Welcome, Guest |
You have to register before you can post on our site.
|
Forum Statistics |
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 662
» Forum posts: 941
Full Statistics
|
|
|
Tasavvufda Nefs-i Mülhime (İlhama Açık Nefs) Nedir? |
Posted by: RasitTunca - 07-18-2025, 02:22 PM - Forum: Tasavvuf Bilgileri
- No Replies
|
 |
Nefs-i Mülhime Nedir? Meleklerden ilham Alıpda Hatalarından Ders Alan Nefsin Makamı Nedir?
Öncelikle Nefis demek, Vücut Denilen Araba veya Motoru süren sürücü, şoför Manasındadır. Bu Motor ve araba yaptıklarından hesaba çekilcek olduğu için, onun sanki yabani bir at misali, üstüne binip güzel işler yaptırılabilmesi için, önce terbiyet edilmesi gerekir. Yani sürüş kurallarını öğrenmek gekekir. Burada islamın şartları olan namaz ve oruç devreye girer, ve işde oruç ile insan önce nefsine gem vurmayı, yani nefis atına, yani motoruna gem vurmayı, veyahut arabasında, fren sistemini nasıl kullanması gerektiğini öğrenir. Oruç ile yemek helal olan birşeye gem vurulur. Daha sonra cima ya (Cinsel birleşmeye) gem vurulur, yani frene basması öğenilir. Bunu öğrenince, artık insan islamın haram ve yasak dediği durumlarda, frene basıp nefis atının gemini çekerek, gerektiğinde onu durdurur. Böylece nefis, kazandığı derece ile makam kazanır ve terbiyet ehli olur.
---oOo---
Nefs-i Mülhime (İlhama Açık Nefs) Nedir?
Nefs-i mülhime, tasavvufta nefsin üçüncü mertebesidir ve "ilham alan nefs" anlamına gelir. Bu aşamada kişi, kötülüklerden arınmaya başlar ve kalbine ilham, hikmet ve manevi farkındalık gelir. Kur’an’da bu duruma işaret eden ayet şöyledir:
"Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene, sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir." (Şems Suresi, 91:7-9)
Özellikleri:
- İlham ve İç Huzuru: Allah’tan gelen iyilik ve hikmet ilhamları kalbe yerleşir.
- Kötülüklerden Uzaklaşma: Nefs-i emmarenin ve levvamenin olumsuz etkileri azalır; kişi günahlardan daha kolay sakınır.
- Manevi Keşifler Başlar: Basiret (kalp gözü) açılır, hakikatlere dair içsel sezgiler gelişir.
- İbadetlerde Derinlik: Namaz, zikir ve diğer ibadetler daha huşû içinde yapılır.
Bu Mertebeye Nasıl Ulaşılır?- Nefs-i Levvameyi Terbiye: Sürekli tövbe, sabır ve mücadeleyle nefsin kınayan halini aşmak.
- Zikir ve Rabıta: Allah’ın isimlerini anmak ve manevi bir rehberle (mürşid) bağ kurmak.
- Riyazet ve Azimet: Nefsi disipline sokacak oruç, teheccüd, halvet gibi uygulamalar.
- İlim ve Tefekkür: Dinî bilgilerle aklı, tefekkürle kalbi beslemek.
Nefs-i Mülhime’nin Sonraki Aşaması:
Bu mertebe, nefs-i mutmainne (huzura ermiş nefs) yolunda bir köprüdür. Kişi burada:- Fani dünyanın aldatıcılığını daha iyi görür,
- Allah’a yakınlaşma arzusu artar,
- Riya, kibir gibi gizli hastalıklarla yüzleşir.
Örnek:
Bir mümin, geçmişte günahlara dalarken artık içinde güçlü bir vicdan muhasebesi hisseder ve namazda huşû buluyorsa, bu nefs-i mülhime alametidir.
Not: Bu mertebede şeytanın hileleri (gurur, kendini beğenme gibi) artabileceğinden, istikamet için mürşid gereklidir.
Nefs-i Mülhime Nedir? Meleklerden ilham Alıpda Hatalarından Ders Alan Nefsin Makamı Nedir?
