Welcome, Guest |
You have to register before you can post on our site.
|
Forum Statistics |
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 662
» Forum posts: 941
Full Statistics
|
|
|
istiaze (Euzu) ve Besmele Zikiri (Kar©glanin 25 Mart 2017 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-26-2018, 11:44 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
istiaze ve Besmele Zikiri
(Kar©glanin 25 Mart 2017 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Fe izâ kara’tel kur’âne festeız billâhi mineş şeytânir racîm.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığının. (NAHL Suresi 98. ayet)
Sadakallahul Aziym NAHL Suresi 98. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَإِمَّا يَنزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللّهِ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Ve immâ yenzeganneke mineş şeytâni nezgun festeiz billâh, innehu semîun alîm
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, sana bir dürtü gelirse, hemen Allah’a sığın. Muhakkak ki O; işitendir, bilendir.
Sadakallahul Aziym A'RÂF Suresi 200. ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَسْأَلُونَكَ مَاذَا أُحِلَّ لَهُمْ قُلْ أُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُ وَمَا عَلَّمْتُم مِّنَ الْجَوَارِحِ مُكَلِّبِينَ تُعَلِّمُونَهُنَّ مِمَّا عَلَّمَكُمُ اللّهُ فَكُلُواْ مِمَّا أَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُواْ اسْمَ اللّهِ عَلَيْهِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ
Yes’elûneke mâzâ uhılle lehum kul uhılle lekumut (:::)âtu ve mâ allemtum minel cevârihi mukellibîne tuallimûnehunne mimmâ allemekumullâhu fe kulû mimmâ emsekne aleykum vezkurûsmallâhi aleyhi vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe serîul hısâb.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Kendileri için nelerin helâl kılındığını sana soruyorlar; de ki: Bütün iyi ve temiz şeyler size helâl kılınmıştır. Allah'ın size öğrettiğinden öğretip avcı hale getirdiğiniz hayvanların sizin için yakaladıklarından da yeyin ve üzerine Allah'ın adını anın ( besmele çekin). Allah'tan korkun. Allah'ın hesabı pek çabuktur.
Sadakallahul Aziym MAİDE Suresi 4. ayet
---oOo---
Hz. Aişe h( r.a) anlatıyor:
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Sizden kim bir şey yerse "Bismillah ( Allah'ın adıyla)" desin. Bidayette söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin: "Bismillahi fi evvelihi ve âhirihi ( başında da sonunda da Bismillah)."
( Hadis-i Şerif 3842)
Hz. Aişe ( r.a) anlatıyor:
"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm ( bir defasında) Ashabından altı kişiyle beraber yemek yiyordu. Bir bedevi gelerek ( hazır) yemeği iki lokmada ye( yip bitir)di. Resulullah aleyhissalâtu vesselâm: "Eğer bu ( müsafir) "Bismillah" deseydi, ( yemek) hepinize yeterdi. Öyleyse biriniz yemek yediği vakit "Bismillah" desin: Yemeğin başında "Bismillah" demeyi unutacak olursa, ( hatırlayınca) "Bismillahi fi evvelihi ve âhirihi ( başında da sonunda da bismillah)" desin!" buyurdular."
( Hadis-i Şerif 6922)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Ey Salik Ey sofi bizi sevmek öyledirki , bak gülüm kizma bak fenerbaheceyi herkes sever, fenerbahceyi
yanliz ben sevcen benim olcak olmaz gülüm,
yine hayvan seven ve kedi seven birisi bütün kedileeri sever, cicek seven bütün cicekleri gülleri sever degilmi? beni öyle say bir bahcevan gibi, her cicegini ayiri ayri sevip sulayan bir bahcevan, yada ali nin ciftligi ve ali baba diye düşün, her hayvanini ayri ayri seven, onun yemini, berikinin suyunu verip, berikininde bizagisini koruyup sevip gözeten, gülüm anla beni, kirilma irilma sevmeye devam gülüm,
Güzelim her vardigimda beni geri itiyon diyorsan eger, neden acaba demek yokmu? miknatsin ayni yüzüyüz ondan gülüm, ayni yüzleer biribini iter gülüm, yapiştirmaz birbirine, ne kadar yaklaşirsan, o kadar ileeri atar bu kader bizi ......
insana, nefes al ver, veya nefes hakkinda, burun hakkinda, agiz hakkinda, oksijen hakinda konuşmayinca, nefesi aldigini verdigni bile hic bilmez, her an hem almakda hem vermekdeyken, sen saysan, kac defa alip kac defa veriyor diye, onu saymazsin bile, amma işde heyacanlaninca ve işde ona nefes almasi hatirlatilinca o birden hizli hizli nefes almaya başlar, cünkü farkindalik yani. hani namazda unuttun allahi kitabi ve, tarla takka derdine düşdün ve birden bir uyandin namazdayim diye amma, hangi rekatta oldgunu unuttun, yani farkindalik, ve zaman yolculugu, sadece farkindalik teorisi ile cözülebilir.
Mesela göz sola bakarken, bak sagindayin yada ardindayin demeden merhaba ahmet desen, o bir bakacak amma sagmdamisin soldami bilemez, her tarafini bir kolacan etmeye calişir, ahmet nerde diye, yani egeer arkasindaysan her tarafa baksada seni göremez, sonra ona döner, eger gercekden hangi ahmet diye merak ederse, döner birde ardina bakar, ve orda bulur
yani zamanda yolculukda gidecigin yer, senin bulundugun yerin ardindami, önündnemi nasil bileceksin? önce bunu keşfet.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَمَنْ نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنبَغِي لَهُ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ مُّبِينٌ
Ve men nuammirhu nunekkishu fîl halk(halkı), e fe lâ ya’kılûn. Ve mâ allemnâhuş şi’re ve mâ yenbagî lehu, in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve Biz bazi kimseler için, dilerse ömrünü uzatir veya kisaltabiliriz, bunu nasil yaptigimizi haala akli edip düşünmeyecekmisiniz. Ve Biz, O’na şiir öğretmedik. Ve (bu), O’na yakışmaz. O , sadece zikir ve apaçık Kur’ân’dır.
Sadakallahul Aziym YASİN Suresi 68 ve 69. ayet
Bir insani büyütmek için onun sadece bir yerine bakmak yeter, yine bir insani kücültmek icinde yine bir yerine bakmak yeter.
peki nasil deyince mesela, insan kocaman bir varlik olunca, onun gözü veya gözünü koruyan kirpigi cok kücük, amma yaptigi göreve ve onun vücutta hereket ettirilişi ve, bir cöp göze dogru gelirken, aninda reaksioyn gösterip gözü koruyuşu düşünülünce, o kadar koplex ve büyük bir sistemki, onun bu hareketini saglayacak kadar hizli reaksiyon verecek hareketinin saglandigi enerjinin, taa ekilip bicilmesinden, o kirpigin bulunduigu yere kadar taşinmasi, ve o anda alinip, öyle bir güc ile gözü bütün gayreti ile korumasi için, bu sistemi yaratan mühendis, ne büyük mühendis dedirtir. Halbuki bu semaya kafamizi kaldirdigimizda gördügümüz koca koca güneşler ve gezegenlerinde, ayni koplex sistem ile hareket ettigini farkedince, bu kirpigin cürmünün cok kücük oldugu gözükür, koca koca gezegen ve yildizlari, biribirine carpmadan hareket ettirmekmi zor, yoksa kirpgi hareket ettirmekmi denince, yine işin icinden cikamayiz, ve o zaman, senin kücük gördügün bir sistem, bir böcek hatta bir cöp bile, bu alemde savrulmuş vaziyette hereket etmez, hepsi komplex bir sistematik icinde, ve bilincli bir bilenin kontrolunde hareket etmekdedir. öyle olunca işde senin gözün binler parcdan meydana geliyor, ve o sendeki bir gözün olmasi için gereken meteryaller, belki dünyanin dört bir yanina dagilmiş vaziyetteyken, onlari toplayip haşreden bir zat var ki, o Allah isimini vermiş kendisine, ve o buyuruyorki : hepimizin ona muhatac oldugunu, ve fakat onun ise hicbirimize muhtac olmadigini, ve ehad ve samed oldugunu bildiriyor ihlas suresinde. ve bu sifatlarinida bazi yarattiklari üzerinde cüzi bir miktarda tezahür ettirirki, bizler bunun manasini anlayabilelim diye. ve ehad ismi ise, ehad yeklik ve birlik demekdir, ve ehad ismini avrupdaki çam agaclari gösterip işaret ederler, ve kiş gelince bütün agaclar yaprak döküp uykuya varirken, sararip solarken bir nevi ölürken
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ
lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm.
O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. (BAKARA Suresi 255. ayetten pasaj)
onu uyku tutmaz buyrulan ayet ile yine ehad ismi telli ederki yani, herkes ölürken o diri kalan yek kalan tek kalan yeşil kalan,
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ
Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm.
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır). Hayy’dır Kayyum’dur devam li diri kalandir. (BAKARA Suresi 255. ayetten pasaj)
gibi bir mana yine, ve bu çam agaclarinda rabbimizin ehad yani yekler birler ve uyumuyan ve ölmeyen isimlerinin tecelli göstermeside, sadece bizim bu isimlerinin nasil bir keyfiyette oldugunu anlamamiz icindir, yoksa Allah, o çamlar kesilince ölmez, onlar uyutulunca uyumaz, yani onlar sadece, bir mühendise bir problemi anlatirken ögretirken, problemin cözümünün tahtada anlatilmak için, izah için yazilip kaleme alinip cözülmesi ile, ögrenciye ögretilmesi gibi, sadece beispiele icindir yani, Allahin o isminin asli tecellisini Allah bilir, ve kudretini ve gücünü yine Allah bilir yani.
-------------
Raşid Teorisi - Raşid Yasasi - Raşid Kanunu
Dünya Sagdan sola dönüp 23° egik degil, aynen 1 Hareketi Tesbihdeki her bir dane gibi yukardan aşagi veya aşagidan yukari gibi, ve ikinci harketi yine tesbihin ipde dizili oldugu gibi kendi etrafinda dönüşüde yine tesbihin ipdeki dönebilme hareketi gibi döner. 3. harket kutuplarda yaz kiş yani tesbihi iki elimizle tutarak cekmek, Bu teorimi inşallah en yakin bir zamanda cizimlerle ve anlatimla almancaya cevirip ismime patentini alacagim, amma burdanda ilan ediyon, bu teoriyi ilk ortaya atan benin, ve newton kanunu gibi, isminide "Raşid Teorisi - Raşid Yasasi - Raşid Kanunu" koydum. bugün 25 Mart 2017 bu teori ilk defa aklima ve fikrime iki hafta önce geldi. ve dünya aynen tesbih danesinin tesbih ipindeki dönme hareketini yaptigi ve yukardan aşagi hareket ettigi için biz güneşi önce doguda ufukda sonra tepede yani dünya yukari aşagi hareketi ile güneşin altina gelince güneş tepemize geldi saniriz,yani tebih danesi tesbihin altina geldi veya dünya güneşin altina geldi,yani tesbihin ipdeki dönmesi ile sagdan sola degil yatay dönüş,kendi etrafindaki dönüşü böyle yatay halde, sagdan sola degil yani, yine yaz ve kiş kutupalara gelmesi ise, yine tesbihi iki elimizle tutunca ortada güneş ve tesbih danesinin bir tanesi sag elimizde iken danenin sag tarafi karanlik ve kiş taraf olur, ayni tesbihin sol tarafi ise aydinlik ve yaz olur, ve ayni tesbihi ceke ceke sol elimize kadar varinca, sol elimizde ise bu sefer diger kutuba gecer karanlik ve kiş yine aydinlik ve yaz diger tarafa gecer yani, inşallah en kisa zamanda cizimleri yapican ve burdanda yayimliyacan. Basit cizimim ile anlatim aşagidaki iki tane sikizede görünüyor.
