20, (1, 209); Tirmizî, Daavât 61, (3464)]

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

"Kim, sabah namazının peşinden 'La ilâhe illallahu vahdehu la şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehû'l-hamdü bi-yedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadîr.' (Allah'tan başka ilah yoktur. O birdir, ortağı yoktur, mülk ona aittir, hamdler de ona layıktır, her çeşit hayır O'nun elindedir. O her şeye kadirdir.) derse kendisine, Hz. İsmail evlatlarından bir köleyi âzâd etmiş gibi sevap yazılır."

Hadis-i Şerif, Kütüb-i Sitte

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Biz ilk sofi oldgumuzda bazi yeni sofi olanlarai görüyorduk daha el alip tövbe edince,( nakşilerde Toplu zikir olarak hatmeyi hacegan vardir), ve bu yeni tövbe alanlardan bazilari daha el aldiklari ilk hatmede, hay huy uy buy bagiriyorlar, neymiş cezbe geliyormuş , biz ikiniveriyoz gözleri yumup düşünüveriyoz TIK yok, cezbe mezbe yok.
temsili misal ile türkiyede onlarca üniviersite varc dünyada binlerce üniversite varc ve hersene, her ülkede binlerce doktor, binlerce mühendis, binlercede hakim yetiştirip mezun eder. ve sen eger doktor olduysan, seni yetiştirenler zaten senden önce o ilmi ögremiş, ve birde ögretebilcek derceye ulaşmiş kimselerdi, ve o seni doktur etme şerefi, o üniversiteye  bile ait degilken, ondanda ötesi varken , bazilari dokdur oldum mühendis oldum diye hava atiyor. halbuki sen  dünyadaki binlerce mühendisden  dokdurdan sadece birisisin, senden binlarce varken, kendini hind kumaşi sanma.ve böyle olunca alim ve mürşidi kamillerin sebebiyle insanlara Allahu tealadan füyuzat gelir. ve bu füyuzat yani, feyzler  ayni bir enerji gibi kalbe akar, ve kalbe akarken eger kalbin üst dudagaina carparsa, o zaman insan aci veya gidiklanma hissedince, hay huy vay vuy diyormuş, bizde hic olmadi haalada olmaz, ve bu kalbinin kapagi dar olanlarda olurmuş, ve aynen manyatolu cakmak veya arabanin bujisi gibi, cakmaklari gibi, eger bu elektrik kafasina carparsa cakmak cakar, ve kivilcm cikarir, ve böylece ondaki cakmanin verdiği kivilcimin işigi ile, kalp aydinlar, ve orda bir nur, ve bilgi onda aciga cikar, ancak kalbin kapisi dar ise, işde bu carpa olunca kivilcim meydana gelir, kalbiin kapisi büyük olanlarin zaten, kalbine testiden bardaga su döker gibi, feyz kalbin icine dolar, o onda öyle hay huy dedirtcek olan, cakmagi yakan o kivilcim ve manyatolu cakmakdaki, o eli  carpan  elektiriklenme olmaz,  onlarda zaten feyiz girince, bilgi aciga cikar, ve aci vermez. bizde olan ise bu yöntem idi.  ve işde bu azicik bir kivilcim, manyato cakinaca kalbin az bir yeri aydinlaninca aciga cikan bilgi ile, bu yeni sofiler diger sofillere hava atiyor. lan dangil senden öncede binlerce sofi vardi, mevlananalar yunuslar, onlardan öte peygemberler vardi. işde azicik bir bilgi ve feyuz ile bunlar, hemen oluverdik sandilar, eriverdik sandilar. ne oldu o hay huy diyenler, bizim tekke dagilinca, bugün bazisi geri kahve cemaati ve kumarci oldu, bazisi cek karilariya aşna fişne işlerine daldilar, hani erdiydiniz, hay huy diyordunuz ya, ne oldu ? yani hepsi yalancikdan, agzina bir kaşik bal  calinmiş gibi, bebe sofiler. bunlarda  hani o doktur olan birinin hava atmasi gibi, onlarda oldumcuk oluvermişlerdi, halbuki  ilahi feyzler öyle hay huy demek için degildir. ilahi feyz ile insanda bilmedgi bir bilgi şuurunda oluşur, amma bu bilgi ilahi ilhamlar olan, ulvi ruhlar tarafinda  ilham edilen, veya rabbimizden, ve peygamberimiz muhammeden, veyada şeyhinin sana bildirmek ve malum etmek istedigi bilgiler olur, veyada şeytani ve kötü ruhlar tarafindan gelen ilham ise, o zaman onlarsa, şeriata garraya muhalefet etmek, ve ettirmek için, insanlara fisteklenen bilgilerdir. işde o feyizlerin ilahi veya şeytani oldugunu ayirt edecek kadar, insanin şeriat bilgisine sahip olmasi lazimdir.

ALINTI

Feyz; Arabça bir kelimedir. Feyz; verimlilik, bereket ve ilim anlamına gelmektedir. Tasavvufî istilahda ise, kalbe gelen her türlü faydalı bilgiler, hidayet nûru ve zevkli hisler anlamındadır. Başlangıçta kişinin kalbine gelen hisler ve bilgiler karmakarışık olacağı için kalbe gelen feyzlerde doğru ile batıl birbirine karışık olarak gelmektedir. Şeytanın kalbte sebep olduğu hisleri Rahmani duygulardan ayırabilmek için şeriati iyi bilmek gerekmektedir. Allahu Teala “Bilmiyorsanız zikir ehline sorunuz.”buyurmaktadır. Zikir Ehlinden maksat, şeriati ilmine vakıf kimsedir. Yoksa şeriat ilmine vakıf olmadan İlahi isimlerden birini tekrarlayan kimseler değildir.
      Gerek rabıta ile gerekse zikirle veya ibadetlerle kalbte hasıl olan feyz görünümünde oluşan her türlü hisler şeriat ölçüsü, yani Kur’an ve Sünnet ölçüsü ile ölçülmedikçe o hislerin ne olduğu anlaşılamaz. Dervişin fikri ne ise, yani düşüncesi, rabıtası ne ise, zikri o olur.” deyimince, bir kimse kötü bir kimseyi veya kötü şeyleri sürekli hatırlarsa, farkında olmadan bir süre sonra o şahsın kalbi ibadetlerden soğur ve günah işleme eğilimi artar.
      Allah’ı ananın kalbi nurlanır. Peygamberleri ve salihleri hatırlayanların, yani rabıta edenlerin ise, kalblerinde onlar gibi kul olmak istek ve arzuları güçlenir ve ibadet etmeleri kolaylaşır. Ama çıplak bir kadını tahayyül edip onu rabıta eden bir kimsenin ise şehveti tahrik olur, belkide şehevî olarak deşarj olup abdesti bozulur.
      Görülüyorki rabıtanın başlangıcı değil sonucuna bakmak gerekir. Babasını rabıta eden bir kimse, babasının hali ile hallenir ve asla babasının ahvalinden öteye ulaşamaz. Veysel(Üveysi)Karani hazretleri Rasulullah’ı değilde kendi annesini rabıta etseydi, o yüksek mertebeye ulaşabilir miydi? Ama; her şeyin yaratılışını yakîn olarak Allah’tan bilen bir velinin Allah’a manevi yakınlığını düşünerek rabıta eden kimsenin kalbi ise, o veliye gelen nurların yansımalarıyla kalp aynası günah kirlerinden temizlenerek saf nurani bir aynaya dönüşüverir.
Herkese feyz veren Allahu Tealadır.Hidayet feyzi gökten yağmurun yağdığı gibi istisnasız herkese gelir. Ancak bu feyz ilk çıktığında tertemiz bir nur olup, sebep olanların manevi durumuna göre değişime uğrar. Tıpkı kaynağından tertemiz çıkan su gibi. Ama o suyun geldiği borular kirli ise, ona lağım karışıyorsa, insanı hasta eder. İşte bunun gibi manevi feyzler de, şeytana uğradığında vesveseye hileye dönüşür. Peygamberlere, mürşitlere uğradığında ise, hidayet nûru olur ve imanın olgunlaşmasına vesiledir. Ama günahkâr insanlara uğradığında ise, ikisi arasında bir durum hasıl olur ki, neticeye ulaştırmaz. Çünkü virüslüdür.
      İlâhî fezyin bir kimsenin kalbine gelmeye başlama aşamasında, şeytan ve şehvetin sebep oldukları hislerle karışık olarak gelmesi yüzünden, salik bunun Rahmani mi, şeytani mi olduğunu idrak edemez. Eğer kişi istikamet üzere olursa, Allah onu şeytanın desiselerinden korur. Yoğurdun içinden ayranın ve yağın ayrılması gibi Rabbani feyzde diğerlerinden, sabah vaktinin fark edildiği gibi ayrılır. Rabbani feyz öyle İlahi bir nurdur ki, o bir kalbte vukuu bulduğunda o kalpte manevi güller açılır onun kokusu hiç bir dünyevi kokulara benzemez. O kalbte bal akıtan pınarlar oluşmaya başlar ki, o feyiz pınarı suyunun tadı hiç bir dünya tatlarına benzemez. Bu zevke erenler, bu zevke değer vermeyip Allah’ın rızasından başka istekleri terkedenlerdir ancak.
      Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz; “El istikametü fevkal kerameh” (İstikamet keramettem üstündür.”diye buyurdu. istikamet; ehli sünnet inancını bilip şeriatin gereğince Allah rızası için amel etmektir.