Yani kendisine ilham gelen nefis, Nefsi Mülhime
Mürid yani hak yoluna giren salik sofi , artik levvame nefisden de öteye geçip, eğer o yaptiği hatalardan ders alip, levmettiği bir fiili ikinci defa yapmak durmunda kaldiğinda, önceki yaptiği hatadan ders alipda, o hatayi yapmaz ise, artik mülhime makamina çikmiş olur. Ve artik bu makamdaki bir nefis, vicdan meleklerinin komutani olan, bir üst melekler grubunun sesini duymaya başlar. Ve ona, hep yapcaği her fiilde amelinde, hatalarindan dolayi almiş oldugu yaralari gösterip, bak bunu yapmazsan, bu yarayi almazsin diye tenbih ederler. Ve hal böyle olunca mesela haramlar bellidir amma, haram veya mekruh veya helal oldugu belli olmayan şüheli olan bir fiil yapildiğinda, veya yemesi harammi helalmi oldugu şüpheli olan bir yiyecegi yiyince, o gün namazlar ağir gelmeye başlar.ve vücuda kafir asker girince, derki ona” yatsiyi kilmada yat, sabahi kalkinca kilarsin” diye tenbih eder. ve derki o vicdanin komutani olan melek bak bu şüpheliyi yedin, ve o yüzden senin icndeki melekler ordusunun, namaz kilacak takadi kalmadi, ve sana yatsiyi kilmadan yat derler, sabah kalkma derler. ve sen birdaha bu şüheli şeyden uzak durursan, bu duruma düşmezsin derler. ve o salikde onlarin sözünü dinler, ve o şüpheli olan şeyden, veya amelden, veya fiilden uzak olurlarsa, artik mülhime onda karar kilar, ve dahada yukari yükselir hale gelir. Artik O Mürid yani sofi , o müridi terbiyet ve irşad eden zaatin, Allahin ve meleklerinin ve hizirin yardimi ile oluşturduğu bazi imtihan meviklerine sevkedilir. Bunun misali de: biz elektrik teknisyenliği okurken öğretmen imtihan etmek için, bir elektrik aksami yani, mesela sps sistemi veya, bir elektrik aksami dogru şekilde baglanilir. ve öğreten hoca gelir , ve sen dişari çikarsin veyahut sana göstermeden, o aksamin gidişatini değiştirir, ve mesela bir kabloyu yalniş takar, veya bir kabloyu tamamen cikarir, veya bir rele açik olcaksa kapali hale geitirir, gibi bir bilerek yapilan bağlanti hatasi oluşturur. ve ögretilen ögrenci daha sonra bu hatayi arayip bulmak ile imtihan olur. İşde şeyh de müridine , veyahut bir şeyhe bagli olmayan fakat hak yolsucusu olan birine işde HIZIR aleyshisselamin oluşturduğu, bilerek yapilan aksam değişikligi ile imtihan edilir. Ve eğer o salik ve mürid, o aksamin doğrusunu, önceki yaptiği hatadan ders alipda biliyor idiyse, o zaman o hatayi bilir, ve o imtihandan hataya düşmeden kurtulur, veya hata yerine doğrusunu yaparak hatasiz çikar. Eğer hatalardindan ders almasini bilmiyorsa, geçmişini gözden geçiremiyor ise, Peygamberin “ölmeden önce kendinizi hesaba çekin” hadisini anlayip yaşamiyorsa, ve vicdaninin komutani olan melekerin sesini duymaz olduysa bu sefer tekrar levvame nefise, aşaği düşer.
---oOo---
Başımdan Geçen Şu Veciz Hatıra ile Bu Konuyu Daha iyi Anlamanıza Yardımcı Olacağım :
Zararın Neresinden Dönersen Kardır
Karoglan Raşit Tunca 1994 veya 1995 senesi Avusturya Waidhofen Thaya Hatırası
1994 veya 1995 Seneleri olcak Avusturya nin Gmünd ili Schrems Belediyesinde oturuyorum. Waidhofende yaklasik 20-22km uzakta bir firmaya iş başvurusu ıçın yola çıktım arabayla iki kilometre gittim icimden bir ses Zararın Neresinden Dönersen Kardır diyor bende düşündüm zaten yola ciktik yolunda bir kismini gittik bunun eger benzinden tasarufu olcaksa zaten benzin gitti kar neresinde diye yola devam ettim.