-------------------------
kutuplkar yukarda degil sag ve solda zaten o mümkin degil miknatis masaya konunca sag ve solda eksi arti ve
sen onu dikeymi koyacanki arti eksi yukari aşagi olsun degilmi, magnetizma bunu bu teorimizi acikliyor zaten, kutuplar sagda ve solda neden sag ve sol diye birşey var sanirsin, işde kutuplar lan, sagve solda sag arti sol eksi düşünsene "Hamza" magnetizme arkadaşim, kafada arti eksi yokki, orda ters düz etkisi var dersekde degil, ters düz etkisi arka ve ön orda var, yukari aşagi, kafa ve ayak .
Hitler kutupda yaşancak yer buldu hikayesi uydurma yani atlantis hikayesi . Kafana yukardan giren birşey varmi, düşün , kafanin üstü acikimi, acik yeri varmi?
delik varmi kafada, kafa ve kafalar hep ayni, kafasi delik birini veya bir hayvani gördünmü? ancak sen delersen falan filan, delik nerde agzinda burnunda, kulakda delik var, mescidi aksa yani agiz olabilirmi, gözler neresi, dünyanin gözü neresi peki.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Yâ ma'şeral cinni vel insi inisteta'tum en tenfuzû min aktâris semâvâti vel ardı fenfuzû, lâ tenfuzûne illâ bi sultân.
Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Yani sizin için cizilmis sinir olan kainatin disina cikmaya gücünüz yetmez, Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz.
Rahman Suresi 33 . ayet
Burdaki tenfuzu yu serat kardeş füze diye yorumluyor, füze desen olmaz, ufolar füze degil, füze dikey giden bir arac sag sol yapamaz, dik cikan bir arac, ve her şey döndügü için dikey giden bir nesne uzayi yakalayamaz, iki boyutlu olur cigerim, Hamza senin dedigin gibi yani iki boyutta kalir, bir cizgide kalir,
yani üc boyut, ufo gibi olmali degilmi, yani sag sola amma cok hizli füze, dikey sadece düz cizgi, bundan cikmak lazim önce, ufo gibi birşey icad etmek lazim,
yaşayaan canlilarin bazisi batinidir, yani batini dmek icindekiiler gibi, kalsiyum oksijende oldugu gibi, debelenen hareket eden amma sen onlari göremezsin hareketini göremszin amma onlar heketlidir.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَإِذَا وَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ أَخْرَجْنَا لَهُمْ دَابَّةً مِّنَ الْأَرْضِ تُكَلِّمُهُمْ أَنَّ النَّاسَ كَانُوا بِآيَاتِنَا لَا يُوقِنُونَ
Ve izâ vakaal kavlu aleyhim ahracnâ lehum dâbbeten minel ardı tukellimuhum ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dâbbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanlara anlamini bilmedikleri âyetlerimizi aciklar anlatir söyler.
Sadakallahul Aziym NEML Suresi 82. ayet
dabbe debelenen hareket eden demek birde ses cikaran yani dab daba yani konuşan, hareket eden ve konuşabilen,
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَلِلّهِ يَسْجُدُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَظِلالُهُم بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ
Ve lillâhi yescudu men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve zilâluhum bil guduvvi vel âsâli
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun eğer, sadece Allah’a secde ederler.
Sadakallahul Aziym RA'D Suresi 15. ayet
Her birimizin bir yildizi yani yildizimiz var dedigim meselyi aciklayan ayet ve onlarin gölgeleri ayeti ile biz ve semadaki yildizimizi temsil eder, gercek bizler isek bizim gölgemiz semadaki yildizimiz, yahut gercek olan o yildiz ise, biz yerdeki gölgeleriyiz ZILLIYiZ.
yani yildiz ve yerde gzen yildiz ayeti gölgesi burda veya tam tersi amm diyorumya tümünün disinda bir yer evet küpler fonksionu yani
kutup yildizi bir radyasyon sistemi yani cinlerin maddesi ve, en yakin cin, kutup yildizindaki sistem, onlar yani cin taifesi en yakinimiza kutuplara kadar yaklaşabilirler, onlarla bizim aramizda magnetizma var, onlari iter, onlarda bizi iter, yani bedeni aslileri o kadar uzakda, bize ancak frekans ile baglanti kuruyorlar, ne ile "vesves" ile azizim, yanina gelen adam "vesves" mi yapar elini kuluna vurar dokunur konuşur veya döver sever degilmi, oysaki onlar ancak vesves yapabiliyorlar.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَإِن مِّنكُمْ إِلَّا وَارِدُهَا كَانَ عَلَى رَبِّكَ حَتْمًا مَّقْضِيًّا
Ve in minkum illâ vâriduhâ, kâne alâ rabbike hatmen makdıyyâ.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
(Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.
Sadakallahul Aziym MERYEM Suresi 71. ayet
Cehennemi alipda cennete yol etmek budur güzelim, senin günah sandiklarini sevaba cevirebilmekdir, senin şer sandiklarini hayira cevirebilmekdir, ilime cevirebilmekdir azizim .
---------------
....ciftlikde horuzun tavuklarin yemini suyunu verdiği nerde görülmüş, tavugunda horuzunda yeminide suyunuda sahipleri verir, amma horozluk görevi horuzun,
tavuklukda tavugundur, ... sen kime hüküm biciyon...... senin rizkinida benimikinide veren Allah dir, sahibimizdir, yoksa, kimse kimsenin rizikini kesemezde, veremezde, ancak Allah bazi kullarinin rizkinin bazisini bazksina sebeb kilmişdir işde verirken onun eli verir, ancak veren yine Allah dir.
velekad yesernal kurane .......
bu ayetteki mana kuran basitleştrildi demek, yani komplex olmakdan ziyade basite indirgendiki anlayabilesiniz diye, yoksa her okuyanin anlayacagi demek degil bu, cünkü doktorun yazdigi receteden eczaci anlar, sen ben ne anlariz degilmi, eczacinin anldigini, yine mühendis ne anlasin, oda okumuş ögrenmiş, eczacida, amma işde onun bildigi farkli, öbürününküde, öyle olunca, kuran sadece doktorlara inmedi, hem mühendise, hem ciftciye hem astranota hemde..... yani öyle olunca astranot için yazilani köydeki tavuk besleyen köylü mehmet amca ne anlar, onun dili farkli, ona anlatilan farkli, dilide, o kendi için olani alcak uygulayacak, mühendisde kendi için olani, dokdor da dokor için olani, yani sadece o ayet kuran basite indirgendi demekle bunu köylü ciftci mehmet amca okuyunca hepsini mesela astanot ilmi yazan ayetli okuyuncada anlayivercek demek degil, dangil trottel, o gruba özel basitleştirildi demek bu yani. herkes zaten anliyor olsaydi müslüman olmayan kimse kalmazdi ki zaten inanmayan kalmazdiki o zaman.
-------------------
paralel evrenler konumuzun devamina şöyle yaziyoruz : muhammed mehdi zamanina cikinca, ona mehdi vakti bir cennet gibi göründü, o nun zamininda kagidi bile yok ayetleri unutmamak için yazabilcek, evinde tuvaleti yok, dişari cikmak zorunda, tuvlet için. yine evinde sicak suyu yok, hatta bir yorgani yok, bizler cennetdeyiz ona göre onun zamanina göre, ve hani hiristiyanlar cennet için "himmel" derler himmel demek gök ve sema demek, biz de cennet için yukari alindi ruhu deriz. Halbuki yukarisi bir ileri zamanin bulundugu paralel bir evren tesbihin danesinin bir ileriye vardigi yerdeki ayni tesbih danesi,veya biz burdayken diger tesbih danesi bir ilerde başka noktada tesbihi cekdikce az sonra o da bizim gecdigimiz yere gelecek gececek, bizim bulundugumuz zaman dilimi fatih zamanina göre yine cennet demek, yine bizler uzanaip herşeyi aliyoz, amma cennet bizler için ise, bizden seneler sonra himmel ve sema yine gelecek yani, bizim için cennet bu sefer de bizlerde daha bazi nimetlere kavuşmadik, daha nice nimetler var, yani paralel evrenler, bizim evrenimizin bir üst modelleri, bir üst zaman boyutu yani himmel ve gelecek yani HEAVEN - CENNET.
---
Galatasaray ve fenerbahcenin, bir evde biri, fenerli biri cimbomlu olunca : acilimi kirimizi sariya aşik, amma sarida maviye aşik demek gülüm, beni seven benim takimdan olmaliki, ben SARI isem ve kirimizi seviyorsam, oda sariyi beni sevecek, ben KIRIMIZI ve sari seviyorsam oda kirmiziiyi sevecek, amma ben cimbomlu o fenerli olunca, ben KIRMIZIYIN ve sariyi seviyon ama, oda fenerli ve SARI olunca, oda maviyi seviyor demek olur gülüm. maviyi sevipde birde kirmizi ile olmuyor işde iki kocali iki karili oluyor oziman.
Kader meslesinde ve yaratma hususunda caner hoca darvinin görüşlerini alan bir adama atfen, satranc modelini öne sürüyor, ve diyorki, satranci icad eden kimse, karşidaki ile oynarken onun pullarini almak için, isterse kurallara bagli olmadan, pullari alir, veya onlari yikar tiske ile tepipde, yada oynayarakdan kazanirda alir, hangisi daha güzel diyor, insanin akilna hemen gelen tabiki oynayarak ve kurllar dahilinde kalarak dah güzel dedirtiyor. burada yani tabancanin agzina mermiyi sürersin, artik ne geri gidebilir, ne ileri, patlatinca, agzindan cikmak için ileri gitmek kalir ona, öyle olunca caner hoca bu satranc örengi ile söylemek istedigini bize söyletiyor, yani diyor Allah kendi koydugu kurallar cercevesinde, bu kainati oluşum sürecinde yaratmişdir diyor, ve fakat bunu bize söyletiyor yani : Peki
amma senin dedigin örnekde mesala bu satranci yapan icad eden o amca, mesala şimdi benimle sen bir satranc maci yapacak olsak, bizim bu oyunu nasil kazancagimizi, hangi strateji ve oyunlarla benim seni, veya senin beni yenecegini hesabni katmadi, o bir kural koydu, ve kurallar icinde bu oyun oynanacak ve sonunda biri kazanacak diye birde sonuc var, amma Allahin yaratmasinda öyle degildir.