ALINTI SONU

Biz yeni nakşi sofisi olduk, ve ve bizim kalbimize feyizin aktigini hissetmeye başladik, ve fakat bizde öyle, aci vercek cezbe denen olayi meydana cikarcak olan, elektrik carpmsi olmuyordu, ve ilk defa o feyizleri algilamaya başlamamiz şu olay ile oldu:

1994 veya 1995 Seneleri olcak Avusturya nin Gmund ili Schrems Belediyesinde oturuyorum. Waidhofende yaklasik 20-22km uzakta bir firmaya iş başvurusu ıçın yola çıktım arabayla iki kilometre gittim icimden bir ses "Zararın Neresinden Dönersen Kardır" diyor bende düşündüm zaten yola ciktik yolunda bir kismini gittik bunun eger benzinden tasarufu olcaksa zaten benzin gitti kar neresinde diye yola devam ettim.
sonra waidhofen kavşagina geldim yine ayni ses Zararın Neresinden Dönersen Kardır diyor, dedim artik yolu yariladik bunun karımı kaldı ben gidende iş başvurusu yapan dedim, yola devam ettim. sonra waidhofene vardim şehirin icinde Mondo marketi var, girende semel cöregi alan diye, karşısına parkettim. park levhasina dikkat etmemişim girdim, 5 dakkada semmel cöregi aldim ciktim, arabanin camina polis 300 schling ceza yazmiş, ceza kagidini bırakmış gitmiş. kafa DANK DANK etti haaaaaa
Zararın Neresinden Dönersen Kardır ne demek anlayiverdim amma bize gelen o ilhama dikkat etmedik zarar ettik. sonra gittim iş başvurusunu yaptim, he hüm dediler aldilar başvurumu, ne aradilar ne sordular. velhasil kelam rabbim melekeleri ile bize ilham etti, Zararın Neresinden Dönersen Kardır buyurdu, amma biz daha o zamanlar toy bir delikanlıyız kaala almadık ve sonunda 300 schling zarara ugrayanlar olduk velhasil siz siz olun eger şeriata aykiri olmayan bir ilham size gelirse ve derseki Zararın Neresinden Dönersen Kardır hemen orada yoldan dönün evet Zararın Neresinden Dönersen Kardır .

Karoglan Raşit Tunca 1994 veya 1995 senesi Avusturya Waidhofen Thaya Hatırası

bu hatirada oldugu gibi, bazilari gelen feyiz ile işde, hay huyu deyip hava atarlar, halbuki feyz öyle cezbe geldi diye hava atmak için degildir, o bir bilgidirki, senin dünyan ve ahiretine hayirli olcak, bir bilgidir. ve biz böylce ilk füyüzatlari almaya ve anlamaya başladik, ve bugün bu vaazlari yazdigimiz ilhamlara kadar geldik.

ve  gecen hafta dedikki : Allah her yarattiginin ANTi sini yaratmiş, ve onunla onu hesaba cekip, birisi aşiri giderse, onun ANTi siyle digerini terbiyet eder, ve suyu ateşle ateşi suyla terbiyet eder dedik. ve Bu vaazlar Amerikaya kadar ulaşdiki, Amerikali, barbadoslu şarkici rihanna yeni albümün adini "ANTi" koydu. ve bizler bunu anlattrikdan, günler aylar sonra bilim adamlari  cernde, anti maddeyi bulmuşlar, ve bu yeni yüzyil "ANTI madde yüzyili" olmuş oldu. matematikciler 1 in tersini yani antisini SIFIR olarak tesbit etmişler,  ve 1 i kehrwertini cevirince, sifira dönüştürüyor, ve bilgisayarin bütün işletim sistemi, şimdiye ekadar bu bir ve antisi sifirlardan oluşmakdaydi, ve SPS denilen fabrikalarda makinalarin robot işletim sisteminin yazilimlarida, yine 1 ve 0 lardan oluşmkda ve yani mesala "10101110011010101" gibi bir yazilim. ve bunu bulan bilen kafir deccal ve adamlari, işde dedigimiz gibi, ben dünya ve sisteme "yaz mevsimine dogru git" diye bir frekans yolladigim zamanki frekansi alip, onun ANTi si ile kehrwertini alinca, ben "kar yagsin" dediysem, o tersine cevirip "güneş acsin" veya "yagmur yagsin" haline gertiriyor, ve mevsimler ve dünya bu sebeble, benim ile deccalin kavgasindan dolayi kaosa girdi, ve Ziynet sali "mevsimsizim" şarkisi yaptiki, dillerde rabbim bunu dolaştirir oldu, halbuki ben mevsimsiz degilim, Ben  mevsimi ayarlarken, yaptigim frekansin ANTISI ile mumel edip, benimle savaşiyor  kafir Deccal , amma filler tepişir, olan karincalara olur derler. olan dünyanin mevsimine oluyor, ve bitkileri soguk vuruyor, yada sickdan kavruluyor, Bunlar neden ? cünkü bu kafir deccal yüzünden . Peki Allah ,bu kafir deccali neden yaratti  dersek, eger o gercek mehdi bensem de başkasiysada, egr sapitip yanliş yaparsak, bizi terbiyet etmek için, bize ANTi madde gibi, yani hilafimiza muhalefet etsinki, biz dogruyu bulalim diye yaratti, amma bu dangil, hakkima tecavüz eder oldu, ben onunkini ihlal etmiyon amma, o benimkini ihlal ediyor.
Ve Dedikki "la mevcude illallah" deyince  Allahdan gayri bir mevcudat yoksa,  o zaman bizler Allahin parcalari oluruz gibi bir mana olur, ve öyle olunca o zaman kiyamet ne? Allah  KIYAMET ile herşeyi yok edecekse, var olan bizleriz, yok olcak olunca, Allah kendinimi yok etcek, bu böyle olmaz demişdik, ve Allah: o parcalarin da üstünde olan bir "Rab" dedik.
ve Allah için,  baştaki hadisde gecen, peygambeerimizin bize ögrettgi ögreti ile "vahdehu lâşerîke leh" yani demek olurki: "O (Allah) Tersi olmayan bir demekdir" yani ANTISI olmayan BiR veya 1, yani eger 1 in tersi matemetikdeki gibi SIFIR olsa, Haaşa Allaha muhalif Bir tanri daha olmasi lazim gelir, oysaki Allahi:  "ANTiSI olmayan" diye tarif ediyor muhammed. yani kehrwerti olmayan, bir arapca vahid ve onun kelime olrak yazinca ters yazabilirsin  "dihav" olur  ve bu fonksiyon onda olmaz, o zaman türkce "Bir" onunda tersi var "rib" olur o da degil, yine  almanca "ein" tersi "nie" oda olmaz, varlik ve yokluk demekdir bunlar , peki ingilizce "one" onunda tersi var "eno" oda olmaz.
ve mesela "tebbet" arapca yazinca tersi yine "tebbet"  dir  öyle "bir" ki tersi olmayan "bir" yani tersde cevirsen bir, düzde olsa bir olan bir  "vahdehu lâşerîke leh"
bu dahi Allahin sifatlarindan  birisidir, hani bunu bulunca, "bu Allahdir" tamam bulduk degil, Allahin 99 bilinen ismi ve sifati oldugu gibi, daha bizlerin bilmedigimiz binlerce milyonlarca,..... ismi sifati vardir.
mesala Allah in bir ismide "şehiddir" ve Zekeriya ve Yahyanin şehid edilme sebebi, bu yüzdendirki, Allah o iki peygamberinde şehid Allah olarak tecelli etmesi icindir. ve onlarin lakablari "Sallu ala Zekeriya ve Yahya şehidullah" dir.

---oOo---

Hocanin birisi bizim anlattigimiz "vahdet" meselesini inkar edip, bize münkirlik ediyor, ve "Eger bizlerde Allah teceli ediyorsa, o zaman  bizler Tanri oluyorsak, binlerce milyonlaraca insan  var, ve o zaman milyonlarca tanri var demek olur,ve milyonlarca tanri olunca bu dünya helak olur, o, der böyle olcak, beriki der, hayir şöyle olcak, ve kainat bozlur diyor."evet dogru ve fakat yinede yanliş, işde biz vahdeti vücut olunca, bize hilaf eden deccal işde  bize hilafindan  mevsimleri bozdu, nerden ögrendi bunu ? bizden ögrendi, bizim ANTIMIZ olarak, bizim yaptiklarimiza ANTi fonksiyonu uygulayinca, halifelik ikilendi, ve vahdet halbuki bir demek, iki bir olmazki, matematikde  1 in antisi  sifiri olunca, benim ziddimi tersimi sifri olarak alinca, o zaman, ben yokum demek gibi mana cikar, öyle olunca, ben yokken, o var, o yokken ben varim.  ve gece yokken gündüz var, gündüz gidince gece var, bunlarda bir kavga yok halbuki, ve  yine temsili misal ile bir köyde 30 aile varsa, 30 tane ev var her evde kari, koca, ve cocuklar, dede, nine var ise, o zaman onlarin herbirinin (her bir evin) ayri bir aile olmasi, babalarinin farkli olmasi,  bulunduklari köyde yaşanmasinda ve o köyün yönetilmesinde bir sorun yapmaz, her aile reisinin ayri başi babasi var,  ve kendi durumuna göre, zengin veya fakir, bilgili, bilgisiz,..............olabilirler. ve yine köyün başi muhtar veya, belediyelikse, belde başkani  oluyor, varmi sorun? yok. yine bir ilce veya şehir onlarca köyden oluşsa binlerce aileden evden oluşsada, onlarin yönetilmesi, yine secimle tayin edilmiş olan bir belde başkani ile olmakda, varmi bir sorun? yok. ve yine bir üste cikinca bu sefer şehirlerden secilen milletvekilleri o şehirlerin yönetimini, başkentteki meclisde yönetmekdeleer. varmi bir sorun? yine yok, o zaman sen, bizlerin halife olmamizi, ve herkesde Allah tecelli edince, ve Allahligi ögrenince, sen ben o vahid olan Allah olmasakda, allahin bir sifatinin tecellisi, veya bir fiilin işlemesi için, görevde olan birileri demek, ve bunlarin binlerce olmasi, vahdet vücut olan, vahid olan Allahin vahidligini bozmaz, o şek ve şeriki olmayan, tersi olmayan, bir olan, vahid olan Allahdir,
yine ikinci misal ile : bir bedende binlerce hücre var, her hücre kendi başina bir devlet gibi, başkenti ve başkani var, yardimcilari var, amma o hücrelerin bazilari yine grup olarak, mesala bir tel saçı oluştrumuşlar, o sac yek başina bir baş olmasina ragmen, o Allahin emrindedir, ve o bedenin hizmetine aamaadedir, ve onun ayri bir baş olmasi, bedenin vahdaniyetine zarar vermez , diş böyle,dil böyle kulak böyle, göz böyle hakeza, .... yani vücüt yek olan, ve saclar, killar, ciger hücreleri, ve cigerin tamami veya, sol tarafi , ... vahdaniyeti bozmaz, beden  yine "vahid" ve tekdir. ve tek kafadan yönetilir. her ne kadar onlar, ayri ihtiyac ile ve fonksiyonlari ile başlik gösterip hükmetselerde ayri ayri istek ve hukuk sürselerde, onlarin yekligi, yek olan bedenin vahdaniyetine hic zarar vermez, bilakis bedenin hayri olan bir hizmetli durumundadirlar, velhasil kelam, daha fazla söze gerek yok  artik, bu kadar sözden sonra anlamayana, ahmak derim artik.