sonra waidhofen kavşagina geldim yine ayni ses Zararın Neresinden Dönersen Kardır diyor dedim artik yolu yariladik bunun karımı kaldı ben gidende iş başvurusu yapan dedim yola devam ettim. sonra waidhofene vardim şehirin icinde Mondo marketi var girende semel cöregi alan diye karşısına parkettim park levhasina dikkat etmemişim girdim 5 dakkada semmel cöregi aldim ciktim arabanin camina polis 300 schling ceza yazmiş ceza kagidini bırakmış gitmiş. kafa DANK DANK etti haaaaaa
Zararın Neresinden Dönersen Kardır ne demek anlayiverdim amma bize gelen o ilhama dikkat etmedik zarar ettik. sonra gittim iş başvurusunu yaptim he hüm dediler aldilar başvurumu ne aradilar ne sordular velhasil kelam rabbim melekeleri ile bize ilham etti Zararın Neresinden Dönersen Kardır buyurdu amma biz daha o zamanlar toy bir delikanlıyız kaala almadık ve sonunda 300 schling zarara ugrayanlar olduk velhasil siz siz olun eger şeriata aykiri olmayan bir ilham size gelirse ve derseki Zararın Neresinden Dönersen Kardır hemen orada yoldan dönün evet Zararın Neresinden Dönersen Kardır .
---oOo---
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 20.08.2021 Cuma
Original Kar©glan
|
|
|
Tasavvufda Nefs-i Mutmainne (Huzura Ermiş Nefs) Nedir? |
Posted by: RasitTunca - 07-18-2025, 02:16 PM - Forum: Tasavvuf Bilgileri
- No Replies
|
 |
Nefs-i Mutmainne Nedir? Tam Teslimiyet ile iman Eden Nefsin Makamı Nedir?
Öncelikle Nefis demek, Vücut Denilen Araba veya Motoru süren sürücü, şoför Manasındadır. Bu Motor ve araba yaptıklarından hesaba çekilcek olduğu için, onun sanki yabani bir at misali, üstüne binip güzel işler yaptırılabilmesi için, önce terbiyet edilmesi gerekir. Yani sürüş kurallarını öğrenmek gekekir. Burada islamın şartları olan namaz ve oruç devreye girer, ve işde oruç ile insan önce nefsine gem vurmayı, yani nefis atına, yani motoruna gem vurmayı, veyahut arabasında, fren sistemini nasıl kullanması gerektiğini öğrenir. Oruç ile yemek helal olan birşeye gem vurulur. Daha sonra cima ya (Cinsel birleşmeye) gem vurulur, yani frene basması öğenilir. Bunu öğrenince, artık insan islamın haram ve yasak dediği durumlarda, frene basıp nefis atının gemini çekerek, gerektiğinde onu durdurur. Böylece nefis, kazandığı derece ile makam kazanır ve terbiyet ehli olur.
---oOo---
Nefs-i Mutmainne (Huzura Ermiş Nefs) Nedir?
Nefs-i mutmainne, tasavvufta nefsin en olgun mertebelerinden biridir ve "Allah’a teslim olup huzura eren nefs" anlamına gelir. Bu aşamadaki kişi, dünyevi kaygılardan kurtulmuş, ilahi rızaya tamamen yönelmiş ve içsel bir sükûnete ulaşmıştır. Kur'an'da bu mertebeye şöyle hitap edilir:
"Ey huzura ermiş nefs! Rabbine dön, O’ndan razı, O’nun da senden razı olduğu halde! Artık kullarımın arasına gir, cennetime gir!" (Fecr Suresi, 89:27-30)
Özellikleri:
- Tam Teslimiyet: Allah’ın takdirine kayıtsız şartsız rıza gösterir, her durumda "hoşnutluk" (rıza hali) içindedir.
- Dünya Bağlarından Kurtulma: Mal, şöhret gibi geçici arzuların esiri olmaz; elindekileri Allah yolunda kullanır.
- Sürekli Zikir Hali: Kalp, daima Allah’ı anar; ibadetler şekilcilikten uzak, deruni bir hal alır.
- Korku ve Ümit Dengesi: Allah’ın gazabından korkmakla birlikte, rahmetinden ümit kesmez.
- Manevi Ferahlık: İçinde sıkıntı, huzursuzluk kalmaz; "kalp rahatlığı" (itminan) hasıl olur.
Bu Mertebeye Nasıl Ulaşılır?
- Nefs-i Mülhimeyi Aşmak: İlham alan nefsin ardından, nefsi tamamen Allah’a teslim etmek.