Allah yaratir, ve her kul için binler secenek var, onun hangi kapiyi acinca hangileri olcagida var, ve bende bu binlerce olasiklar kapisindan, bir kapiyi cüzi irademle kendim acmama ragmen, yinede yazilmiş bir seneryoyu oynarim, sonuca "innema emruhu iza erada" ile o irada ettigi için, biz bir olayi yaşariz, yoksa eger benim ne yapacagimdan haberdar degilse, o zaman bana müdahele edemez, ve öyle olunca, ben hile ile bütün oyunculari yenerin, bunun ile sahtekarlik yaparin para kazanirin, herkesi üterin, ve hatta bunu o hale getiririn ki devlet staretejisi yaparin, devletleri savaşa sokarin, yine hep ben kazanirin, falan filan peki ben bunlari yaparken Allahin rolu nerede, onun rolu kurallar icinde kalacak diye bir defa kural koydu, ondan sonra gerisi nerede peki?
Allah sayilari yaratmiş sayilara aritmetik sistemi koymuş, ve bütün aritmetikde bu kurallar icinde, amma aritmatik mühendislikde kullanilirsa, bu sayilardan bir köprü veya bir bina olur, yine bilgisayar mühendisi kullanirsa, biligisayar ve progam olur, yine gemi mühendisi kullanirsa, o sayilardan bir gemi olur
yani geminin uzunlugu falan metre veya cantimetre, kuyurugu filan, bilmem kuyrugundaki vidasi bilmem filan capinda, ve kuranda da bir aritmetik ve metrixxel sistem varidir, ve buna ebced denilir, ve fakat bu ebced, sabit olsaydi, o zaman o senin dedigin gibi kurallar cercevesinde olurdu herşey satranc misali gibi, oysa o zaman bizer yeni birşey konuşamazdik, herkes tiplere bölünürdü, hani matrix filimnde varya, o rakamlar ekrandan akarken diyorki, ben bunlara sarişinlar esmerler diyorum diyorya, tiper ayni olur, kaderlerde ayni olurdu, halbuki kaderler farkli, sözler farkli, belki bir ara ayni sözü söyliyenler olacakdir amma,
alamancada "mus" der "muz" okunur sen sanirsin bu muz istiyor, halbuki muz demek alamanca mecbursun veya mecburun demekdir
yani sözler ayni da olsa, farkli manalar vardir, öyle olunca, ayni sözü söyliyenler bile farkli söylerken
herkese bu kadar kader yazmak, ve her an bunlari gözetlemek, ve onlara müdahele etmek o kadar zor görünüyor, amma misal : ben göle bir taş atinca, göldeki baliklar etrafa kacdilar, sonra ördekler uctular, ordaki kurbaga korkdu göle atladi, sonra geyik su icmeye gelmişdi ki ürkdü kacdi, yine taşda gölde dalga oldu, dibe hava kabaricklari cikararak dibe indi, yani bir tane attigim taş binler sonuca sebeb oldu, hepsini ayri ayri etkiledi, hepside ayri etkilendi ve ben bunlarin heopsini bir anda görebilirin, amma bunu yapan benim elim kolum, ve bir cakil taşi sonucu, bu benim için zor bişeymiydi, göl bir cakil taşi atmak bu kadar bana zormuydu, hayir cok kolaydi benim için, işde Allah da bütün kainati ayni ani sevkedip idare ve irade etmekdedir, idare etmesi bu kadar kolay, ve hepsi ayri sebeb ve sonuclar ortaya koymasina ayri tarafa dogru hareket etmesine ragmen yinede kolaydir.
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Men lâ yerham vela yurham." "Merhamet etmeyene merhamet edilmez."
( Hadis-i Şerif )
"ey rab kozumu cekince araya girenler var sen hayrlisini biliyondir ben dahi bilmiyon sonuc ne olur,
mor koyun ve mor bulutlar lut askerleri kara lahaana...............Hande HANDEReLLEZ HIDRELLEZ elllez ilyas burc dogum tarihi yani bahar dogumlu, kesin bir zaman veremen amma dogum bahar gösteriyor. bu konu kişiye özel bir cevap herkesi ilgilendirmez"
Raşidi Tariqatında "Euzu Besmele" Zikrinin Sebebi ve Hikmetleri Nelerdir?
"Allah âdın zikredelim evvelâ
Vâcib oldur cümle işde her kulâ
Allah âdın her kim ol evvel anâ
Her işi âsân ider Allah anâ
Allah âdı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya ânın sonu
Her nefesde Allah âdın di müdâm
Allah âdıyle olur her iş tamâm
Bir kez Allah dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda erişür Allah diyen
Aşk ile gel imdi Allah diyelim
Dert ile göz yaş ile âh îdelim
Ola kim rahmet kıla ol pâdişah
Ol kerîm-ü ol rahîm-ü ol ilâh
Birdir ol, birliğine şek yokdürür"
(Mevlidi Şerif den Pasaj Müellifi Merhum Süleyman Çelebi)
Raşidi Tariqatında, "Euzu Besmele" Zikiri 5. sinifdan 10. Sinif sofilere kadar günde 100 defa zikredilir, 10. sinifdan sonra zikirilerimizi ezberleyen sofiler, artik mevsim zikri cekmeye hak kazanan sofiler, günde 200 defa "Euzu Besmele" Zikiri cekerleer, yani süleyman celebinin mevlidinde dedigi gibi, eger bir işe besmele ile başlanirsa, o işin sonu aasan ve hasen son bulur , güzel son bulur, eger besmele ile başlanmazsa, o işin sonu kesik, yani ebter olur,
o yüzden işde bizim tarikimize giren en acemi sofimiz dahi, günde 5 - 10 ile 100 defa euzu besmele cekerki, bu demek olur ki, olurda olur insan bazi işlerinde besmele cekmeyi unutur, ve öyle olunca, yahutta adamda, kadinda, bir işe başlarken besmele cekmek ahlak halini almamişdir, ve öyle olunca, bu cekdigimiz "euzu besmele" zikirlerimiz işde, besmelesini o unuttugumuz, işlerin başina gelmesi niyeti ile okunur. ve böylce en zayif sofi, günde yüz işinde amelinde önce besmele cekmiş olur, ve 10. sinif sofiler ise, günde en az 200 işinin başinda besmele cekmiş olur velhasil kelam, niyetenizi öyle tutarak, bu "Euzu Besmele" Zikirinize Zikirimize gayret gösteriniz.
En son gözlemlerime göre 29 mart Çarşamba Recebin 1i demek oluyor, Salı gecesi oruca niyet edecekler sahura kalkacak yani, ve 30 Mart Perşembeyi cumaya baglayan gece Regaip kandili, Regaibiniz ve üc aylariniz hayirlara ve sevablara vesile olsun inşallah, ey mehdi askeri
"Allahümme barik lena fi recebe ve şa'bana ve belliğna ramazan".
--oOo---
أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 25 Mart 2017 Cumartesi
Original Kar © glan
|
|
|
Zamanın Ötesi (Kar©glanin 12 Mart 2017 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-26-2018, 08:07 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
Zamanın Ötesi
(Kar©glanin 12 Mart 2017 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
اَوَلَا يَرَوْنَ اَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ ف۪ي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً اَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ وَاِذَا مَٓا اُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍۜ هَلْ يَرٰيكُمْ مِنْ اَحَدٍ ثُمَّ انْصَرَفُواۜ صَرَفَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ
E ve lâ yerevne ennehum yuftenûne fî kulli âmin merraten ev merrateyni summe lâ yetûbûne ve lâ hum yezzekkerûn. Ve îzâ mâ unzilet sûretun nazara ba’duhum ilâ ba’din, hel yerâkum min ehadin summensarafû, sarafallâhu kulûbehum bi ennehum kavmun lâ yefkahûn.
Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 126 - 127. ayet
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belâya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar. Sonra onlar indrdiklerimiz karşısında birbirlerine bakışırlarda, sonra bunlar da bir anlam bulamayıp, bu bir israf derler, ve halbuki Allahin onlari kalbini yaratmadaki, kendi kalplerindeki cani yaratmasininda israf oldugunu iddia etmiş olduklarini bilmezler. işte onlar anlamayan akıl etmeyen bir toplumdur.
Sadakallahul Aziym EN'AM-54 ayet
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن ذُكِّرَ بِآيَاتِ رَبِّهِ فَأَعْرَضَ عَنْهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ إِنَّا جَعَلْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِن تَدْعُهُمْ إِلَى الْهُدَى فَلَن يَهْتَدُوا إِذًا أَبَدًا
Ve men azlemu mimmen zukkire bi âyâti rabbihî fe a’rada anhâ ve nesiye mâ kaddemet yedâhu, innâ cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran) ve in ted’uhum ilâl hudâ fe len yehtedû izen ebedâ.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar.
Sadakallahul Aziym KEHF Suresi 57. ayet
---oOo---
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Hızır, kuru bir yere beyaz bir post serip üstüne oturunca, kuru yer birden yeşillenir. Biten yeşil otlar, arkasında sallandığı için ona Hızır denmiştir."
(Hızır, yeşil demektir.)
( Hadis-i Şerif , Buhârî, “Enbiyâ”, 27; Tirmizî, “Tefsîr”, 19/1)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Hz Musa Bir an gururlandi böbürlendi Musa olmakdan (Ulul Azim bir Peygamber olmakdan) dolayi ve Rabbine şöyle niyaz etti:
“–Ey Allâhım! Şu yeryüzünde Ben’den daha faziletli ve âlim bir kimse var mı?” dedi.
O esnâda kendisine vahiy gelerek:
“Var ey Musa, İki denizin birleştiği yerde bir kulum var ki, O na sende olmayan ona has bir ilim (ledünnî ilim) vermişimdir buyruldu.
Kendisine işâret edilen zât, Hızır aleyhisselâm’dı.
Hazret-i Mûsâ:
“–O zâtı nasıl bulabilirim yâ Rabbî?” diye niyâz etti.
Ümmetinin seçkinlerinden biri ile ona git!” diye buyruldu.
Allâh celle celâlühû, zenbiline tuzlanmış ölü bir balık koymasını, bu balığın canlanıp denize atladığı, iki denizin birleştiği yerde Hızır’ı bulacağını bildirdi.