---oOo---

Kapi vardir hekes girer cikar buna umum kapisi derler
Kapi vardir şahsa özel şahsi kapi
ve kapi vardir yalniz anne baba girer, mesala yatak odasi kapisi gibi, oraya cocuklar girmeye kalkarsa izin alsinlar dedi,  Allah ve Muhammed.

Allahu Teala Buyurdular

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

ا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لِيَسْتَأْذِنكُمُ الَّذِينَ مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ وَالَّذِينَ لَمْ يَبْلُغُوا الْحُلُمَ مِنكُمْ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ مِن قَبْلِ صَلَاةِ الْفَجْرِ وَحِينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُم مِّنَ الظَّهِيرَةِ وَمِن بَعْدِ صَلَاةِ الْعِشَاء ثَلَاثُ عَوْرَاتٍ لَّكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ طَوَّافُونَ عَلَيْكُم بَعْضُكُمْ عَلَى بَعْضٍ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ  إِذَا بَلَغَ الْأَطْفَالُ مِنكُمُ الْحُلُمَ فَلْيَسْتَأْذِنُوا كَمَا اسْتَأْذَنَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ

  ---
Yâ eyyuhâllezîne âmenû li yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hîne tedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba’dukum alâ ba’d(ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm. Ve izâ belegal etfâlu minkumul hulume felyeste'zinû kemâste'zenellezîne min kablihim, kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihî, vallâhu alîmun hakîm

--------

“Ey iman edenler! Köle ve cariyeleriniz ve sizden olup da henüz büluğ çağına ermemiş çocuklarınız, yanınıza girmek için şu üç vakitte sizden izin istesinler: Sabah namazı öncesi, öğle vakti elbiselerinizi çıkardığınız zaman ve yatsı namazı sonrası sizin için üç mahrem vakittir. Bu vakitlerin haricinde yanınıza izinsiz girmelerinde ne size ne de onlara bir günah yoktur. Çünkü onlar sizin yanınıza sık sık girmek zorunda kalırlar, siz de birbirinizi sıkça dolaşırsınız. Ayetlerini Allah size böyle açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyle bilen, her işi hikmetle yapandır.”

    “Çocuklarınız büluğ çağına erdiklerinde, kendilerinden önceki büyüklerin izin istemeleri gibi, bu üç vaktin dışında yanınıza girmek için izin istesinler. Ayetlerini Allah size böyle açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyla bilen, her işi hikmetle yapandır.”

Sadakallahul Aziym Nur suresi 58 - 59


Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

Ata bin Yesar anlatıyor: Resulullaha (a.s.m.) bir zat gelerek sordu:

“Ya Resulallah, annemin yanına girerken izin isteyeyim mi?”

“Evet.” cevabını verince, o zat tekrar,

“Ama ben onunla beraber evde oturuyorum.” dedi.

Resulullah ise, “Ondan izin iste.” buyurdu.

O zat, “Ben onun hizmetini görüyorum.” deyince, Resulullah,

“Annenden izin iste, onu çıplak olarak görmek hoşuna gider mi?” diye sordu.

O zat, “Hayır” dedi. Bunun üzerine Resulullah,

“Öyle ise her seferinde yanına girerken annenden izin iste buyurdu.”

Hadis-i Şerif, Muvatta, İstizan:1

Allahu Teala Buyurdular

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَى أَهْلِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tedhulû buyûten gayra buyûtikum hattâ teste’nisû ve tusellimû alâ ehlihâ, zâlikum hayrun lekum leallekum tezekkerûn.

Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.

Sadakallahul Aziym Nur suresi 27

umum kapisi ümmet kapisina örnek : okul kapisi, cami kapisi ,mezar kapisi , kilise kapisi gibi umuma veya ümmete ait kapilardir, ve cennet annelerin ayaginin  altinda ise Ve Muhammedin hanimlari için Allah, onlar sizlerin  annenizdir dedi:

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

النَّبِيُّ أَوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنفُسِهِمْ وَأَزْوَاجُهُ أُمَّهَاتُهُمْ وَأُوْلُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ إِلَّا أَن تَفْعَلُوا إِلَى أَوْلِيَائِكُم مَّعْرُوفًا كَانَ ذَلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا

En nebiyyu evlâ bil mu’minîne min enfusihim ve ezvâcuhu ummehâtuhum, ve ulûl erhâmi ba’duhum evlâ bi ba’dın fî kitâbillâhi minel mu’minîne vel muhâcirîne illâ en tef’alû ilâ evliyâikum ma’rûfâ(ma’rûfen), kâne zâlike fîl kitâbi mestûrâ.

Meali :

Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de mü’minlerin analarıdır. Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allah’ın Kitab’ına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diğer) mü’minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız başka. Bu (hüküm) Kitap’ta yazılıdır.

Sadakallahul Aziym AHZAB Suresi 6

Ve Hatice Annemiz için gecen hafta bahsettik, ve o Halley yildizi, ve ümmeti muhammed, ondan indi dedik, ve 11 aydan hayirli olan Ramazan ve ve halley dedik, ve yani 11 hanimindan daha üstün olan " Hayrun min Elfi şehr" veyada 11 aydan uydudan üstün olan yani 11 Ay (receb şaban ,...) ve Muhammed dediki

"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır"

Hadis-i Şerif, Kütüb-i Sitte buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

“Allah tarafından seçilen ay Receb ayıdır ve Receb Allah’ın ayıdır. Her kim Receb ayına hürmet ederse (yüceltirse) Allah’ın emrine hürmet etmiş olur, kim Allah’ın emrine hürmet ederse Allah onu Naîm cennetlerine koyar ve ona en büyük nimet olan rızasını vacip kılar. Şaban benim ayımdır. Her kim Şaban ayına hürmet gösterirse benim emrime hürmet göstermiş olur, her kim de benim emrime hürmet gösterirse ben Kıyâmet günü ona öncü (karşılayıcı) ve yoldaş olurum. Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayının hürmet gösterir, onun saygınlığını yüceltir ve ona saygısızlık etmezse, gündüzlerini oruçlu gecelerini de namazla geçirirse ve tüm organlarını da (günahlardan) korursa Ramazan’dan, Allah’tan affedilmesini isteyeceği bir günahı olmadığı halde çıkar.”

Hadis-i Şerif,  Beyhâkî Fedâilü’l-Evkât s.22; es-Suyûtî, ed-Dürru’l-mensûr, 3/236.

Ve böyle olunca  bizler Muhammed ümmeti olarak, Ramazan kapisindan dünyaya indik, ve ordanda cennete girecek olanlariz, yani öyle olunca Haticenin rahiminden inenleriz, ve ümmetin umum kapisi, ve ümmet kapisi, Hatce kapisidir, cünkü muhammed onu  dul olarak aldi, yani hatice annemiz, daha önce evlenip boşanmişdi, yani ona muhmedden  öncede giren var idiyani ramzan umum kapisi ümmetin kapisi. oysaki muhammed diyorki şaban ise benim ayimdir, yani şahsa özel kapi, o nedir o da, Hz.Ayşe Kapisi, ve ondan hic cocukda olmadi diye biliyoruz, ve öyle olunca,  o kapidan bir tek muhammed girdi, ve öylede kalacak, yani "şahsi kapi, muhammed kapisi" ve yine Recep ise "Allahin Ayi" dedi ve bedende oksijenin girip cikdigi kapi belli "agiz ve burun" ve akcigerler Damarlar ve kalp, ve en son kalbe varir, sonrada bütün vücuda ihrac edilir. yani Allahin girmedigi hücre yokdur, oksijen almayinca zaten o hücre ölür.
ve Gecenki vaaz la bu konuyu birleştirir isek
Hz meryem için Allah diyorki

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قَالَتْ أَنَّى يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ وَلَمْ أَكُ بَغِيًّا

Kâlet ennâ yekûnu lî gulâmun ve lem yemsesnî beşerun ve lem eku bagıyyâ

Meali: Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.

Sadakallahul Aziym MERYEM Suresi 20. ayet

Ve ona isayi (isa nin tohumunu) koyanda SIRAT Köprüsünü  "Zekeri Fiziken Takmadan"  kurmadan isayi koyduki, isa efendimizin kehrwertini alipda, ordan geri dönüş olmasin diye ki köprüsüz geciş,  mehdiye ait giriş kapisi,  mehdi için kuran, "isa için  mehdi der" mehdi kelimesi isa ile birlikte gelir kuranda. ve meryeme insanlardan ve cinlerden kimse dokunmadi ona, yani şahsa özel kapi, mehdiye özel kapi , orasi Tekke kapisi degil,  umuma acik kapi degil, yani şahsa özel, mehdiye özel kapi, o kapiddan yalnizca o girebilir, ve yine mehdi cocuklari ile anneleri arasinda SIRAT yok, yol kopuk yani geri dönüş yok, einbahn strasse (Tek yön yol) yani tersi olmayan kapi ANTi si olmayan kapi, ve yaklaşik 2000 senedir isayi geri döndürcez diye ugraşirlar, amm onu döndüremezler, ve herkes  O döncek diye bekler,  ve onu geri döndürcek olan kapiyi acacak  SIRATI kurcak olanda yine mehdidir.

---oOo---

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ

İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn.

Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.