- Tevekkül ve Rıza: Her durumda "Allah’tan gelen hoştur" diyebilmek.
- Şükür ve Sabır: Nimetlere şükür, belalara sabırla yaklaşmak.
- Mürşid Terbiyesi: Bu yüksek mertebe, genellikle bir mürşid-i kâmilin rehberliği olmadan zor ulaşılır bir haldir.
- Fenâ Fillah: Benlik duygusunun erimesi ve Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak.
Nefs-i Mutmainne’nin Alametleri- Dünya Metaına İlgisizlik: Mal-mülk sevgisi yerine infak ve paylaşma ağır basar.
- Ölüm Korkusunun Azalması: Ölüm, "sevgiliye kavuşma" olarak görülür.
- Gizli ve Açık İbadet Aşkı: Namaz, oruç gibi ibadetler bir yük değil, zevk haline gelir.
- İnsanlara Karşı Şefkat: Kin, kibir gibi duygular yerine merhamet ve tevazu hâkim olur.
Nefs-i mutmainneden sonra daha yüksek makamlar gelir:- Nefs-i Radiye (Razı olmuş nefs)
- Nefs-i Mardiyye (Razı edilmiş nefs)
- Nefs-i Safiyye (Arınmış nefs)
Örnek:
Hz. Yusuf’un zindanda sabırla geçirdiği yıllar, Hz. Meryem’in iffetli duruşu veya Ashab-ı Kiram’ın Allah yolunda gösterdikleri teslimiyet, nefs-i mutmainne örneklerindendir.
Uyarı: Bu mertebe, "günahsızlık" değil, nefsin dizginlenip Allah’a yönelmesidir. Kişi hata yapabilir, ancak hemen tövbe eder.
Nefs-i Mutmainne Nedir? Tam Teslimiyet ile iman Eden Nefsin Makamı Nedir? Denilince
Mürid hak yolcusu salik, eğer mülhimeden dahada ileriye geçebilirse, artik ilhamdan öteye geçen nefis, artik hücreleri ve atomlari ile, yani melekler ile devamli kontakt halindedir. Ve artik atomlarin nedensiz niçinsiz Allahin emrine itaat halinde olduklarini anlayinca, yani bir ordunun askerleri, ona emredileni yapmakla sorumlu olduklari gibi, komutan hücüm diyorsa hücüm, bekle diyorsa bekle, onlar sadece sürücü kuvvetin emrindeki meleker ordusudur. ve örnegin bir gözlük, onun sahibi onu taktiği müddetçe, numarasi oldugu derece ile göze yardimci olmakla sorumludur, onun, bunun ilerisine geçme veya, gerisine kalma yetkisi yok. bir adim ileride atamaz bir adim geridede kalamaz. İnsanda melekliği öğrenince, onun için artik cennet ümidi, cehennem korkusu bitmişdir . dilerse Allah cennetine koyar, dilerse cehennemine, önemli olan onun rizasidir. Yani emre itat etmek mühim olandir. emre itaat ettikden sonra, onun sahibi onu istediği heryerde kullanabilir. ve Allah adildir ki elbet gözüne takilcak gözlüğü afedesin götünde kiçda tuvalet kağidi olarak kullanmaz, ve gerektiği yerde kullanir. Amma olurki sen gözlük isen gözlüğü silah olarak kullanir, olurda şifa olarak kullanir olurda süs için kullanir velhasil kelam. ve gözlük gibi olan için, şayet bir kolu kirilsa ve kolumun birini kirdida neden kirdi? niçin kirdi olamaz ? kirildi ise kirilmişdir ve mehdi dahi bir kolu yerinden çikikdir, ve nedensizdir onun nedenini hak Teala bilir.
Umumi sebebleri ve külli sebebler olarak sebebleri vardir. Sebebi kül hak ilmindedir. insanlar ise düşdüm burkuldu gibi sebeblerin bilir. düşdüm amma neden kirildi? amma neden onu Allah bilir. yani nedensiz niçinsiz imana mutmain iman denilir. yani Rabbine tam teslimiyet ile teslim olmuş ölü yikaciyinin elindeki ölü gibi, neyanna çevirirse oyanna döner, itiraz edebilcek bir cani olmayan, ruh halindeki insan yani.