Mûsâ aleyhisselâm, rivâyete göre kız kardeşinin oğlu olan Yûşâ bin Nûn ile Hızır’ı bulmak için derhal sefere çıktı.
Âyet-i kerîmede bu hâdise şöyle bildirilir:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِفَتَاهُ لَا أَبْرَحُ حَتَّى أَبْلُغَ مَجْمَعَ الْبَحْرَيْنِ أَوْ أَمْضِيَ حُقُبًا فَلَمَّا بَلَغَا مَجْمَعَ بَيْنِهِمَا نَسِيَا حُوتَهُمَا فَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ سَرَبًا فَلَمَّا جَاوَزَا قَالَ لِفَتَاهُ آتِنَا غَدَاءنَا لَقَدْ لَقِينَا مِن سَفَرِنَا هَذَا نَصَبًا قَالَ أَرَأَيْتَ إِذْ أَوَيْنَا إِلَى الصَّخْرَةِ فَإِنِّي نَسِيتُ الْحُوتَ وَمَا أَنسَانِيهُ إِلَّا الشَّيْطَانُ أَنْ أَذْكُرَهُ وَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ عَجَبًا قَالَ ذَلِكَ مَا كُنَّا نَبْغِ فَارْتَدَّا عَلَى آثَارِهِمَا قَصَصًا فَوَجَدَا عَبْدًا مِّنْ عِبَادِنَا آتَيْنَاهُ رَحْمَةً مِنْ عِندِنَا وَعَلَّمْنَاهُ مِن لَّدُنَّا عِلْمًا قَالَ لَهُ مُوسَى هَلْ أَتَّبِعُكَ عَلَى أَن تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمْتَ رُشْدًا قَالَ إِنَّكَ لَن تَسْتَطِيعَ مَعِيَ صَبْرًا وَكَيْفَ تَصْبِرُ عَلَى مَا لَمْ تُحِطْ بِهِ خُبْرًا قَالَ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ صَابِرًا وَلَا أَعْصِي لَكَ أَمْرًا
Ve iz kâle mûsâ li fetâhu lâ ebrehu hattâ ebluga mecmeal bahreyni ev emdıye hukubâ. Fe lemmâ belega mecmea beynihimâ nesiyâ hûtehumâ fettehaze sebîlehu fîl bahri serebâ. Fe lemmâ câvezâ kâle li fetâhu âtinâ gadâenâ lekad lekînâ min seferinâ hâzâ nasabâ . Kâle eraeyte iz eveynâ ilas sahrati fe innî nesîtul hûte, ve mâ ensânîhu illeş şeytânu en ezkurehu, vettehaze sebîlehu fîl bahri acebâ Kâle zâlike mâ kunnâ nebgı ferteddâ alâ âsârihimâ kasasâ. Fe vecedâ abden min ibâdinâ âteynâhu rahmeten min indinâ ve allemnâhu min ledunnâ ilmâ. Kâle lehu mûsâ hel ettebiuke alâ en tuallimeni mimmâ ullimte ruşdâ. Kâle inneke len testetîa maiye sabrân. Ve keyfe tesbiru alâ mâ lem tuhıt bihî hubrâ. Kâle se tecidunî inşâallahu sâbiren ve lâ a’sî leke emrâ.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Musa, genç arkadaşına: 'Ben iki denizin birleştiği yere ulaşmak için yıllarca yürümeye bile raziyim' demişti. İkisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, balıklarını unutmuşlardı, balık bir delikten kayıp denizi boyladı. Oradan uzaklaştıklarında Musa, yanındaki gence: 'Azığımızı çıkar, and olsun bu yolculuğumuzda yorgun düştük' dedi. O da: 'Bak sen! Kayalığa vardığımızda balığı unutmuştum. Bana onu hatırlamamı unutturan ancak şeytandır. Balık şaşılacak şekilde denizde yolunu tutup gitmiş' dedi. Musa; İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler. Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Musa ona : Sana bildikleerini bana öğretmen için, sana tabi olabilirmiyim katılabilirmiyim ey Raşid ? dedi. O: Doğrusu sen benimle beraber olmaya sabredemezsin dedi. İçyüzünü kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin? Musa: İnşaallah bu konuda beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmeyeceğim dedi.
Sadakallahul Aziym Kehf Suresi 60, aytten 70. ayte kadar 70 haric
Ebû Hureyre'den rivayet olunan bir hadîs-i şerîfde:
"İlimlerden bazı gizli olanlar vardır ki, onları ancak "arif-i billah" olanlar anlar. Bu ilimden bahsettikleri vakit onları, ancak kendilerini beğenen, mağrur güruh techîl eyler (cahil görür). Sakın, Hakk Teâlâ'nın kendi fazlından ilim verdiği alimleri küçük görmeyin! Çünkü Hakk Teâlâ, onlara, o ilmi verirken onları küçük görmedi." Buyurulur.
Hz Ömer (r.a.) vefat edince, Abdullah b. Mes'ûd (r.a.):
"İlmin onda dokuzu gitti" buyurdu. Sahabi de kendisine:
"Daha içimizde alimler var!" dedi. O da:
"Ben marifet ilminden bahsediyorum." dedi.
İlim, umumiyetle zahirî bilgilere denir. Akla, nakle ve dış tecrübeye dayanır. Marifet veya irfan ise, keşfe, ilhama ve iç tecrübeye dayanır.
Sûfîlere göre insanın öz sıfatı bilgisizliktir.
Âyetlerde insana çok az bir ilim verilmiş bulunduğundan ve insanın çok cahil ve çok zalim olduğundan bahsedilir.
Bakis açını degiştir, hayata geniş bak lütfen, Ey Sofim, Sofiyem, ey Hak yolcusu
Aşağıdaki Resimleri takip et Resim 1 ne görüyon sanki cinsel bir obje sanki bir bayanin ikizleri gibi yahut ciplak bir po po gibi
resimlere yukardan aşagiya sirayla bak, bak ilk gördgünü sandigin, ikincide öyle degilmiş dedirtiyor degilmi, ve en son geniş açı ile bakinca, hakikat çok farkliymiş degilmi, öyle olunca,
Ey sevgili ey yaaar bizim zikir evradımızde duaların dışında birde silsileye fatihalar var, fatihaları okumaya başla artık, ve okurken önce 3 kulhu bir fatiha ile başla, ve ona alışınca artik gereken yerlerde 13 kulu 7 fatiha oku ki penceren genişlesin, ve hayata geniş geniş bakabilesin ey sevgili, ey salik, ey sofi, ey sofiyem, ey müridim, ey raşidi tarikati mensubu olan şahıs, ey yaaaaar. yani silsiledeki kimseler bizden bir üstteler, ve her üstten bakan, daha iyi görür, öyle olunca, onlarin bakdigi yerdn bakabilmek için, onlari giy, onlari giymek için de, onlara hediye gönderki, onlara baglan, onlarin bakiş acisi ile, ve o senin sordugun konudaki görüşü, sana telapati ve rabita yolu ile ulaşsinki, sende o acidan olaylari gör.
Resimleri takip et Resim 1 ne görüyon sanki cinsel bir obje sanki bir bayanin ikizleri gibi yahut ciplak bir po po gibi
ve en son geniş açı ile bakinca, hakikat çok farkliymiş degilmi,
Nereye baksam ayten var, saatler ayteni
insanı ısıtan kalpdir
kalbin içinde bir kapı gönül denen odaya açılır
oralara bir yere ben seni koydum,
sende beni koy
o senide benide ısıtır
ne yalnız koyar nede üşütür
nereye gitsek, sen benimle, bende seninle olurum.
unutma bu dünya küçük
okyanuslara açılsakda,
senin gönlündeysem ben,
gecelerde gündüzlerde bizim,
her yer leyla olur ,
Nereye baksam ayten var,
saatler ayteni beş geçiyor olur sevgili.
Hz Musa ile Hz HIZIR yolculuk ederlerken
Musa HIZIRIN Gemiyi deldiğini görünce, ona razi gelmedi, ve dedi bu gemiyi niye deliyon dedi, bak bunlar bizi gemiye aldi zaten fakirler
falan filan,
HIZIR dedi bir canin gitti, sana bana karişma dedim dedi,
sonra ikinci olay HIZIR çocuğu öldürdü, hemen itiraz etdi Bu çocuk günahsiz sabi dedi, sen bunu niye öldürüyon, hadi büyük günah işlemiş suçlu biri olsa, neyse dedi.
Hizir dedi ikinci caninda gitdi, sana bana karişma dedim dedi,
Ve üçüncü olay oldu bir köye gitdiler, o köylü onlara iltifat etmedi, yiyecek ekmek dahi vermediler, fakat Hz. HIZIR yikilmak üzere bir duvar gördü, ve o duvari ustalik edip yeniden yapip düzeltti.
yine musaya ters, bunlar iyi insanlar degil dedi, sen niye bunlara yardım ediyon dedi, bari karşiliğinda yiyecek birşeyler isteseydik dedi.
Ve HIZIR benim işlerime karişma dememişmiydim dedi, artik senin benimle yolculuk edebilcek bir canin yok, Allah sana üç can verdiki, üç caninda öldü malesef, artik yollarimiz ayrildi dedi, bundan sonra sen beni göremezsin manasinda yani. ve dedi birinci olayin sebebi: çünkü ortada dolaşan korsanlar veya devlet memurlari var, onlar sağlam gemileri topluyorlar, ve ben o gemiyi hasarli yaptimki, onlar o gemiyi almasinlar, ve bu korsanlar gemiye baktikdan sonra, gemi sahipleri gemilerini tamir edip, tekrar calişip ekmeklerini kazanmaya devam etsinler diye yaptim dedi.
ikinci olayda, çocuk büyüdüğü zaman çok kötü biri olcakdi, ve anne babasinida günahkar yapicakdiki, onu öldürdümkü, Allah onlari daha salih bir evlat ile, günaha girmekden koruyacak dedi.
ve üçüncü olay ise, o duvarin altinda bir hazine vardi, ve o evde yetim veya öksüz çocuklar vardi ve o çocuklar daha küçük olduğu için, eger duvar yikilirda hazine ortaya çikarsa, o çocuklara vermeyip hazineyi başklari alicakdi, ben duvari yaptimki, çocuklar büyüyünce o hazineyi, kendileri bulsun diye yaptim dedi.