FATİHA Suresi 5. ayet

Hocanin birisi diyorki kimseden yardım istememek lazim,  yardım ancak Allahdandir,  diyor yani meded ve şefaati inkar ediyor.
Cevap:

Ey Adam Sen sabah kalktin, işe gidecen, ve ve bakdinki kahvalti hazir degil, ve dedin "kahvalti hazirmi işe gidecen" dedin ve hanim dedi "su kayniyor, daha hazir degil" dedi, ve hani sen Allahdan gayri kimseden yardım istmeyecekdin ahmak hoca , işde karidan cay kahvalti istedinmi, oda ocakdan yardım istemiş, ocak su kaynatiyor, madem sen allahdan gayri kimseden yardım istmeyecen, o zaman hanim kahvalti hazrilayacak diye bekleme  ve deki "Ey Allah bana kahalvarti hazirla "  de bakalim önüne kahvalti gelcekmi? cay kaynayacakmi? Tabi Tabiiiii Allah senin hizmetcin öylemi? haşa huzur. işde Allah senin eşinde tecelli edip, senin istegin, duan muradin olan kahvaltiyi, san hazirlar, amma sen buna işde itiraz ediyon, evet Allahdan yardım isteyecegiz amma hangi Allahdan isteyecegiz? senin yaptigin gibi hanimin olan Allahdan istemedinmi sen o kahvaltiyi, o zman sana yardım eden hanimin ise, o zaman o iyyake deki "ke" olan Allah, senin karin da teceli etdi, ve sana yardimci oldu, banada, benim istegim ile, benim "iyyake nestaiyn" dedigim kimse olarak yardım eder.
Ve Allah seninle, bana yardım eder, benimlede sana, ona, buna yardım edebilir.
"iyakkenestaiyn" meselesi bu kadar basittir anlayabilene.
ve o hoca diyorki şifa vercek diye aspirin alinca, bana asprin şifa verdi olmaz diyor, şifa veren Allahdir diyor!
bunuda şui misal ile anlatacagiz Cevapliyacagiz:
Ey televizyona cikan, ordan dini sohbet eden hoca, TV kanalina geldin, oturdun masaya, ve kameraman hadi cek dediniz, ve yönetmen başldik dedi, başladiniz sohbete, madam öyle şifa veren aspirin degil, senin yayini cekcek kameramanda cekmesin, Allahin kameraman melekleri cekiyor, onlar yayini yapsin degilmi, yahut  o yayini uyduya yollayan cihaz olmadan, o yayini, sen deki : "Ey Allah, bu cekimi uyuduya yolla" de de yollasin, yine o uydu olmadan, o yayin dünyaya yayimlansin de Allaha, ve Allah yayinlasin. Bre ahmak hoca,  o evinde seyredenlerin, televizyonu, uydu cihazi olmadan seyretsinler o zaman. Varmi vesilesz sebebsiz bir olay, ve bunlarin hepsi birer yardimci ve şefatcidir. ve Allah o yayini kameraman olurda ceker, yine uydu cihazina yollayan anten olurda, uyduya gönderir, yine uydu olur dünyaya yayinlar, yine televizyon olur, benim  senin evde gösterir, yahut internet olur, video olur gösterir, sen daha niye Allahin vesilelerini hice sayiyon, ahmak hoca.

Allah sünnetulah koymuş bu kainata, ve onlar  yercekimi, enerji, işik ve yansima, gölge veya reaksiyon, hiz,  gibi ceşitli yasalar var. Ancak  dedik işde birisi ile Allaha karşi gelinirse, veya  O nun müminlerine karşi düşmanlik edecek bir kafir cikinca, onlari iptal edecek olan, onun (o yasa kanun ve sünnetullahin) ANTi sinide yaratan Allah, onun antisi ile, onu terbiyet eder, senin ilede antiyi terbiyet eder. ve insan ila antisi cin, insan ile Antisi şeytan gibi, iyi kötü, gece gündüz, hastalik ve mikroplar, vesaglik  şifa verenler ve temizler olarak tezahür gösterir. ve eger  böyle degilse o zaman
inek süt vermesin ve "İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn." desin yeter, süt oluverir degilmi!, zamani gelince cöpcüler cöpleri toplamasin ve sadece "İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn." desin yeter, cöpler toplaniverir degilmi?
Varmi böyle bir dünya dangil ahmak. Herşeyi  veya cok şeyi Allah bu dünyada, sebeblere baglamiş, senm nasil olurda sebebleri inkar ediyon, agacin dallarini budaklarini inkar eden, agaci inkar etmiş olur, oysaki Allah sebeblerde, kendini saklamişki, O nu sebeblerden arayip bulmak bizlere kalmiş.

"Regaip kandili geldi, üç aylara giriyoruz  "Regaip Kandiliniz Mübarek Olsun"

Rabbim, Mehdi ve Ceamaatini, AKLI KIT larin ahmakligindan, muhafaza buyursun.

---oOo---

أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 6 Nisan 2016 Çarşamba

Original Kar © glan

Print this item

RasitTunca-2 Takva Allah’a Yaklaşmayi Dilemekdir (Kar©glanin 30 Mart 2016 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-29-2018, 05:36 PM - Forum: 2016 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies



Takva Allah’a Yaklaşmayi Dilemekdir - Takva Doğrularla Beraber Olmakdadir

(Kar©glanin 30 Mart 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَهُوَ اللّهُ فِي السَّمَاوَاتِ وَفِي الأَرْضِ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ

Ve huvallâhu fîs semâvâti ve fîl ard(ardı), ya’lemu sırrakum ve cehrekum ve ya’lemu mâ teksibûn.

Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 3. ayet


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ

Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn

Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet

-------------

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أْمُرْ أَهْلَكَ بِالصَّلَاةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْأَلُكَ رِزْقًا نَّحْنُ نَرْزُقُكَ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوَى

Ve’mur ehleke bis salâti vastabir aleyhâ, lâ nes’eluke rızkâ(rızkan), nahnu nerzukuke, vel âkıbetu lit takvâ.

Sadakallahul Aziym TÂHÂ Suresi 132. ayet

Mealleri :

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

O, göklerdeki ve yerdeki tek Allah'tır. Gizlinizi, açığınızı bilir. (Hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir.

Sadakallahul Aziym EN'AM Suresi 3. ayet

Ey iman edip Allah’a Yönelenler, doğrularla beraber olun. (Bu Yola sıdk ile baglananlarla beraber olun).

Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet

Yakınlarına salâtı (Namaz ile rabbine yönelişi) yaşamalarını emret; kendin de onda devamlı ol, (Orda bir rizkan lehüm var amma, lehüm kaybolmuş) Biz seni onlarin rizki ile mes ul tutmuyoruz, bilakis seninde onlarinda rizkini veren biziz, (Sen Rabbine yaklaşmakda gayret üzerine ol), cünkü gelecek Rabbine yaklaşanlarin olacakdir.

Sadakallahul Aziym TÂHÂ Suresi 132. ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Başınıza şu yedi şey gelmeden güzel işler yapmakta acele ediniz: Kişiyi unutturucu kılan fakirlik, azdıran zenginlik, bozan hastalık, bunaklık derecesinde yaşlılık, âniden gelen ölüm, beklenenlerin en kötüsü deccâl ve hepsinden daha şiddetli ve acı olan kıyamet."


( Hadis-i Şerif Ebû Hureyre radıyallahu anhdan. Tirmizî)

---------------

فَالأَوَّلُ : عَنْ أبي هُرَيْرَةَ رضي اللَّهُ عنه قال : قِيلَ : يا رسولَ اللَّهِ مَن أَكْرَمُ النَّاسِ ؟ قال : « أَتْقَاهُمْ »

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular


Ebu Hüreyre Radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir;

-“Ya Resulallah, insanların en hayırlı ve değerlisi kimdir?” dediler.

Peygamber Aleyhis Selam;

-“En ziyade Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenlerdir)” Buyurdu.

( Hadis-i Şerif , Buhari ve Müslim)


"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

Allah kuranda Allah a yaklaşmanin yollarini şöyle izah ediyor

1. Ey iman edip Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenler), doğrularla beraber olun. (Bu Yola sıdk ile baglananlarla beraber olun). TEVBE Suresi 119
2. Ey iman edip Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenler), Gücünüz yettgi kadar hak ve adelet üzre olun, sakin müslümanlar olmadan ölmeyin. ALİ İMRAN Suresi 102
3. Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenler), Dinleyin ve itaat edin! Ve kendiniz için hayır olarak infâk edin (verin). Ve kim nefsinin cimriliğinden kendini korursa (sakındırırsa), o taktirde işte onlar; onlar felaha (kurtuluşa) erenlerdir. TEGABUN-16
4. Ey iman edip Allah’a Yönelenler(yaklaşmayi dileyenler), Söylerken Sözün Sinirlarini koruyun. AHZAB-70
5. Kim Allah’a Yönelmeyi (yaklaşmayi) dilerse, (Allah) ona bir çıkış yeri nasip kılar. TALAK-2
6. Ey iman edenler, Muhakkakki Allah’a Yönelenler (yaklaşmayi dileyenler) için, O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir. ENFAL-29



Emir'el Müminin İmam Ali (a.s), İbn-i Mülcem tarafından kılıçla yaralanınca oğlu Hasan ve Hüseyin (a.s)'a şöyle buyurdu: "Size Takvayi (Allah’a Yönelmenizi(yaklaşmayi dilemenizi) ve her ne kadar dünya sizi istese de dünyayı istememenizi, dünya sizden bir şey aldığında buna üzülmemenizi, hak üzere konuşmanızı, (ahirette alacağınız) mükafat için amel etmenizi, zalime düşman ve mazluma ise yardımcı olmanızı tavsiye ediyorum."

(Nehc'ül Belağa 47. Mektup)

[attachment=38465]

"Manyetikleyici - Manyetikliğini Yok Edici" bir alet var, yani mikro elektronikte kullanilan, TV tamircilerinin kullandigi bu alet ile, tornavidanin ucu, bu aletin Manyetikleyici icine sokulup, ucu miknatislanarak, hassas noktalardaki vida sökülünce, veya vidalancagi vakit, vidanin tornavidanin ucunda yapişmiş vaziyette kalmasi saglanir. yani bu aletin özelligi, yakinina gelen kücük metalleri, kendine benzetip miknatislandiran bir miknatis veya miknatis olmayan fakat miknatislanmiş bir metali de, demagnetize eden Manyetikliğini Yok Edici bir alet.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn.

Meali :

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla iyiler ile salihler ile beraber olun.

(Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet)

"ve kûnû meas sâdikîn
doğrularla beraber olun."

demekde bu gibi, Magnetize yani yanina gelenleri kendine benzetebilcek kadar güzel ahlakli kimseler, veya Demagnetize gibi, cekiciligini kaybetmetmesine sebeb olan, kafir münafik yalanci gibi kötü ahlaklilar.

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

"Kişi arkadaşının dini (ahlakı) üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine baksın (dikkat etsin)."