---oOo---
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 20.08.2021 Cuma
Original Kar©glan
|
|
|
Tasavvufda Nefs-i Radiye (Razı Olmuş Nefs) Nedir? |
Posted by: RasitTunca - 07-18-2025, 02:03 PM - Forum: Tasavvuf Bilgileri
- No Replies
|
 |
Nefs-i Raziye Nedir? Pişmanliklari Olmayan Nefsin Makamı Nedir?
Öncelikle Nefis demek, Vücut Denilen Araba veya Motoru süren sürücü, şoför Manasındadır. Bu Motor ve araba yaptıklarından hesaba çekilcek olduğu için, onun sanki yabani bir at misali, üstüne binip güzel işler yaptırılabilmesi için, önce terbiyet edilmesi gerekir. Yani sürüş kurallarını öğrenmek gekekir. Burada islamın şartları olan namaz ve oruç devreye girer, ve işde oruç ile insan önce nefsine gem vurmayı, yani nefis atına, yani motoruna gem vurmayı, veyahut arabasında, fren sistemini nasıl kullanması gerektiğini öğrenir. Oruç ile yemek helal olan birşeye gem vurulur. Daha sonra cima ya (Cinsel birleşmeye) gem vurulur, yani frene basması öğenilir. Bunu öğrenince, artık insan islamın haram ve yasak dediği durumlarda, frene basıp nefis atının gemini çekerek, gerektiğinde onu durdurur. Böylece nefis, kazandığı derece ile makam kazanır ve terbiyet ehli olur.
---oOo---
Nefs-i Radiye (Razı Olmuş Nefs) Nedir?
Nefs-i radiye, tasavvufta nefsin mutmainne mertebesinden sonra gelen daha yüksek bir makamdır. Bu aşamada kişi, Allah'ın her türlü takdirine tam anlamıyla razı olmuş, ilahi hükümleri içtenlikle benimsemiş ve kaderine şükürle yaklaşan bir hale ulaşmıştır.
? Kur'an'da İşaret Edilen Ayet:
"Ey mutmain nefs! Rabbine dön, O’ndan razı, O’nun da senden razı olduğu halde!" *(Fecr Suresi, 89:27-28)*
(Bu ayet, nefs-i mutmainne ve radiye arasındaki geçişe de işaret eder.)
? Nefs-i Radiye'nin Özellikleri:
- Kesin Teslimiyet (Taslim):
- Artık "Niye bu başıma geldi?" sorusu kalmaz.
- Musibetlerde bile "Rabbim bunu bana hayırlı kıldı" inancı yerleşir.
- Tam Bir Rıza Hali:
- Allah’ın verdiği her şey (nimet, imtihan, mahrumiyet) kayıtsız şartsız kabul edilir.
- Hz. Yakub’un (a.s.) "Güzel sabır" (sabr-ı cemil) tavrı bu mertebenin örneğidir.
- İbadetlerde Derinlik:
- Namaz, zikir gibi ameller sadece bir görev değil, aşk ve şevk ile yapılır.
- İbadetlerde riya (gösteriş) endişesi kalmaz.
- Dünyaya Karşı İlgisizlik:
- Mal, makam gibi geçici şeyler hiçbir zaman kalbi meşgul etmez.
- "Elindekini verir, olmayana üzülmez" hali oluşur.
- Allah’ın Rızasını Aramak:
- İnsanların övgü/yergisi önemsizleşir, sadece Allah’ın hoşnutluğu hedeflenir.
?️ Nefs-i Radiye’ye Nasıl Ulaşılır?
- Nefs-i Mutmainneyi Tam Olgunlaştırmak:
- Önce nefsin huzura ermesi (mutmainne) gerekir.
- Kaderin Sırlarını Anlamak:
- Her olayın ardında bir hikmet olduğunu idrak etmek.
- Şükür ve Sabır Dengesi:
- Nimete şükür, belaya sabırla yaklaşmak.
- Mürşid Terbiyesi:
- Bu mertebe, çoğunlukla bir mürşid-i kâmilin rehberliğiyle kazanılır.
- Fenâ ve Bekâ Süreci:
- Kişinin benliği (ene) erir, Allah’ın iradesiyle hareket eder.
? Nefs-i Radiye’den Sonraki Makamlar:
- Nefs-i Mardiyye (Allah’ın razı olduğu nefs)
- Nefs-i Safiyye (Tertemiz nefs)
(Bu makamlar, "insan-ı kâmil" olma yolundaki son basamaklardır.)