ve musa anladiki kaza, bela, ceza, tokat, hepsinin bir sebebi var. o zaman, Rahman abes iş işlemez anladi, sen hiziri görmezsin, bilmezsin, musaya bile hizir ile gidebilcek, onu görebilcek, onun yaptiklarina bakabilcek üç can verildi, üç cani ölünce dedi hizir, sen dünyaya ben bu gizli aleme dedi. ve musa anladiki Rahmandan razi olmak lazimmiş. her olan kaderin ve olayin bir sebebi, sebebin bile, bir başka
sebebi var, sebebin sebebinin bile bir başka sebebi var. yani vaazlarimizdan birinde anlattiğimiz temizler temizlerdendir ve temizler içindir, peki biber fidesinin altina ters gübresi dökdük, ve biber o gübreyi yedi , pis gübreyi yedi, amma bize cillop gibi tertemiz biber verdi, hani temizler temizlerdendi, hani avaramu fimi var ya, hakimin çocuğuda hirsiz olabiliyor, nuhun bebeside kenan olabiliyormuş, ve yine bir üste çik yine o ters gübre dediğin bir inegin yediği
tertemiz otlar idi, o yedi ve ayrildi ters oldu, hani pisdi, ters ot iken tertemiz degilmiydi, yani her olayin binlerce versiyonlari var kainatta, sen o kapi, bu, şu kapi hangi kapyi açdin. ve rahman abes işle iştigal etmez, bunu bilirsen, kötü sandiğin bir olay gelirse başina hamd et, iyi olay gelirse şükret, ve yoluna devam etki, hakktan razi olan kul ol. ve maddeler bunun için metin ismini çekerler, ve hiç bir madde, bitki, metin çektigi sürece bozulmaz ölmez diridir. ne zaman
ziikirden kesildi ölür. ve o yüzden bardak bardaklikdan memnundur, zikrettiği müddetçe. ne zaman senin ondan razi olmadiğin onun kulağina gitdi, üzülür ve metanetini kaybeder ve sen onu terkettikce, sevgin bozuldukça,onun şükrünü eda etmedikçe, metaneti bozulur. ve sonunda bitap düşer ve zikirden kesilir, ve zikirden kesilince, bir bardaksa düşer kirilir, bir koyunsa kasap alip gidip keser, bir bitkiyse sahibi gelir toplar alip gidip satar, biride alir yer, insan ise hasta olur
ölür gider. yani riza rahmandan razi olmakdir. şayet ecel için bile çağiriyorsa, rahmana iman ve itaat etki, seni bir başka bahara götürmek için çağiriyor , yeni bir doğuma hazirlamak için verdiği ruh emanetini geri cağiriyor, ve kaderine razi ol. ve artik ne zaman keşke şöyle olsaydi, bu olmazdi, keşke böyle yapsaydim, bilmem doktur olurdum, bilmem şöyle yapsaydim hakim olurdum deme, bilki bu gün ne oldunsa ne başina geldiyse, senin için en iyisi o, birak keşkeleri ve rahmandan
razi ol kurtul.
Ne zaman keşkeleri birakdin, ve ikinci olarak hayatin tek şıklı degil çok şıklı olduğunu anladin, ve bir kararda durmanin kör cahil karari olduğunu anladin, ve eğer dünkü kararda kalsaydik, bu gün atomun da parcalancağini bilmezdik, amma atom en kücük değil, ondan da kücükler var deniyor bu gün, neden çünkü bir kararda saplanip kalmadilar, acaba bölsek birşeyler vardimir deyince, araştirip buldular, yani cahil nefis inatcidir, ve mesela illede elma isterin, illede şu kizi isterin diye
viyklar durur, o olmayinca muradim olmadi der. halbuki , Hz. Davuddan ilmi ögrenen kurnaz şeytan, sana bir günah sunar hadi kumar oyna der, sen kumar oynamammi dedin, o zaman içki iç der, onuda yapman dedin, o zaman yalan söyle der, seçenek bol, yani sende şeytanla savaşmasini öğrenceksen, sadece kurusıkı tüfekle savaşilmaycagini öğren, ve hayatta başka seçeneklerin de oldugunu unutma, ve görelim mevla neyler neylerse güzel eyler dedinmi, bilki sana riza veya raziye makami bir göz kirpti demekdir, artik gir o kapidan ve makami marziyeye doğru yürü.
ve Hz Davud aleyhisselam, eğilmezin bükülmezin sanan, secde etmiyon diyen, demir cibilliyatli şeytani ateşde kizidirip şekil veren, egip büken ve ona başka seçeneklerin de olduğunu öğreten peygamber. Hz Süleyman ise onu demir haliyle değil, bizzat şeytan haliyle caliştirip başka seçenekerinde olduğunu öğreten peygamber. pirimiz Davud aşkina gir ve eğilmezin bükülmezin sanan nefsini demir gibi kizdir, ve döve döve, eğ bük ve davud gibi, o nefisden zencirler kalkanlar balkon bahçe
demirleri yap.
Sılaaaam hasretim güllüüüm, ey memleketim, hüseyinin başını koparanlar koparirken, Hüseyinin hicmi ici yanmadi, hicmi cani yanmadi sanirsin, amma işde
sen bir gül isen, ve koparan ben isem, sesini cikarma gülüüüüüm, hasretim topraaaam.
Allah yahyaya öyle dedi bak dedi seni keserlerken sesini cikarmayacan GIG demeycen dedi, şimd kavak keserler, sögüt keserler, bilmem hüseyin gibi gülü koparirlar, onlari başı sesini cikarmamışki gülüüüüüüüm, kıklari cikmaz, vay boynum acıdı demezler, ne yapıyon ma n yak demezler, belki derler amma, acilari icindendir gülüm, acıdıysa içinden ağla, sızım sızım ağla, üzüm öyledir, onu budayinca gülüm, sanirsin bir dal cubuk, amma işde o ici sizlar ve aglar gülüüüm, ağla amma içinden sizla sesini cikarma, koparan hemde mehdi ise, sesin cikmasin güllüüüüüm , hasretim gonca gülüüüüüüm.
Bak bu hainler Vatanaimizin güllerini dermeye kalkiyorlar, bunca senenin üstüne kürekle toprak atmaya calişiyorlar, canla kan ile ile alinan vatani, siyaset ile satmaya kalkiyorlar, ve tv lerde başladi yine kroo kroo filimler neymiş birde E... denen adam amerikda film cekcekmiş, bak bak baaaah, lan türk kalmadida bu uyuz k....mü bizi temsil etcekmiş, daha dün A..nin yaninda, kiytirikdan bir figurandi tipsiz, ayni yilmaz güney , ahmet kaya , öcalan gibi oturtma gavurlar, yani siyasetin gavur ayaklari, yani bak güzelim sen boynunu eger ,ben eşegin olayim dersen birisine, velevki bu, taptuk gibi evliya olsa, sirtina kirk sene odun sarar seni eşşek eder, amma sen başini kaldirir, ben man yak miyim deyebilirsen, eşşeklikden cikip, haşari eşşek sirtina binilmeyen eşek, zebra olursun, yani yine boynunu egen habil olursan, olsan olsan koyun olursun, eli kalkmaz, dili kalkmaz, garip, yatir kes sesi cikmaz, ve yine inek gibi bakara gibi ver ver ver etinden ver sütünden ver, hatta yetmez gelde g -- ü n dende ver derler, sonunda, haa anlayiverirsin seni m ina kodu mun ip nesi verdiklerim yetmedimi si ....nesi deersin akillanirsin belki, yani kardeşim enayiligin adi, Allahdan razi olmak konmuş, aslan herşeyi yerde, aslani yiyen yok, niye ? kimseye enayiilik etmiyorda ondan, öyle olunca, evet bazilari boyun egecek, bugday olacak amma, işde bugday gibi buyur haşmetli agam deyince, bugday olursun seni degemene götürürler viccciragini cikarirlar, un eederler, senin KIKIN bile cikmaz gayri ondan sonra, sen istedin, sen firsat verdin, boyun egdin, haşmetlim dedin, ve senden üstün olan seni lokma lokma yer tüketir, hani iyimi, iyi böyle enayiler varken, daha coooook degmenler döner. eeee ne yapacaz o ziman, matrix revulation, başkaldiriş, uyaniklarin etimizden, sütümüzden, balimizdan, böregimizden otlanmasina müsade etmeyecegiz, vatanimizi bu yahudi kah pe cocuklarina birakmayacaz anladinizmi lan, en azindan koyun yerine koc olun, koyunlugu birakin artik, habilligi birak artik, enayi müslüman, inek gibi verimli birisi isen, en azindan bak biraz da olsa uyan, haksizliga isyan etde, dana ol bari ki, kendini savunabilesin, enayiligin siniri yok bunu bilesin, sen tikilmeye dünden raziysan, seni tikcek biri illa bulunur, amma işde inde birde ben tiken deyince, kimseyi bulamazsin azizim, öyleyse herşey garerince güzelim , HIZIRIN yaptiklari musaya ters idi, cünkü Musaya haram olan öldürmek, hizira helal, aman yarebbim, hemde kücücük bebegi veya cocgugu öldürüyor, bu nasil bir şeriattir acaba demek yokmu, sana haram, ona helal. bak güzelim yukarda gösterdik, olaya geniş cerceveden bak, yoksa bu dar kafa ile, ancak sana kirk sene eşeklik, yunusluk kalir anladinmi. vururla sirtina yükü, cek cekebilirsin yetmez bir de g.. tikmeye kalkanlar olur, verdinya gari, vermede sinir yok diyenlere duyurulur o eneyi eşeklere.
"evet" oyu mu verceniz, yarin bu i.... neye eşek olursaniz, yemin olsun verdikleriniz yetmez, gö...... verceniz demeye gider, i.... alişdi bedava almaya, siz gibi enayiler varken onun sirti .... amma atarsaniz buna bir kazik , ömrü boyu birdaha cikaramaz o kazigi, yemin olsun .