(Ebu Davud4833- Tirmizi 2379)
ve insan miknatislik derecesine yükselince, yakinina geleni manuple edebilir, yani onun fikirlerini degiştirebilir, bu amma iyi kimselerden olsun, ammada kötü kimselerden olsun,.
cünkü kendimden örnek verirsem ben eskiden sigara icerdim, sigara icmesini, sigara icen birinden aldim, manuple oldum. yine alkol arkadaş teklifi ile başlanilan hastaliklardandir,....
öyleyse kötü ve cirkin ahlakli kimselerde miknatsdilk derecesine cikabilir , amma onlar cikinca insanlari kötü ahlakla manuple ediyorlar, amma iyi kimseler ise, bir güzel ahlaki, yapa yapa, onda o ahlak meleke haline gelince, onlarda yanina gelen kimselere, bu güzel ahlaki manuple edip, namz kilan bir kimsenin yanina giden kimsenin namazi sevmesi, namaz kilma istegi duymasi, dua edeni görünce, dua etmeye başlamasi bu sebebledir. ve isanoglunun ögrenme yöntemlerinden biriside,  aynel yakin ögrenmekdirki, yani bazi kimseler güzel ahlaklari hakkal yakin yaşayinca, onu gören insanlara, ve aynel yakin bakan kimselere otamatikmen tesir edip, onlari o ahlaka manuple etmekdedir, ve böyle güzel ahlakli cemaatin icinde bulunmak, bu güzel ahlaklari yapanlarin dercesine göre, her gün daha güzel bir ahlak ile ahlaklanmayi ögretirken, kötü kimseler olup, onlari yani iyileri terketmekde, insanlari ucuruma götürür.

Ve Atalar demişki :

"Sarı öküzün yanında duran; ya huyundan ya tüyünden kapar."

öyleyse ey insanoglu
Ey Takva isteyenler,
Ey iman edip Allah’a Yönelenler ,
"Ey Allah’a yaklaşmayi dileyenler, doğrularla beraber olun. (Bu Yola sıdk ile baglananlarla beraber olun).
TEVBE Suresi 119

Cemmatle namaz kilmanin efdaliyeti bu yüzdendir, ve yine cuma toplanilmasi bu yüzdendir.

Bu hususda
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular
“Cemaatten ayrılmayın, ayrılıktan sakının. Şüphesiz şeytan tek başına kalanlarla birliktedir, iki kişiden ise uzaktır. Kim cennetin ortasını isterse cemaate yapışsın”

(Tirmizî, “Fiten”, 7; ayrıca bk. Nesâî, “Tahrîmü’d-dem”, 6)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

“Cemaatten ayrılmayın, zira sürüden ayrılanı kurt kapar”

(Ebû Dâvûd, “Salât”, 46)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Yine Buyurdular

    "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır."

    buyurmuş. Ashab sormuşlar:

    "Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?"

    Şöyle cevap vermiş: "Firkayi Naciye" Yani

    "Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yâni Ehl-i sünnet ve cemaat mensuplarıdır."

(Tirmizi, İman,18; İbnu Mace, Fiten, 17)

Ve Tarikatler, Cemaatler,  eger hak yolda ise, işde Peygamberin sünnetlerinin hakkal yakin yaşandigi yerlerdir. ve oralara gidenlerde, onlardan görüp, aynel yakin, bu sünnetleri ögrenip, sonrada hakkal yakin yaşamaya başlayanlar olurlar, ve böyle cemmaatlerle olmaklada
"ve kûnû meas sâdikîn
doğrularla beraber olun."
ayetine itttiba etmiş olunur.
işde o "Firkayi Naciye" de böyle sünnet üzre yaşayanlar cemaatine denilir, hani nerde bu cemaat?  fetocularmi? yahut nakşilermi? yahut cübbeli cemaatimi?
burda devreye
6. Ey iman edenler, Muhakkakki Allah’a Yönelenler (yaklaşmayi dileyenler) için, O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir. ENFAL-29
ayeti girer ve allah bunu isteyenlere iyi ile dogruyu ayirt eden furkan melegi verecegini sölüyor, yani o zaman "benim cemaatim en üstün" degil, eger onlarda, o cemaatte  bir yanliş var ise, bunu görebilcek bir farkindalik verilirmiş insan, eger sen senin şeyhi pohpohlamamizi, gavs guvs dememizi bekliyorsan, bu dogru olan degil. insan beşerdir, ulul azim peygamberler bile hata ettiyse,  en başta Adem ile Havva, cennet gibi bir yerde hata edebildiyse, o zaman bu ahir zaman mundarliklari dolu dünyada, saglam kalabilcek insan bulmak zor, ve senin cemattede hatalar, senin şeyhdede yanlişlar olabilir, bunlari görmek işde farkindalik olan, furkan melekesi verilmesi demekdir. Eger sen hala t a y y i p en üstün diyorsan, o zaman  sen Takva istemedin, ve Allah’a yaklaşmayi dilemedin demekdir,  ve öyle olunca sanada furkan verilmedi demekdir. ve sen senin şeyhe senin  parti başkanina hata yapmaz tanri gibi bakiyorsan işde, cünkü sende o farkindalik yok, kör bakiyorsun demekdir.

---oOo---

Agac dalda meyva veriyor, ve ve icinede en öz bilgileri olan, bir ckirdek sakliyor. o cekirdekde dalin bütün SIRLARI sakli, ve hatta yeni versiyonlari var, yeni bilgileri var.
ve öyle olunca işde gecenki acikladigimiz hadisin yorumunda, ahir zaman ümmeti mehdi cocuklari olacak dedik.
ve mehdi cocuklari için extra birşeyler yapmaya gerek yok , yemini ver, suyunu ver, okulu geldimi okula gönder, yaşi geldimi evlendir yeter, yani zaten onlarin hepsininin icinde mehdi bilgileri SAKLI Zaten, onlar eger iclerindeki cekirdegi inkişaf ettirebilirlerse, onlardan daha bilgili mehdi askeri olcakdir, mehdi bilgisi ile donanmiş mehdi askerleri olacakdir.

Bunun örnegi : Allah Hz Ademi yaratinca, ona otuz senede meleklerin tedrisatinda geciripde öyle oku demedi, o bütün bilgi ile donanimli idi, ona Allah ögretmişdi zaten, ve melekerin yaninda

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn.

Ve (Allah), Âdem’e, (Allah’ın) isimlerinin hepsini (bu isimlerdeki hikmetleri) öğretti. Sonra onları meleklere arz ederek dedi ki: “Haydi sadıklardan iseniz onun bildiklerini, siz isimleri ile bana haber verin (söyleyin).” 

BAKARA Suresi 31. ayet

yani Ademin icinde bilgi hazir vaziyette var.

Evine bir tane Bilgisayar yazicisi Drucker aldin, ve sen onun driverini bilgisayara install edince, o nasil yazacagini biliyor, onu birde iki sene nasil yazacak ögretemiyorsun, zaten satan adam sana onun nasil yazacagini proglamladigi bilgi cd si ile birlikte satiyor, ona iki senede yazmayi ögretmeyecen yani,
Mehdi askerlerinin icindede bilgi var, onlar yaşi geldikce, ve aydinlandikca, o bilgilere zaten vakif olcaklardir.
ve Hz. Ademe ögretilen ise, düşünebilme, karar verebilme ve konuşabilme yetenegidir, cünkü melekler ilham ile konuşur, yani kelamsiz kelimesiz konuşurlar, oysaki Hz Adem ve insanoglun ses ile kelimeler ile konuşur, kelimesiz kelam olmazkine, ve öyle olunca, Allah Ademe dünyada ne kadar dil varsa hepsini icine dercetti, o bütün dilleri biliyordu, ve bizler zaten, onun cekirdeginin cekirdeginin,...... cekirdekleri oldugumuzdan, bizler ondaki bilgileri inkişaf ettirip, bugün yeni bulunan bir alete, ondaki sakli olan isimi veririz. ve konuşurkende o isim ile. o cihazi. buluşu. ve dogan cocugu cagiririz, işde o bilgi zaten Hz. Ademin icinde vardi, ve şimdi bizler sadece o bilgiyi inkişaf ettirenleriz.

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.”

(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)

bu hadisi biz sesli vaazda yorumlarken dedikki, bu demek olurki: son ümmetin mehdi cocuklari olacagini, ve onun simasinda olacaklarini söyledik. ve böyle olunca ve onun cark sistemi ise, komple sistemi ceviren bir carka sahip demek olur, süleyman 300 lü ve fakat mehdi ise aynen Hz. süleyman gibi bu hadisde gecen, yani o bütün sisteme, zamanindaki bütün sisteme hükmedecek olunca, onun cark sistemi bütün sistemi döndüren bir carka sahip (onun tabancasi) işde, bütün sistemi döndüren cark demekdir. ve o baharida ayarlar, yazida.

ve bölye olunca gecen hafta o vaazin üstüne Ali Agaoglu bir röportajinda gecenki patlamada ölenlere cicek koyduklarini bahsederken dediki benim ortanca hanim dedi. yani "ortancanin kocasi" koyduk onun ismini bundan  sonra,  ve bizim vaaza itafen, bir kac karili oldugunu göstermek istedi, ve bizi  ve "ortancanin kocasini" eleştirenlere cevabimiz şudur ki:

Fakir bir adam bütün biriktirdigi parasi ile, bir tane haci murat alabildiyse,  o onun fakirligi, hekes haci murata binmiyor azizim, dünyada ferrariye, jaguara binenlerde var, ve yine senin benim bir tane arabam var diye, herkesi öyle tek arabali sanma, ve bak o ali agaoglu varsan baksan, araba koleksiyonu yapiyordur. yani senin sadece bir haci murat varken, otopbüs sürüsü olan ULUSOY TURIZMI - Pamukkale turizmi, Kamil koclari düşün, belki 300 tane otobüsü var, belki sen bir bisiklete binerken, burada "Meindl Transport"  diye bir kargo şirketi var, adamlarin belki 100 tane TIRI  var, ve bunlarin eli tanesininde iki kasassi var birde , düşün bu TIRLARI satan TIR glaericinin zenginligini ve yine bu TIRLARI yapan fabrikanin sahibinin zenginligini, öyle fabrikada mühendis olmakla da bana hava atma,
öyleyse Sen Hz Süleymanin niye 300 karili olduguna şaşiyorsun,  Allah ona, o  istidati verdiyse, ve zamaninda, onun zamaninda en büyük tir da atlardi  ferraride Atlardi. ve Hz. Süleymanin en güzel SALMA atlari varmiş, ve herhalde o zamanin  TIR larindan 300 taneside onun ahirinda bagliymiş, demekki 300 KISRAK At, yani bügünün man TIR lari gibi,  yani öyle olunca, Kanuninin bile sarayinda 300 cariyesi var idiyse, o zaman süleymanlar sülümandan, ve öyle olunca 300 karinin 300 üylede yatan O, ve onun tabanca, ve o tabanca 300 kariyi, yani 300 nefs makamini terbiyet eden adam, ve bizim peygamberimiz ise 12 karili ve, 12 nefs makami verilmiş bizim  sistemimize,  yani (nefsi emmare , nefsi lavvame,.....)  ve dedikki en son gecen hafta, onu "ramazandan indirdik" diyor Allah  dedik, yani ramazan 11 aydan daha hayirli,  ve yani halley yildizi dedik,  ve halley : hatceeeeee yani 11 karidan daha hayirli olan karisi, yani bizer onun rahminden inip gelenlerden,.. inip gelenleriz, yani ümmeti muhammedin annesi hatcedir, Haticeyi Kübradir.  ve 9 gezegen,  bir tanede ilede halley var, yine en son ayşe ile evliyidi, ve güneş sisteminin en sonunda, Hz Ayşenin gezegeni var,  ve öyle olunca, bir tanesi sanki kayip gibi, halbuki fatma için ise babasinin annesi diyordu, yani onun indigi kadirde Rahimde Fatma veyada Hz Amine ve 11i bilniyor birde babasinin annesi, ve vede muhammedde annesinin babasi olunca, bir tanede onun sisteminde Fatma gezegeni var, ve o gezegen öyleki onun 3 tane uydusu var, hasan hüseyin ve muhsin birisi sönük ikisi aktif.
ve öyle olunca, mehdinin bütün dünyaya hükmetmesini demekde ne demek işde  sen anla artik, yani onun ahirzmanda, son ümmeti oluşturmak için dölledigi anneler, ve son yildiz sistemini temsil edecekdir, ve o işde sondan başa döndürcek olandir  "Nas" suresinden "Fatiha" ya döndürcek olandir.

KIYAMETE YAKIN ALAMETLERDEN

"İlmin azalması, bilgisizliğin çoğalması, fuhşun alana çıkması, kadınların çoğalması, elli kadına bir erkek düşecek kadar erkeklerin azalması kıyamet alâmetlerindendir."

(Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 72)

"Devlet malı belirli çevrelerin menfaati yapıldığı, emanet kelepir ve zekât angarya sayıldığı, ilim dinden başka gaye için tahsil edildiği, kişi karısına itaat edip annesine asi olduğu ve dostunu kendisine yaklaştırıp babasını uzaklaştırdığı, mescidlerde gürültüler başgösterdiği, fâsık kimsenin kabilenin başına geçtiği ve aşağılık adamın milletin lideri olduğu, şerrinden korkulduğu için kişiye ikramda bulunulduğu, şarkıcı kadınlar ve çalgı âletleri türediği, şaraplar içildiği ve bu ümmetin sonunda gelenler evvel gelenleri lânetlediği zaman; işte o zaman kızıl bir rüzgâr, zelzele, yere batma, şekil değiştirme, taşlanma ve ipi kopan bir kolyenin tanelerinin birbiri ardı sıra gitmesi gibi birbirini takip eden alâmetler beklesinler."

(Tirmizî)

Rabbim, ahirzman insanlarina, mehdinin kim, ve görevlerinin ne oldugunu, gercek manada anlamak nasip etsin.


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 30 Mart 2016 Çarşamba

Original Kar © glan

Etiketler : islami-Resimler, islami Levhalar ,V220220160440,arapca yazili,duvar süsleri,Kuran-i Kerim,kuran,tesbih,tasavvuf,peygamber,din,Allah,kitap,sünnet,ahirzaman,mehdi,karoglan,hoca,müftü,diynet,mustafa islamaoglu,cübbeli ahmet,naksibendi,menzil,gavs,seyyid,Abdülbaki,seyyid saki,erol,seyyid fevzettin,semrerkand tv,ahiret rehberi,dinimiz islma,enever ören,ihlas,osman ünlü,osman nuri toppas,arif arslan,fetullah gülen,saidi nursi,nurcu,nur talebesi,nur,ziya, muhammed, mustafa,S.A.V,efendimiz,hadisi serif ,Hz.,alehiselam,bismillah,la ilahe illallah,Nihat,hatipoglu,hatiboglu,nihat hatipoglu,nihat hoca,abdurahman önül,ilahiler,ilahi dinle,indir,free downloaden,bedava indir,Dursun Ali Erzincanlı,Dursun Ali, Erzincanlı,Dursun, Ali, Erzincanlı,muhyiddini arabi,vahdeti vücud,nefsi raziye,nefsi mutmainne,mümine,hanim bacim,nefsi mülhime,satiyorum,ariyorum,arkadas ariyorum,aliyorum,satilik,ilanlar,web,hosting,doamin,webmaster,webdizaynir,grafiker,microsoft,mustafa karatas hoca,karatas hoca,mustafa hoca,elmalili,mehmet akif,erbakan,necmettin,milli görüs,fatih erbaka,demet akalin,Hira,HIRA,sevr,kabe,mekke,medine,zemzem,tesbih,kuran,hurma,FUIKIH,namaz,namazduasi,büyü,sihir,sihir nasil yapilir,sihir nasil bozulur,büyücü hoca,yildizname,falci,memis hoca,Caner Taslaman,serat Ahmet tan,hamza,Caner hoca,Muhammed Rasid Erol,Abdülhekim el hüseyni,yarbay mehmet,almanya vekili,yarbay hoca,seyyid mübarek,haznevi,mehdi,ahirzaman,kiyamet,kiyamet alametleri,Basagacli,Sandikli,Afyon,afyonlu,Türkiye,Türkiye bayraklari,bayrak butonlari,flatcast,radyo,radyo temalar,TC,23 Nisan,19 Mayis,Cumhuriyet bayrami,Genclik ve spor bayrami,30 Agustos,10 Kasim,atatürk,mustafa kemal,Türk,Turk,Turkey,kirmizi,yesil,sari,mavi,turuncu,siyah,pembe,mor,beyaz,white,black,green,red,orange,blue,violet,yellow,grau,braun,Mr,Matrix,Hz.Nuh,Hz. ibrahim,Hz, isa,Hz. meryem, Hz. Musa,hiristiyan,müslüman,yahudi,cami,mescid,namz,oruc,hac,zekat,sadaka,nafile,dua,dualar,esmaülhüsna,havas,havas hoca,vefk,arapca,türkce,deutsch,english,button,radyo kur,sayfa,ac,forum kur,domain satin al,forum satin al,ibrahim Tatlises,Orhan Gencebay,Merve Özbey,Niran ünsal,Ferdi Tayfur,Rihanna,Beyonce,mily cyrus,kate linn,biranna,INNA,inna,indila,Gülben Ergen,Aynur Aydin,Okan bayülgen,Zaga,beyaz,beyazit,komik,ilginc,kedi,köpek,irem derici,Hande Yener,Kadir inanir,cüneyt Arkin,baris manco,Kurtlar Vadisi,muhtesem yüzyil,osmanli,pelin cit,özge,zahide,Tarkan,murat boz,acun,hadise,Ebru gündes,

Print this item

RasitTunca-2 Ay Takvimi ve Güneş Takvimi (Kar©glanin 23 Mart 2016 Vaazi)
Posted by: RasitTunca - 05-29-2018, 05:33 PM - Forum: 2016 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi - No Replies


Ay Takvimi ve Güneş Takvimi

(Kar©glanin 23 Mart 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ

Sadakallahul Aziym YUNUS Suresi 62. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

E lâ inne evlîyâallâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn

Meali :

Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına (dostlarına) hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.

Sadakallahul Aziym YUNUS Suresi 62. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

كَتَبَ اللَّهُ لَأَغْلِبَنَّ أَنَا وَرُسُلِي إِنَّ اللَّهَ قَوِيٌّ عَزِيزٌ

Keteballâhu le aglibenne ene ve rusulî, innallâhe kaviyyun azîz.

Sadakallahul Aziym MÜCADELE Suresi 21. ayet

Meali:
Allah Takdiri Ezelde (Kader Kitabina), “Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz” diye yazmıştır. Şüphe yok ki, Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.

Sadakallahul Aziym MÜCADELE Suresi 21. ayet

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.”

(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)

“Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir. Yere beşinci olarak ehli beytimden biri sahip olacak. Yani Mehdi.”

(Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)


Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:

“Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Benim dostlarımdan birisine ihanet eden bana karşı savaş açmış olur."

(Hadîs-i Şerîf, Buhari)

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:

“Allahu Teâlâ buyurmuştur: Her kim sevdiğim kuluma düşmanlık ederse, Ben de ona harb ilân ederim."

(Hadîs-i Şerîf)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

ALINTI

MEVDUDİ

...Fakat şu bir gerçek ki, Allah (cc)'ın hakimiyetini bütün dünyada tesis eden bir müceddid gelecektir. İster çok yakında isterse çok sonraları olsun, farketmez, O, peygamberimizin hadislerinde açıkça tanımlanmış olan İmam Mehdi'dir. O'nunla ilgili olarak bazı işaretler de yine bizzat peygamberimiz tarafından açıklanmıştır.

Bu işaretler, Müslim, Tirmizi, İbni Mace ve diğer bazı hadis kitaplarındaki hadislerde açıklanmıştır. Bize bu rivayetlerden sadece birini burada zikretmek isityoruz.

Şuna inanıyoruz ki, İmam Mehdi geldiği zamanın en ideal komutanı, lideri olacaktır. Buradaki idealden maksadım şudur: çağın bütün gerçeklerini bilecek, tam bir yönetici yeteneğine sahip bir insan olacaktır. Korkarım ki, onu ilk reddedecek olanlar gelenekçi ulema sınıfı ve sufi takımından başkası olmayacaktır. Çünkü onlar göreceklerdir ki, bu insanın, tasavvurlarındaki Mehdi ile hiçbir ilgisi yok.