? Önemli Uyarı:
- "Razı olmak" pasiflik değildir! Kişi elinden geleni yapar, sonucu Allah’a bırakır.
- Günah işlemeye devam etmez! Bu mertebedeki bir kul, artık bilerek günaha düşmez.
Örnek:
- Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) "Allah bana yeter, O ne güzel vekildir" (Hasbiyallahu ve ni’mel vekîl) sözü, nefs-i radiye halinin zirve örneğidir.
Nefs-i Raziye Nedir? Pişmanliklari Olmayan Nefsin Makamı Nedir? Denilince
Nefsi Mutmainneden daha yüksek makama çikarsa bir nefis, artik Rabbinin onun için yazdiği, kaderinde yaşadiği hiçbirşeyin tesadüfen değil, bilinçli bir kader çizimi olduğu, ve her yaşananin bir sebebinin olduğunu anlamaya başlar. Hani Hz Musa ile Hz HIZIR yolculuk ederlerken Musa HIZIRIN Gemiyi deldiğini görünce, ona razi gelmedi, ve dedi bu gemiyi niye deliyon dedi, bak bunlar bizi gemiye aldi zaten fakirler falan filan, HIZIR dedi bir canin gitti, sana bana karişma dedim dedi, sonra ikinci olay HIZIR çocuğu öldürdü, hemen itiraz etdi Bu çocuk günahsiz sabi dedi, sen bunu niye öldürüyon, hadi büyük günah işlemiş suçlu biri olsa, neyse dedi. Hizir dedi ikinci caninda gitdi, sana bana karişma dedim dedi, Ve üçüncü olay oldu bir köye gitdiler, o köylü onlara iltifat etmedi, yiyecek ekmek dahi vermediler, fakat Hz. HIZIR yikilmak üzere bir duvar gördü, ve o duvari ustalik edip yeniden yapip düzeltti. yine musaya ters, bunlar iyi insanlar degil dedi, sen niye bunlara yardım ediyon dedi, bari karşiliğinda yiyecek birşeyler isteseydik dedi. Ve HIZIR benim işlerime karişma dememişmiydim dedi, artik senin benimle yolculuk edebilcek bir canin yok, Allah sana üç can verdiki, üç caninda öldü malesef, artik yollarimiz ayrildi dedi, bundan sonra sen beni göremezsin manasinda yani. ve dedi birinci olayin sebebi: çünkü ortada dolaşan korsanlar veya devlet memurlari var, onlar sağlam gemileri topluyorlar, ve ben o gemiyi hasarli yaptimki, onlar o gemiyi almasinlar, ve bu korsanlar gemiye baktikdan sonra, gemi sahipleri gemilerini tamir edip, tekrar calişip ekmeklerini kazanmaya devam etsinler diye yaptim dedi. ikinci olayda, çocuk büyüdüğü zaman çok kötü biri olcakdi, ve anne babasinida günahkar yapicakdiki, onu öldürdümkü, Allah onlari daha salih bir evlat ile, günaha girmekden koruyacak dedi. ve üçüncü olay ise, o duvarin altinda bir hazine vardi, ve o evde yetim veya öksüz çocuklar vardi ve o çocuklar daha küçük olduğu için, eger duvar yikilirda hazine ortaya çikarsa, o çocuklara vermeyip hazineyi başklari alicakdi, ben duvari yaptimki, çocuklar büyüyünce o hazineyi, kendileri bulsun diye yaptim dedi. ve musa anladiki kaza, bela, ceza, tokat, hepsinin bir sebebi var. o zaman, Rahman abes iş işlemez anladi, sen hiziri görmezsin, bilmezsin, musaya bile hizir ile gidebilcek, onu görebilcek, onun yaptiklarina bakabilcek üç can verildi, üç cani ölünce dedi hizir, sen dünyaya ben bu gizli aleme dedi. ve musa anladiki Rahmandan razi olmak lazimmiş. her olan kaderin ve olayin bir sebebi, sebebin bile, bir başka sebebi var, sebebin sebebinin bile bir başka sebebi var. yani vaazlarimizdan birinde anlattiğimiz temizler temizlerdendir ve temizler içindir, peki biber fidesinin altina ters gübresi dökdük, ve biber o gübreyi yedi , pis gübreyi yedi, amma bize cillop gibi tertemiz biber verdi, hani temizler temizlerdendi, hani avaramu fimi var ya, hakimin