önünüzde yonoşluk sizi bekliyor, verin vermenin siniri yok dedimya, yakinda kicinizida verirsiniz. ya HAAAYIR diyeceksiniz, ene azindan sirtina binilmeyen zebra olcaniz, özgürlügün başini kazancaniz, yada onun bunun eşşegi olmaya devam etceniz.
varabilirsen taaa oraya, MAKAMI RIZAYA ve RAZiYEYE, makamin mübarek olsun.
dedik, müslümandik, mümin olduk, ince ince en iyilerden olduk, iyilik iyilik gitdik gitdik, dere tepe düz gitdik, eeeeee kuraninda sonu var gülüm, kulhuyu okudun felak nas okudun, kuran bitti, ee daha nereye gitcen gari, yani artik geri dönme zamani gülüm. işde zikirimzde bir yere varirsinki "allahüme salliler" okunur yani orasi zikirimizin tahiyat kismi, ordan öteye sagdan sola gidersin tesbihde, ve sonra taaa "nun" a kadar varirsin. "nun" zikirimiz, ya sukun yani durmak, veya gecmek hareket etmek yeridir, orda artik senin seyri sülükunun sonudur, ya durmayi sececen, madde olcan, tahta olcan, cam olcan, kum olcan, toprak olcan, yada durmakdan gececen, ve hareket edip başa dönecen, başa dönmek için ise, "euzu bi kelimetillahilerden sonra dedigimiz, "subhanallahi..." zikiri yani kabeyi tavaf var, yani dönmek hareket etmek, hareketi secersen, burda tavaf, sonra Allahdan başka ilah olmadigina iman olan birinci tevhid zikirimiz, ve sonra 10 kulhu, sonra ise fatiha, sondan başa dönme sirri, bu kulhuler fatihalar hepsi sagdan solaydi, kuranin yönündeydi, yani sagdan solaydi, amma ondan sonra ise, kulhu son, ve sondan başa dönmek lazimki, işde kulhuden sonra fatiha okuruz 10 defa, ve sonra ise, o yukari cikiş olan, kuranin başina tirmanmak olan, 33 defa "subhanallahi vebihamdihi, subhanallahil azim ,ve estagfirullah." ile dinlene dinlene yokuşu tirmaniriz. ve bu zikir ise tersinedir, yani sondan başa dönen bir zikirki, yani sagdan sola kadar gittik, ve sagin en sonuna vardik, ve orasi artik sol, ve sonra başa dönmek için işde bu üclüyü 33 defa cekerekden, bu sefer ise soldan saga dogru hareket ederizki, bitişden sonra başa dönmek hikmetine ermek için, her bitişden sonra başa dönmek, va baş fatiha ise, senenin sonu da başida isa da biter, hiristiyanlara göre, isa nin dogumu 24 Aralik, yahut evangelistlere göre 27 si, halbuki senenin sonu 31 aralik, ve bize göre isanin dogumu ise 1 ocak yani, isa ve mehdi SIRRI, isa da biter, mehdide, fatihada başlar, bizim isa miz mehdiir, cünkü onlarin isa si hz isa, bizim isa miz ise mehdidir, mehdi isa dan, isa da mehdiden , o na, meryeme isa yi koyan biri var degilmi, o kutsal ruh, işde mehdi, veya diger ismi, musaya bilmediklerini gösteren HIZIR, veya kuranadaki ismi, musa nin sana tabi oalnmi dedigi RAŞiD, ve yine muhammed için, muhammeden abdühü ve rasuluhu deriz, amma kuranda mehdi için ise, "katimizdan ona rahmet verdigimiz kulumuz" diye mehdiye atfedilr, yin isra suresinde, yine ona, kulumuzu, abdimizi göstermek için, mescidi haramdan, mescidi aksaya götürdük diyor, ne için? " bi abdihi" diyor yani o kulumuzu göstermek için, kim o kul, yani muhammed, gecmişden gelecege, ona mehdiyi ve vaktini göstemek için ref etttirildi.
19.SINIF SOFiLERE
Hizir makami ögretilip talim ettirilir ve tarikatin pirini, olay vuku bulunca aramasi talim edilir. Bizatihi onunla (tarikatin piiri ile) kelam etmesi lazim geldigi ögeretilir ve kimler o göreve (HIZIRLIK makamina )secildi liste tutulur.
Bu 19. sinif sofiler Tesbihlerine Birinci kadrandaki 10 boncugun birincisi mevsim rengi ikincisi beyaz olrak, digeri yine mevsim rengi, ve digeri beyaz.... 10 boncuk dizlerler ve Alfabe duasindan önceki Arapca Elif ba yani alfabeyi 9 defa okurken, birinci boncukda Dad Harfi sag azı dişler arasına konarak okunur, ikinci boncukda sol
azı dişler arasına konarak okunur,sonra yine digerine sonra yine digerine konarak 9 boncuk sayilir.
Dad Harfinin Mahreci
"Dad" harfi dilin ucu azı dişlerin arasına konarak "da" denmeye calışılır d ile z arasi bir ses çıkar
'Muhammed Diyauddin' ismi 'muhammed ziyauddin' denir yani asli ise
'Muhammed Dziyauddin' diye okunur, dil sag azilara, veya sol azilar arasina konabilir, ashabdan ebu bekr efendimiz iki tarafi ile de bu harfin mahrecini cikarabilirmiş
islamin şarti diyor mehmet hoca 5 dir diyorlar, ee peki diger islami görevler nerede, öksüzün elinden tutmak? o yok, banane, ee fakiri giydirmek, yok ,....., eee islamin şarti 5 dir diyorlar
Kardeşim bak, bir imtihanda 10 soru varsa, diyorki ögretmen, bunun eger 5 ini yaparsan iyi not alirsin, ve sinifi geceersin en azindan, amma sen dördünü yaparsan, belki ben tolarans hakkimi kullanir, seni sinifdan geciririn, amma sen sadece iki tanesini yaparsan, sinifda kalirisin, amma bunun yaninda biride altisini yapdi o da daha iyi, yine yedi yapti daha daha iyi, hatta biriside on da onunu yapti, onada pekiyi verdik, bu adam bek iyi dedik . amma işde müslümanligin siniri, bu 5 güzel hasleti yapana biz müslüman diyoz, en fakir müslüman, ondan sonrasini yapanlar, yedi soruya cevap verip dogrusunu yapan, sekiz yapan ögrenci gibi, amma biride varki, daha bu 5 ide yapmyor, namaz kilmiyor, oruc tutmuyor, ee ne diyecez buna, haaala bunlarada müslüman diyoruz, Türkiyede de dünyadada dolu böyleleri, namaz yok, oruc yok, amma haftada bir cuma kilar, en ön safada gecer haaa, bak komvoyunan namaza gidiyoz biz, ve Allahin evine variyoz, o namaz kilcak diye amcalari itip kalkiyorlar, buyur en ön saf senin, eeee bu adam peygambermi, peygamber olsan, musa gibi bir peygamber, olsan racul ve abd olan, bir kul olan HIZIRIN veya diger ismi ile raşidin arkasindaki safa gececen, cünkü onun bildgini musa bile bilmiyordu, ee nerde kaldi bu ah.... en ön safa gelip oturmasi haa, sen hakkini sirani verirsen, yarin yeniden haşrolurkende, o senin sirani alip yüze cikar, sen diplerde kalirsin, sen kandin inanadin verdin cünkü ahmak, ve sag sola üstünken, gündüz geceye reis iken, ve mehdi musaya, hizir ve reis iken, kim bu yahudi, musa vakti adami, fravunu ..., Allahin has kullarinin üstüne gececek. Birde yine kürt filimlari başladi başkanligi alsa yarin yine kürtlre devlet kuruvercek vatanmizda eyalet acivercek, ha eyalet acmiş, ha onlara devleti parcalayip vermiş, lan kilif farkli sadece, sana yutturmak için üstünü öyle örtüyor, kilif giydiriyor, bize gavurlari kürtleri baş yapan a..., kendisi tek başkanlik istiyor teklik bütünlük, amma amacida türkiyeye parcalara bölmek, cok başli yapmak, lan sana niye demiyorlar, lan agut alkolmü aldin, kafan hoşmu senin, bütün olan Türkiyeyi bölmek, ve eyaletlere bölmek, nerde , senin bunlari bölüpde, ben başkaninizin demek nerde, cünkü herksin artik kendi başi olcak sen kimsin o zaman ......, sen parcalanirsan bütün kalan sana baş olur degilmi, oysaki gecen anlattik, Allah haşr hususunda işde : Brezilyadan kakao kahve, washingtondan portakal fistik, yeni zelandadan kiwi, derken toplandi ahmet amcanin bedenini oluşturdu, bak parcalar toplandida, bir bütün beden oldu, bu i... ise bütünü ben bölcen, ve onlarada başkan olcan diyor, .................., Allah haşretcen toplaycan birleştircen derken, bu i..... bölcen eyaletlere bölcen diyor, yine birleşen avurpayida bu sebeble ayriştirma haline sokdu, bu i......siyaseti
fazla söze gerek yok anlayan anladi, lafi fazla uzatmayada gerek yok, anlayan geregini yapacakdir zaten.
--oOo---
أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 12 Mart 2017 Pazar
Original Kar © glan
|
|
|
Velbeasü - Öldükten Sonra Dirilmek (Kar©glanin 4 Mart 2017 Vaazi) |
Posted by: RasitTunca - 05-26-2018, 07:59 AM - Forum: 2017 Tasavvuf Sohbetleri Arşivi
- No Replies
|
 |
Velbeasü - Öldükten Sonra Dirilmek
(Kar©glanin 4 Mart 2017 Vaazi)
وَلِلّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ فَأَيْنَمَا تُوَلُّواْ فَثَمَّ وَجْهُ اللّهِ إِنَّ اللّهَ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh(vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm(alîmun).
Ve doğu da Allah’ındır batı da. Artık hangi tarafa dönerseniz dönün, Allah’ın Vechi (Zat’ı) işte oradadır. Muhakkak ki Allah Vâsi’dir (rahmeti ve lutfu geniştir, herşeyi ilmi ile kuşatandır).
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi Âyet - 115. ayet
Ve iz kâle ibrâhîmu rabbî erinî keyfe tuhyil mevtâ kâle e ve lem tu’min kâle belâ ve lâkin li yatmainne kalbî kâle fe huz erbeaten minet tayri fe surhunne ileyke summec’al alâ kulli cebelin minhunne cuz’en summed’uhunne ye’tîneke sa’yâ(sa’yen), va’lem ennallâhe azîzun hakîm.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Hani İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” demişti. (Allah ona) “İnanmıyor musun?” deyince, “Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için” demişti. “Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 260. ayet
أَمْواتٌ غَيْرُ أَحْيَاء وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ
Emvâtun gayru ahyâin, ve mâ yeş’urûne eyyâne yub’asûn.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ölüm ile Yaşamak farkli şeyler degildirler, ancak ölenler, sadece ne zaman tekrar dirileceklerini bilmezler (Yaşayanlarda hakeza ne zaman öleceklerini bilmezler).
Sadakallahul Aziym NAHL Suresi 21. ayet
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolunursunuz, nasıl haşrolursanız öyle diriltilirsiniz, o hal üzre cennet veya cehenneme sevkedilirsiniz"
( Hadis-i Şerif , Buharî, "Rikak", 45 , Müslim "Cennet", 55-59 , Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, Aliyyülkârî, Mirkâtü’l-mefâtîh )
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“Her kul öldüğü hal (amel) üzere diriltilir.”
( Hadis-i Şerif ,Müslim, Cennet 83)
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللَّهِ وَكُنتُمْ أَمْوَاتاً فَأَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Keyfe tekfurûne billâhi ve kuntum emvâten fe ahyâkum, summe yumîtukum summe yuhyîkum summe ileyhi turceûn.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Siz cansız (henüz yok) iken sizi dirilten (dünyaya getiren) Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürüp öldürüp, sonra yeniden yeniden yine diriltecektir. En sonunda O’na döndürüleceksiniz.
Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 28. ayet
إِنَّ اللّهَ لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ يُحْيِي وَيُمِيتُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِن وَلِيٍّ وَلاَ نَصِيرٍ
İnnallâhe lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), yuhyî ve yumît(yumîtu), ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîr.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Göklerin ve yerin mülkü Ve Hükümranligi yalnız Allah’ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 116. ayet
Dişi YILDIZ ve Erkek YILDIZ
Güneş Makamina CIKAN Sofilerimize özel ders:
Muhammed için iki cihanin güneşi lakabi vardir öyle olunca yine yusuf 11 yildiz ve güneş ve ayin kendisine secde ettigini görüyor, yani öyle bir yildizki yusuf, ona bagla başka bir yildiz ve 11 tanede gezegenden oluşuyor demek olur bu yine yani, bir sistem ve iki yildiz, fakat birisi digerinin aksesinde dönen yildiz, yani galaksi demek olur, yani yusuf bir galaksiyi temsil ediyor, birden fazla yildizi olan sistemlere galaksi denilir, ve o galakside de ayni bizim dünyamiz gibi bir dünya var, var 12 gezegenli, ve ayrcia güneş ve ay var, ay var demek dünyasida var demek olur, yani yaşanabilenm bir dünyasi olan bir galaksi sistemi, yani erkek yildiz demek, o carki ceviren yildiz demek, yani sistemin ona bagli oldugu ana yildiz demek olur, yani yakub ve cocuklari yusufun sistemine bagli demek our bu, yani yine dişi YILDIZA gelince, yani aynen jüpiter gibi etrafinda aylari olan gezegen demek olur, yani sönük yildiz demek, yani gezegen demek işde, Dişi YILDIZ demek olur öyle olunca, herkesin ya bir YILDIZI vardir, yada gezegeni, bir YILDIZ hatta öyleki, diyorki bir tane iman etmiş ashabi olmayan peygamberler yildizar var, yani imanli ümmeti olmayan peygamber, yani tek YILDIZ, gezegeni yok, yani bunlarda galaksi icindeki tek YILDIZLARDIR.
mesela Türklerden örnek verirsek : Demet Akalin bir YILDIZ ve star olunca, onun kocasi demek, ona bagli ay ve hatta birde ondan olma HIRA bebek, yani Demet dişi YILDIZ olunca, yani bir gezegen demek, taabi oldugu bir yildiz var, ve onun kocasi okan, o dişi Yildizin etrafinda dönen uydusu demek olur, ve okan tirci olunca, bunlarin sistemi Süleyman yildizina bagli oldugu görülürcünkü atlarin peygamberi Hz süleyman, salma atlari olan Hz Süleyman, yani köpek yildizina bagli, yani siriusa bagli, ve ordada kocasi okandan olma HIRA olunca, HIRA DA okanin etrafindaki, ondan kopan bir dag veya kaya, ve gezegenin uydusununda ayrica uydusu var demek olur. Bunu neden acikladim cünkü : bizim Zikir tesbihimimizde iki tane cark sistemi var, ve birde sistem icinde onlu gruplara ayiriyoruz, ve bizim sistemimizde her grup, onlu kümeden oluşmakda, yani bizim galaksimizde bize tabi olan dişi yildizlar, bir adet ana yildiza bagli, ve onlu küme halinde, ve tesbihimizin 3 ara müezzini var, ve üc köpek YILDIZI var demek olur yani, sirius sistemi iki köpek yildizli sistem, yani türklerin kullandigi tesbih siteminde iki ara müeezini var onlarin bagli oldgu eski sistemde sirius vardi,iki köpek yildizli sistem, davud ve süleyman yani, ve züleyha hesaba katilmaz idi, dişi köpek yildizi hesaba katilmaz idi, ve fakat bizmki ise Tesbihimizde üc müezzin var, üc köpek YILDIZLI sistem, ve öyle olunca, bizim sistemimizdekilerin, ücer adet köpek dişi var demek olur, yani dört ön kesici dişlerin yan taraflarinda, ücer adet simetrik olarak köpek dişi var demek olur yani, öyle olunca toplam alt üst hesap edince, iki sag alt ve üst, ikide sol dört tane eder, yani yani eski muhammed sistemi ise iki yildizli tek sirius, bizimki ise iki erkek bir dişi köpek yildizi olan siriuslu sistem demek olur, yani bunun manasida, her grupda, her yüz kişiden iki tanesi davud, iki tane süleyman ve iki tanede züleyhayi icine alan grup olan sistem, bir küme demek olur. yani üst cene ve birde aynisi alt cene, ve tesbihimizde bu onlu gruplardan sonra ise, bu onlu ilk grbun başina bagli olan bir adet onlu cark vardir ve buda 12 boncukdan oluşur, ve buda demek olur, toplam 100 olunca, 10 tane 10 lu var, ve bu on tane onluyu ceviren tek bir yildiz var, mesala demet gibi, bilmem rihanna gibi bir yildiz, yahut mustafa islamoglu, bilmem mehmet ali bulut gibi etrafinda 100 kişiyi toplayan kimse, 10 tane 10 luyu cevirebilen tek yildiz, ve sonra bunlardan, ise tam 12 tane var, dört mevsimde de 12 tane carpi 4 = 48 adet demek olur, ve bu her 48 i, ceviren yildizda yine tesbhimizin tepsinde imamenin üstünde carkdaki boncuklar da 12 tane, ve bunlardan birisi ise, bu sistemin tamamini döndüren mevsim rengi sarik sahibi olcak tesbihimizin, sarikli boncugunu temsil eden askerimiz demek olur, ve biz eger şimdi baharda isek, ve bahardan yaza gececegimiz için, sistemin takib edecegi yildiz olarak, mesala yaz burclu sibel Can dedim, ve artik sarik sibele verildi demek olur, ve bahardan yaza kadar, o görev ve kirmizi sarik sibelin demek olur, o sene ve o baharda, sadece en cok sibel, sibel, sibel denmeliki, sistem bahardan yaza varsin demek gibi yani.........
Kainata Fatiha olabilmek
Diyorsunki
Ne Duamsın Ne bedduam
:Kirmizi-ISIK_S
EY YAAAAAR
Ben sana duaya daha yeni baslamişken
sen ise beni dualarindanda mahrum ediyorsun
Biz seninle ne kadar ZIT kutuplardayizki
ben yansam sen beni soğut,
Sen yansan ben seni soğutayım tarzı
sen tam bana göresin ammaaaaaaa
-_Pfeils-Red
Dedimki artik cemre toprakda
ve toprak ise bahar yağmurlarına hasret artık
Ben gök olup üstüne yağayım dedim
Emtarların olup üsten yağayım sen Yemyeşil yeşer ey sevgili
Bırak duandan çıkarmayı beni bir an bile unutmana izin yok sana
ağla şimdi aglaaaa için için ağlaki gözlerinden emtarlarin süzülsün topragi ince ince sulasin
Allahim baharda yağan ve yağacak olan emtarlarin adedince muhamdede ve ehline ve
mehdi ve ehline salat selam eyle
Aramayanlar yolda kaldi, sen aramaya devam et "bir güüüüüüün istiklal ve cumhuriyetini"
MECNUNLUĞUN SIRRI kaybedince, gercekte kazanmakda yatiyor ey sevgili.
Gece gündüzü bilesin diye var, kötü iyiyi arayıp bulasın diye var.
Beni bulsan, Yusufu bulanlar 15 kuruşa sattılar,
anla beni sevgili böyle cok tatlı,
inan beni bulsan 15 kuruş değerimiz olmaz,
yemin olsun olmaz,
ara calış işte bir gün Yüce RAB
Zülyehayi yusufa yazacakdir,
Elini eline gönlünü gönlüne vercekedir,
inan bana bu yüce Rab öyle zalim değil,
Züleyhayı Yusufa kavuşturana iman et sen,
Leylayı mecnundan ayırana değil.
Burdakı TILSIMI çözüdünse SIRANI beklemek en büyük nimet anla
-_Pfeils-Red
Diyorsunki ey YAAAR
:Kirmizi-ISIK_S
"Bazen soğuk bir duş gerek,
Kendine gelebilmek için.
Bazen büyük bir ihanet gerek,
Gerçeği görebilmek için.
Bazende insan dibe vurmalı,
Yukarı çıkabilmek için.
Ey gönlüm sen inanmasan da;
Bazen bitirmek gerek,
Yeniden başlayabilmek için."
:Kirmizi-ISIK_S
3 kulhüden sonra fatihayı okumakdır o
Her bitişden sonra başa dönebilmekdir o, sevgili
bilki sensizde olmaz fatihasızda
:Kirmizi-ISIK_S
Bu Fatiha nasil bir delikanlıki
ölüye fatiha diriye fatiha
subhanekeye fatiha yasin suresine fatiha
Her namaz her namaz önce Fatiha
Koskoca bakaraya da Fatiha
En kücük kevser suresinede Fatiha
Bu delikanlı kimki acaba
Namazda Rabbin huzurunda duruşda
Bütün kurana, ve hem kainata koca olmuş
Kim ki aceb O
Yukardaki ayette diyorki Hz.ibrahime, Allah : Nasil yeniden diriltecegimi görmek için, ey ibrahim, bir kuş al, ona kendini tanit önce, sonra onlari istersen parca pincik et, şikir şikir ez, ve dört daga dagit, sonra gel dur, ve cagir onu, rabbin onu sana geri döndürcekdir, o sana ucup gelecekdir, diyor yüce Rab. Rabbimiz yaratmanin her türlüsünü bilirken, öldükden sonra diriltilemeyecegimizi mi sanirsiniz, halbuki diyorki parca picnik olsa bile, zaten onlari parcalardan toplayip meydana getiren, birdaha toplayimda meydana getirmeye kadirdir diyor. ve kafir TANRI parcacagi ariyorki, bulsa onu ne yapacak bilirmisiniz ki, Rabbinin hükmünü imha edipde, kendine yasaksiz bir dünya icad etmek için, halbuki dedikki : 10 tane aşerei mübeşşere varki, bunlar daha dünyadayken cennetle müjdelenen on grup dedik, ve bunlarin cbilliyatlarinda birisi hiyar ve benzeri, pişirilince bozulup, insana yarar verecegine, zarar veren yiyecek haline döndüklerini anlattik, ve bundan az bir süre sonra, hiyar pişiren teyzeler türedi, neden? yine maksad gavurun allaha isyanina ortak olmak. Lan dangil müslüman, senin hicmi bişeyden haberin yok, sen mehdiden habersizmisin, bak mehdi bunlar pişmez diyor, fakat bunlarin pişmemesi, mehdi dedigi için degil, Allah in onlara ateş ve cehennem görmiyecek bir tabiat koymuşken, sen kime hizmet ediyonda, hiyar pişiriyon, karpuz kavun pişiriyon dangil, kavun karpuuz ve hiyar pişmez, soguk tabiatli yiyeceklerdir onlar, serin tabiatli yiyecekdir onlar, serin ve serinletici. Hani agustosun 15 olunca, ortalik sicakdan kavrulunca, ortaligi serinletcek karpuz ararsin amma, o olmasayadi, için nasil serinleyecekdi, yine ayranli cacik yersin, nasilda susuzlugunu keser degilmi, agusotosun 15 inde birde pekmez şerbeti ic bak, için nasil yanacak degilmi, sana biz sadece yasayi gösteriyoruz dangil, yasayi koyan ben degilin, bazisi bizimle mehdilik savaşi verdiginden dedigimize itiraz edip tersini yapiyor, bazisi ahmaklikdan, bazisida işde allah a düşmanligindan. ya sen ey müslüman, ya mümin, sen niye yapiyon ahmak, sen niyee, bi söyle bana
ve Allah işde, öldükden sonra tekrar beas etme kurali koymuşki, diyorki, parcalarin, parca pincik dagilsa, biz onlari yine bir araya getiririz .