Mehdi, geldiği zaman, Müslümanlar'ın düşünce ve inançlarında bulunan cahiliye pisliklerini temizlemeye çalışacak, en saf şekliyle İslam'ı ortaya koyacaktır. İslam'ı her alanda hakim kılmak için çalışacaktır. Kendisine ait veya kendisinin oluşturduğu bir iddia veya davası yoktur. Bunun karşısında cahiliye de boş durmayacak, bütün gücüyle 'batılı' hakim kılmak için çalışacaktır. Ama hak için yapılan bu büyük cihadda Allah(cc)'ın yardımıyla Müslümanlar galip çıkacak, cahiliye hezimete uğrayacaktır.

Mehdi'nin hak davası için olan bütün çalışmaları İslam'ın dünyaya hakim olmasına vesile olacak, bütün dünyada bir İslam nizamı tesis edilecektir. İslam'ın bu hakimiyetini, sadece yönetim biçimi içinde ele almak yanlıştır. Çünkü, İslam'ın hakimiyeti her alanda gerçekleşecektir. Bütün bunların sonunda hadiste de belirtildiği gibi "yerde ve gökte bulunan herkes mutlu olacaktır."

Bir Müslüman olarak, İslam'ın hakimiyetini görmenin özlemi içindeyiz. Bunu görebiliriz veya göremeyiz, önemli olan bu değildir. Önemli olan bu gaye için gayret göstermek, çalışmaktır. Nihai fethin komutanını zihnimizde tasavvur edersek göreceğiz ki, böyle bir zaferin imamı ile halkın tasarladığı imam arasında hiçbir benzerlik yoktur. Böyle bir liderin geleceğine olan inancı, hayretle karışlayanlara şaşmamak, doğrusu elden gelmiyor...

(Mevdudi, "İslam'da İhya Hareketleri", s. 52-55)

ALINTI SONU

öncelikle en son vaaza bu vaazi baglayalimki zincir kopmasin.

Ey Abdülbaki biz öyle yukari tirmanirken, alt basmakdaki merdiven tahtalarini sökecek kadar ahmak degiliz biz, üstüne cikip yükseldiklerimizi, cigneyip tepeleyecek kadar ahmak olan (:::) ve askeride degiliz, biz cikdigimiz basamagi biliriz, ve ona inerken ihtiyacamiz olacaginida bilirz ancak,
zeytin dogada bakimini yaptimi, zeytin verirde, zeytini hasat etmek için adamlar bi alet keşfetmişler, bir kolu ile dalin kökünü tutuyor, diger kolu ile onu bir sarsiyorki, ermiş bütün zeytinler şapir şupur dökülüveriyorlar.
biz ise seni ve sofilerini sinamiş olduk, ve dalini öyle bir sarsdikki, sofileri, seyyidleri, meyyitleeri, seni bile telaş sardi, ve birde sizi bana düşman eyledi,

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem yine buyurdular:

“Allahu Teâlâ buyurmuştur: Her kim sevdiğim kuluma düşmanlık ederse, Ben de ona harb ilân ederim."

(Hadîs-i Şerîf)
ben bunu bile bile, ahmakmiyimki Allah adamlarina düşmanlik edeyim ki, ben seni ve dalini o zeytin agaclari gibi sarsdimki, kimler sana tam bagli, kimler ise dalindan beslenmesine ragmen, dalinda diger sofilerin nimeti olan, feyizden beslenen otlakcilar belli olsun istedik, ve erenle ermeyenler, sofi il mofiler belli olsun istedik, ve şüpheye düşmeden saglam kalan sofiler senindir, amma sadece bir daha sarsincaya kadar, ve onlar senin, diger dökülenleri birak bizim olsun, sen erdirememişsin onlari, belki biz de erecekdir onlar, birak onlari saliver gitsin, şimdi ilk sarsilmada dökülen ey kurtlu zeytinler gelin bakalim, sizden yencek olanlar varmi, takilin peşime, yapişin elime şimdi, haydi attaya gidiyoz. şeyhim Abdülabaki kalan saglar senindir SIKI tut onlari.
ve Muhammed Mustafa mirac ederken bir olay oldu, ve buraga binmek için üzerine cikdigi taş, muhammedle birlikte o da yükseldi, bakdi taş veya kayada onunla geliyor, muhammed dediki, "sen kal, gelme" dedi onun üzerine taş, havada muallakda kaldi, gidicenmi? gitmeyecenmi? veya inicenmi inmeyecenmi? ve öyleki zirveye cikinca, inmek kurali olan newton kanunuda, böylece ihlal edilmiş oldu, ve denildiki bizlere "ey ümmeti muhammed, bir kararda sabit fikirli olmayin." yukari zirverye cikan, her ne kadar newton kanunu geregi, cikinca incek isede, burada, mescidi aksadaki, o muhammedin buraga bindigi yerde, bu kural ihlal edilki insanlara en büyük ders verildi, yani "ey insanoglu sinirlarini zorla, ve ara bul keşfet." denildi. ve bizde zirveye cikarken, nakşi kolundanda yetiştik, ve bir basamakda onlardi. öyle olunca onlardan bazilari peşimize takilinca, bizimle birlikte yükselmeye kalkinca, siz Abdüllbakinin olanar orda kalin, takip etmeyin beni demek için, bu sarsmayi yapmamiz gerektiki, amma iyi sarsdim degilmi, nerdeyse zeytin dalida kökünden cikcakdi, abdülbaki birak sofileri sen dahi sarsildin degilmi.
alt basamak altta durmaliki, cikan yeniden ona basip geri inebilsin, ve dedikki: "sen altta o basamaga sahip cik, ve o basamagi saglam tut." demedikmi!
ve ben (:::) degilim, yukari cikarken, alt basamaklrin hepsini kirip sökecek, şükür o kadar ahmak degiliz, söküp zirveye cikinca, ordan artik inme vakti gelince, onlari kiran ahmak, birdaha basacak basamak bulamaz inmek için, ve minareden aşagi yuvarlanir gibi, dik kabak aşagi yuvarlaniverir.
Amma burda püf noktasi, benim yükselebilmem için, alt basamagi terketmem gerekiyor ki, seni terketmezsem ben bir yukari cikamamki, sende Muhammedin hurma kütügü gibi illede beni birakma dersen, benim seninle birlikte mirac etmem gerekir, oysaki yol bu degil, yol en zirveye cikan, oraya sahip cikip, bir üste cikanlara basamak olmak zorundadir, o yüzden nakşi şeyhleri biz müridlerimizi omzumuza aliriz dediler işde.
Ve muhammedde mirac ederken o muallak taşina "sen dur gelme" dedi.

---oOo---

Allah, Ölüden diri, diridende ölüyü cikarir.Tohum sanki bir ölü gibi, onu dikdin, ve filiz oldu, ölüden diri cikdi, ve o filiz yetişdi meyva verdi, sonra o meyvanin icine,o agac yine yeni bir cekirdek gizlediki, ve o cekirdek, meyva daldan kopunca, artik o meyva ölü olsada, Allah o cekirdegin icine, yine o agacin bütün SIRRINI sakladi, ve o nu yine dik, orman olabilcek yetenege sahip, bu bir bugday ise harman olabilcek yetenege sahip. ve Alem ve kainat büyük bir agac gibi , ve dünya ondaki meyva gibi ve insan ondaki cekirdek gibi kainatin bütün SIRRI insanin icine dercolmuş vaziyete. onu patlatip acinca, hani bu adami bombayla patlatin degil, Allah onu aca aca, kainat yapiyor, ve böyle olunca, cekirdekde cekirdek, onun cekirdeginin verdiği daldaki meyvadaki cekirdekde yine başka bir cekirdek, ve ici ice evrenler, ve coklu evren, ve yani deden, ve onun icindeki baban, baban onun icindeki sen, ve senin icindeki senin cocugun, onun icindeki torunun,...... ve ic ice evrenler, coklu evren budur yani, ve dünyamiz en icdeki nokta, ve bizler müminler ve müslümanlar, dini vecibelerimizde ay takvimi kullaniriz, cünkü bizler sagdan sola dogru hareket edenleriz kainatta. ve ay dünyadanda kücük, ve o sagdan sola dönmekdedir ve bizim zaman algimiz sagdan soladir, yani hayattan yalanci dünyadan, bekaya dogru, oysaki hiristiyanlar güneş takvimi veya miladi takvim kullanirlar, ve onlarin dönüşü ise, güneşimizin kainata dogru dönüşü ise soldan saga dogrudur, öyle olunca bahar mevsimi araplara ayri zamanda gelir, türklere ayri zamanda, ve avrupaya ayri zamanda, yine amerikaya daha ayri bir zamanda gelir. ve böyle olunca, bana "bahar geldi" haberi şubat ayi icinde geldiki, ve biz kainatin dönüşünü ona göre ayar cekdikki taa şubatta. ve biz kameri takvime göre mevsimlere ayar cekmek ile mükellefiz, oysaki bir HIRISTIYAN ve avrupali ise, o da 21 martta bahara giriyor. ve deccal kafiri, bizim o carki döndürdügümüz vakitki frekansimizin kehrwertini aliyor ve kainat kaosa giriyor, halbuki ahmak, bana bahar geldiginde, sana gelmiyor, sana geldiginde, bir digerine gelmiyor, öyle degilmi. ve cark carka bagli, ay ayri bir cark, dünya yine ayri bir cark, ve yine güneş ayri cark, merkür ayri cark, ve cark carka bagli, sen benimkini ters cevirince, yanliş zannedince, bu bütün mevsimleri kaosa ugratmiş oluyorsun ahmak, ve türkiye bahara mart girince gelir, avrupaya ise, martin 21 inde gelir, senin ile türkiyenin arasinda 21 gün fark var ahmak, benimkini hic sorma zaten, beyinsiz ahmak, ve bir daha benim ayarimla kendininkini kiyas etme, dangil.