çocuğuda hirsiz olabiliyor, nuhun bebeside kenan olabiliyormuş, ve yine bir üste çik yine o ters gübre dediğin bir inegin yediği tertemiz otlar idi, o yedi ve ayrildi ters oldu, hani pisdi, ters ot iken tertemiz degilmiydi, yani her olayin binlerce versiyonlari var kainatta, sen o kapi, bu, şu kapi hangi kapyi açdin. ve rahman abes işle iştigal etmez, bunu bilirsen, kötü sandiğin bir olay gelirse başina hamd et, iyi olay gelirse şükret, ve yoluna devam etki, hakktan razi olan kul ol. ve maddeler bunun için metin ismini çekerler, ve hiç bir madde, bitki, metin çektigi sürece bozulmaz ölmez diridir. ne zaman ziikirden kesildi ölür. ve o yüzden bardak bardaklikdan memnundur, zikrettiği müddetçe. ne zaman senin ondan razi olmadiğin onun kulağina gitdi, üzülür ve metanetini kaybeder ve sen onu terkettikce, sevgin bozuldukça,onun şükrünü eda etmedikçe, metaneti bozulur. ve sonunda bitap düşer ve zikirden kesilir, ve zikirden kesilince, bir bardaksa düşer kirilir, bir koyunsa kasap alip gidip keser, bir bitkiyse sahibi gelir toplar alip gidip satar, biride alir yer, insan ise hasta olur ölür gider. yani riza rahmandan razi olmakdir. şayet ecel için bile çağiriyorsa, rahmana iman ve itaat etki, seni bir başka bahara götürmek için çağiriyor , yeni bir doğuma hazirlamak için verdiği ruh emanetini geri cağiriyor, ve kaderine razi ol. ve artik ne zaman keşke şöyle olsaydi, bu olmazdi, keşke böyle yapsaydim, bilmem doktur olurdum, bilmem şöyle yapsaydim hakim olurdum deme, bilki bu gün ne oldunsa ne başina geldiyse, senin için en iyisi o, birak keşkeleri ve rahmandan razi ol kurtul. Ne zaman keşkeleri birakdin, ve ikinci olarak hayatin tek şıklı degil çok şıklı olduğunu anladin, ve bir kararda durmanin kör cahil karari olduğunu anladin, ve eğer dünkü kararda kalsaydik, bu gün atomun da parcalancağini bilmezdik, amma atom en kücük değil, ondan da kücükler var deniyor bu gün, neden çünkü bir kararda saplanip kalmadilar, acaba bölsek birşeyler vardimir deyince, araştirip buldular, yani cahil nefis inatcidir, ve mesela illede elma isterin, illede şu kizi isterin diye viyklar durur, o olmayinca muradim olmadi der. halbuki , Hz. Davuddan ilmi ögrenen kurnaz şeytan, sana bir günah sunar hadi kumar oyna der, sen kumar oynamammi dedin, o zaman içki iç der, onuda yapman dedin, o zaman yalan söyle der, seçenek bol, yani sende şeytanla savaşmasini öğrenceksen, sadece kurusıkı tüfekle savaşilmaycagini öğren, ve hayatta başka seçeneklerin de oldugunu unutma, ve görelim mevla neyler neylerse güzel eyler dedinmi, bilki sana riza veya raziye makami bir göz kirpti demekdir, artik gir o kapidan ve makami marziyeye doğru yürü. ve Hz Davud aleyhisselam, eğilmezin bükülmezin sanan, secde etmiyon diyen, demir cibilliyatli şeytani ateşde kizidirip şekil veren, egip büken ve ona başka seçeneklerin de olduğunu öğreten peygamber. Hz Süleyman ise onu demir haliyle değil, bizzat şeytan haliyle caliştirip başka seçenekerinde olduğunu öğreten peygamber. pirimiz Davud aşkina gir ve eğilmezin bükülmezin sanan nefsini demir gibi kizdir, ve döve döve, eğ bük ve davud gibi, o nefisden zencirler kalkanlar balkon bahçe demirleri yap.
varabilirsen taaa oraya, MAKAMI RIZAYA ve RAZiYEYE, makamin mübarek olsun.
---oOo---
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 20.08.2021 Cuma
Original Kar©glan
|
|
|
|