Aynen insanlarin oksijen alip karbondioksit vermesi gibi, bitkiler ise fotosentez yapip, karbondioksit alip, oksijen verirler. ve isa efendimiz ve isaviler sürüyü soldan saga dogru toplayip gelmekle sorumlu, ve miladi takvim, ve soldan saga cark sitemi, ve biz ise sürüyü, sagdan solda dogru toplayip gelmekle sorumlu olan, muhammed ümmetiyiz. ve sen düşün ibrahim carki nasildir, Hz Nuhun carki nasildir, artik biraz tefekkür et, ve nuh gezegeni neptün dedik, su basan gezegen, ve onun dönüşü ne yanadir ve hareketi yukardan aşagimi yoksa soldan sagami bilim adamlari daha iyi bilmekde ve yildiz nuh iken netün yildizken oranin gezegeninde ayri bir takvim vardiki ömürler bin yil ediyrdu, öyle olunca bazi carklar bazi carklara ZIT durumdadir. o gece iken, digeri gündüz olmak zorundadir, o iyi iken digeride kötü olmak zorundadir, ve biri aci iken, diger tatli olmak zorundadir, ve ZITLRDA ki ahenk budur. ve takvim, ve ic kulvar diş kulvar, ve bizler için zaman hicridir, ve Tabancanin en büyügü 30 ludur ve oda

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:

"Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu bozmayın. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilalin görülmesine engel olursa) otuza tamam edin"

( Hadis-i Şerif , Müsnedi Ahmed)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ

Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân

BAKARA Suresi 185. ayet

Meali:
Ramazan ayı, bir aydır ki biz onda kurani indirdik, ve birde insanlara hidayeti ediciyi(Mehdiyi), ve birde onlarin arasindkileri ve furkanida o hidayet edici (Mehdiden) indirdik.(4 Tane Tabancadan bahsediliyor burda Kuran Ramazandan inmiş, yani halleyden 83 senede gelip giden bir tabanca, bir yildiz ve takvim, ve birde Mehdi yine halleyden, ve birde onun arasindakiler yine halleyden, ve yine birde Furkan Ramazandan inmiş, ve fakat furkan ve Kuran arasindakiler ise, ondan inen Mehdiden veya hidayet ediceden inmişler.)

BAKARA Suresi 185. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ يْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ نَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ

KADR (KADİR) Suresi 1 - 2 - 3 - 4. ayeti

İnnâ enzelnâhu fî leyletil kadr,Ve mâ edrâke mâ leyletul kadr,Leyletul kadri hayrun min elfi şehrin.Tenezzelul melâiketu ver rûhu fîhâ bi izni rabbihim min kulli emrin.

Meali :

Muhakkak ki Biz, O’nu (Kur’ân’ı) Kadir Gecesi’nde Biz indirdik.Ve Kadir Gece’sinin ne olduğunu sen bilirmisin ki o 11 ayin sultanidir (elf almancadir ve 11 demekdir) 11 aydan daha hayirlidir,ve biz melekleri ve ruhlari rablerinin izniyle ondan indiririz ( yani cocuk isteyen anne babalarininn istegi üzre, o ndan, o tabancadan indirir geliriz.)

böyle olunca biz onu kadir gecesi indirdik deniyor, yani muhamedde kadir gecesi hakkinda, tekli gecelerde arayin dedi, ve alimler onun 27. gece oldugunda kanaat etmişler, ve öyle olunca, eger ayni ayeti biz onu ramzanda indirdik ve, kuranda yine kadir gecesi indirdik diyorsa, ve gezen yürüyen kuran muhammedse, onun indigi tabanca 27 li tabanca demek olur, ondan inmiş gelmiş olur, ve muhammed ise, muhammedül arabi ve 25 li arap ati,
ve

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

نِسَآؤُكُمْ حَرْثٌ لَّكُمْ فَأْتُواْ حَرْثَكُمْ أَنَّى شِئْتُمْ وَقَدِّمُواْ لأَنفُسِكُمْ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَاعْلَمُواْ أَنَّكُم مُّلاَقُوهُ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ

BAKARA Suresi 223. ayet

Nisâukum harsun lekum, fe’tû harsekum ennâ şi’tum ve kaddimû li enfusikum vettekûllâhe va’lemû ennekum mulâkûh(mulâkûhu), ve beşşiril mu’minîn

Meali :
Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın. Ve kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Bununla Mü’minleri müjdele.

BAKARA Suresi 223. ayet

ve gecenki vaazda dedigimiz "kocakari dünya" sözümüze ilavaten, ve senin topragin, senin eşin, senin karin, ve sen ona ekiyorsun sülbünü, ve senin tabanca senin dünyani döndüren cark demekdir, ve bir hadisde

"Cennette, Cennetlik olan en fakir insana, bağlar ve saraylarla dolu, dünya kadar geniş bir yer verilecek."
gecmekdedir. ve senin annen senin ilk cennetindi, ve kadinin topragin ve senin dünyan demekdir, ve güneşimiz iki cihanin güneşi muhammed mustafa, ve bizim güneş sistemi takvimimizde vede hicri takvimde 12 tane ay vardir ve "ocak şubat,..." ve peygembeerimzin 11 karisi eşi oldugu sanilir, halbuki eger bizim güneşimizin gözüken 9 gezegeni biliniyorsa, ve aylar ise 12 ise, bilinmeyen 3 tane daha gezegen var demekdir, ve güneş yildiz ve er kişi, kadin ise onun topragi, ve muhammedin 12 karisi var ise, 12 tane topragi ve dünyasi var demekdir, ve cennetliklerin en fakirinin bile bir adet karisi var imiş, ve bir tane gezegenli yildiz, ve tevrat ve musavi kaynaklarinda Hz Süleymanin 300 karisi oldugu söyleniyor, ve sirius yildizi işde, 300 gezegenli bir sistem, ve o 300 tane dünyayi devir ettiren bir carka, tabancaya sahip. ve gecenki vaazdaki hadisde gecen:

Hz. Enes’ten yapılan rivayete göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Cennet halkı kıyamet günü Âdem’in suretinde, otuz üç yaşında, bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir sima hâlinde haşr edilirler. Sonra cennette bulunan bir ağacın yanına götürülürler ve ondan elbise giyinirler, artık ne elbiseleri eskir ve ne de gençlikleri kaybolur.”

(Kenzu’l-Ummal, H. No: 39383)

bu hadisi biz sesli vaazda yorumlarken dedikki, bu demek olurki: son ümmetin mehdi cocuklari olacagini, ve onun simasinda olacaklarini söyledik. ve böyle olunca ve onun cark sistemi ise, komple sistemi ceviren bir carka sahip demek olur, süleyman 300 lü ve fakat mehdi ise aynen Hz. süleyman gibi baştaki hadisde gecen
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir.”

(El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s.29)

yani o bütün sisteme zamanindaki bütün sisteme ve hükmedecek olunca, onun cark sistemi bütün sistemi döndüren bir carka sahip, onun tabancasi işde, bütün sistemi döndüren cark demekdir. ve o baharida ayarlar, yazida. ve bunu gören dangil deccal aleyhillane işde ona itiraz edip onun ayarini bozup kehwerti ile muamele edip kainati kaosa sokmakda. ve fakat deccalda onun (Mehdinin ) deccali oldugandan onun ZIDDI gibidir, ve onun gecesi gibidir, ve o iyi digeri kötü, ve bir bütünü oluştururlar. o yani mehdi hükmedince gündüz ve bahar gibi olur, deccal hükmedince kiş ve sonbahar gibi olur. Ey kafir deccal! sinirimi aşmaya kalkma, artik bahar geldi, cek git şimdi, dünyayi karanlik ve zulumet ve soguk ve kar ile korkutmakdan, aclikla korkutmakdan vazgec, bahar ve neşe vaktine geldik. ve muhammed ve hizir ve yeşil, ve yeşil nurun sahibi muhammed ve muhammediler vaktine geldik. yerini bil ve, geceysen geceligini bil, kiş isen kişligini bil, ve zaman benim, bahar geldi şimdi, yavaş yavaş yaylan artik. bana müdahle etmeyide birak artik. ikimizde bu carkin bir parcasiysak, sen yerinde dur, ben de ve askerlerimde yerimizde duralim, o zaman sen ahmak degilsen bu laf sana yetcekdir zaten, senide adam ettikmi kim kaldi geriye demedkir artik. bu dünya cennete dönecekdir. ve sen ise gece gibisin, ve cehennemi temsil ediyon, ve bana uymayanlari, aynen benim abdülbakiyi sarsip, ona uymayanlari döküp aldigim gibi, bana uymayanlar senin olsun, cehennemine doldur onlari, zaten bize cehennemlikler lazim degil, cennete, kim onu bunu yutcak bir timsah ister, oysaki cennet surur yurdu, orda kötülük ve pislik barinmaz, senin yurdun ise pislik ve kötülük ve gece,.. sen sana verilene sahip cik, benimkinide, bana verilenleride bana birak şimdi, böylece bu dünya rayinda akip gitcekdir .

---oOo---
ve zirve bir kişilikdir dedik kartallar yalniz ucar ve zirvededir, osmanli kartallik tslamakdan, halki unuttu, yedi düveli zaptedecen derken, dimyata pirince giderken elindeki bulgurdanda olcakdi az kaldi. ve Atamiz Atatürk cikdi ve bir ordu kurduki o ve askerleri ile, Türkün irzini namusu elden gitmedn kurtardi vatani, ve bu sayede bizler özgür bir devlette bayraklar dalgalanirken, ve ezanlrde okunurken, bir anneden özgür bir insan olarak dogduk. yoksa osmanlya kalsa, en son haliyle bizim, gavurun kölesi olarak dogmamiza sebeb olcakdi. ve yüksekten ucup, yüksek perdeden atmakdan, ne halki gördü, ne marabayi, ve vatanin paylaşildigini bile farketmediler.
Rabbim Mustafa Kemal ve arkadaşlarini gani gani rahmet eylesinki, ve biz bugün şu haldeysek, bir sebebide onlardir.
ver biz cikdigimiz basamagi kirmayiz. Dangil (:::) üsten basar lapidak ahmak kirarda cikar üste, işde Atatürkü zirvede görüyor, ve onu cigneyip üstünde tepinip üsütne cikmaya calişan ahmak, ondan ötede ne kaldi daha, daha kimi cigneyecen dapidak kaz, cignmedik kimse birakmadin, koca ahmak.

---oOo---
Rabbim beni ve askerimi, Zirveye cikmak için, altindkileri cigneyip ezen, üstünde tepinen, dapidak ahmak, olmakdan muhafaza buyursun, bilki ey askerr cikarken, inecegin günleri unutma, ve kapattigin kapilari yumuşak kapat, bir gün geri acman gerekir.


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 23 Mart 2016 Çarşamba

Original Kar © glan

Print this item