Bak mesala ahmet amcaya dün almanyadan misafir geldi, ve misafir cikolata getirmiş, cikolatanin maddesi kakako, taaa Brezilyadan almanyaya gelmiş, orda sürmelik yada yemelik cikolata yapilmiş, ve sende ahmet amcaya gitdin, ahmet amca, sanada ikram olarak o cikolatadan verdi, sende yedin, bak nasip meselesi denen şeye bak, senin bir parcan, taaaaa brezilyaya düşmüş, fakat allah onu, ahmet amcanin misafirinin evine vermiş, oda almanyadan kalkip gelip ahmet amcaya misafir gelmiş, ve ahmet amcaya o cikolatayi birakmiş, ve ahmet amcanin evinde yillar dursa, durur, amma sen gidip onu yiyince, parcan sana haşroldu, sende toplandi, bak o parca sende beas oldu, can buldu, bundan bir kac ay önce, daha brezilyada bir cicekdi belki, amma serüveni kemal buldu, ve sende lokma oldu, ve senin bedenin onu, senin parcana cevirdi.
Bak bundaki beas olma, yani yeniden dirilmeyi anladinsa, seni hüsama bin ladin gibi, denizlerin dibine atsalarda, Allah seni ordan alip gelip, yeni bir hüsamade haşredip, tekrar beas eder, hatta olmadi, hüsameydi, bu sefer ahmet yapar, yahut fatma yapar, can verir anladinmi güzel kardeşim, ve matrix filiminde, o hani son bölümde, neo tanriyla, yazilimi yazanla görüşmeye gidiyor, ve o siralarda deccal zivanadan cikmişdir, ondan kurtulmak için, ve bütün yaratilanlarla sulh ilan etmek için, işde yazilimi yazan, ve sistemin sahibi, veya tanriyla görüşmeye gider matrix, ve orda onun askerleri yani, Tanri parcalar birleşir, ve bir baş meydana getirirler, ve o baş ve başdaki dili oluştururlar, ve o neo ile matrixle konuşur, ve ona deccali öldürme görevini verir.
ve yani parcalar kafayi meydana getirir, kafa yani, hani rahman suresinde varya
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
Kullu men aleyhâ fân, Ve yebkâ vechu rabbike zûl celâli vel ikrâm.
Meali :
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Bütün kişiler (insanlar ve cinler) yok olsa bile Ve celâl ve ikram sahibi Rabbinin Vechi (Yüzü veya Kafasi) bâki kalacaktır.
Sadakallahul Aziym RAHMÂN Suresi Âyet - 26-27. ayet
Hz Hüseyinin başi nerede? neden bedeninden ayrildi, yine Hz Yahyanin başi nerede? neden gövdesinden ayrildi? ve kainatin sureti Hz ademin suretinde, ve Hz Ademi ise Allahu Teala zatinin suretinde yarattigini buyuruyor bir hadisde, öyle olunca, bu iki kafa neden saklandi, neden sadece kafalari kaldi, yine bazi kimselerin giyotinle başlarinin kesilme sebebi ne? neden yani? herkes yok olursa, onlarin başlarimi, bu kainati yeniden var etmek için kullanilcak, yani o matrixdeki parcalardan oluşan kafa gibi, Allahu Teala yine hükmetmek için, o kafalari kullanabilir, yani ana motor, hafiza, kainatin bilgisi beyinde kayitli, ve öyle olunca, ve dedikki, Allah, ahmet amca ile, mehmet amcayi doyurur, mehmet amcada terzidir, ahmet amcayi giydirir, ve Allah onunla, onu, öbürü ile, digerini besler, giydirir dedik. ve öyle olunca da kainatta eger, o kiyamet saati ile yok edilince, bir kafadan, bütün kainata hükmedip, tekrar onu, o bilgileri meydana getirir. Haaşa Allahin buna ihtiyacimi var dersek, Allah bazi şeylere yaasalar koymuş, ekmek yememiz için nasil bugday ekmeye bicmeye ihtiyac varsa, belkide kainatin yeniden halkolmasi için, buna ihtiyac vardir, öyle bir yasasi vardir belkide onunda .
---oOo---
Popülasyonu korumak bahsi
Tirnak 255 hücreden oluşuyorsa mesala, bu 356 olunca fazla, 355 olunca eksik öyle olunca, tirnak hak tealanin yarattigi en güzel suretinde, eger 255 hücreden oluşcaksa oluyorsa, ona bir fazla şapka takalim yanina don giydirelim olmaz yok, 255 hücre ve bitti.
Yani hz Nuh gemiye aslan, kaplan, kedi, tilki, bilmem tis tis aldi, ama bunlar öyle bir halde olcakki, tilki ne tavugu, nede yumurtalarini yemeyecek, aslan da geyigi yemeyecek, cünkü hepsinden ikişer tane var, peki bunlar alti ay, ne yedi, bunlar ne ile doydu, hemde gemiden inincede, serbest birakinca, yine aslan kaplan, geyigi, daha üremeden yiyip bitirmeyecek, yeni gezegende iki tane geyik var, biri dişi, biri erkek,
peki popülasyon nedir o zaman, anladinizmi, yani Nuh ilmi, ne yüce bir ilimdirki, dünyada, hiristiyanini, yahudisini, bilmem mecusisini, kürdü, türkü kavga ettirmeden idare edebilmek. Haydi Nuha gidiyoruz cocuklar, Nuh dedeye yalvaralimda bu ilmi bize ögretsin, vallahi o ilim yalnizca, onda sakli, ben da hi bilmiyon, meger Nuh un melekeleri bana söylerse, bende size ögretirin. Herkes bu geceler, gündüzlerde nuh dededen istesin, yalvarsin ey nuh dede, sen bu işi nasil yaptin başardin, ya bana, yada mehdi askerine gösterki, bilelim diye.
---oOo---
Bizim Gecen yazdigimiz, bazilarinin, cennetin her kapisindan cagrilcak hikmeti geregi, mehdinin, cennetin dünya şubesi olan bütün kadinlarin rahminden cagrilip, o dilediginden girebeilir, ve cocuk olarak dogar deyince, bizim bu sözümüzün yanliş oldugunu anlatmak için M. hoca diyorki:
Bir hirsiz senelerce calsa cirpsa, bunu meslek edinse bile, birgün ona, senin yaptigini sana yapsalar, ne dersin dese, o ondan calinmasini istemeyecekdir diyor M hoca. yani senin o yaptigini sana veya seninkilere yapsalar razi gelirmisin diyor.
Bende şöyle cevap veren : sen et yiyon, kesip tavuk yiyon, kesip koyun yiyon, peki yarin dersek ki, sana, "sen cok yedin, artik bizler şimdi seni kesip yiyecegiz" dersek, sen razi gelirmisin, sende razi gelmezsin. benim yaptigim kötü ise, sen niye biberi koparip yiyon,
bunun adalet nersinde, Allah aşkina, Allah madem adil, peki koyun demiyecekmi, ya rabbi, sen beni bunlar diri diri kessin yesin diyemi yarattin, bu nasil adalet ki, onun diri diri kesilmesine müsade ediyor, peki burdaki adaleti al, benim yaptigimla kiyas et.
peki herşey cok adilmi olmali saniyorsun, adil olcaksa, bütün kozlar acik oynanacaksa o zaman sen et yeme, sonra hic bir daldan elma koparma elmada canli, yumurta yeme, yumurtalar tavugun mali, sen niye onun malini aliyon, adalet neresinde bunun, inegin sütünü icme, adalet nerde burda, inek seni yesin icsin diye yapmadi, arilarin bali senin için yaptginimi sandin sen amca
peki benim yaptigimi sen adaletle ölcersen yanilirsin, onun ölcüsünü, ne kilo ne metre ölcemez onun ölceni farkli hoca.
ve Bir Tez ve öneri olarak, Zamandan kazanmak için, Marketler mal listesi yapsinlar:
Günümüzde herkesin zamana ihtiyaci var, ne kadar zamandan kazanabilirse, onun dinlenmek ve ailesine ayircak, o kadar zamani var demek olur. öyle olunca, alişverişde gecen zamanda da, zamandan kaybetmemek için, Lütfen marketler, amma internete pdf dokument olarak yazsinlar, amma regallerinin başlarina liste halinde kagit biraksinlar, ve bu kagit ve listelere, 1. regalde şu mallar var yazsinlar, ve her bir ürünün kenarina kutucuk koysunlar, yine 2. regaldede şunlar var ,.... ve alişveriş yapacak kimse, ya bu kagitlardan alip evine götürsün, yahutta sadece internet sayfasinda bir adet pdf olarak bulunsun, ve isteyen indirip yazicida bassin, veya kendisi liste tutarken notuna yazsin, 1regalden şunlar alincak, ikinciden şunlari diye, böylece hem alişverişde, alinmasi gerekenler unutulmamiş olur, hem zamandan tasarruf olur, hemde merkete lüzumsuz kalabaligin önüne gecilmiş olur. umarim bunu duyan bir marketci amca başlatir, ve sonra herkes yapar bunu
Buradan aşagiyada, önemli gördügüm hadis ve ayetleri aldim, ve ahiret ve yeniden dirilme hususunda, ve diger bazi hususlarda dikkatinizi celbedecek hadisler burada :
“Yedi şey gelip çatmadan önce amellere koşun. Her şeyi unutturan fakirliği mi bekliyorsunuz? Yahut insanı taşkınlığa sevk eden zenginliği mi? Yahut akli melekeyi bozan hastalığı mı? Yahut insanı bunaklaştıran yaşlılığı mı? Yahut insanı bitiren ölümü mü? Yahut Deccal’i mi ki görünmeyen ve beklenen en büyük şerdir? Yoksa kıyameti mi bekliyorsunuz ki o, en büyük ve en acı beladır.” (Tirmîzî)
“Ölüyü üç şey takip eder, ikisi geri döner, birisi kalır. Ailesi ve malı geri döner ameli ise kalır.’’ (Buhâri, Müslim)
“Her nefis ameline karşılık rehindir’’ (Müddessir: 74/38 )
“Asra yemin olsun ki, insan hüsrandadır. Ancak iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.’’ (Asr: 103/1-3 )
“Beş şeyden önce beş şeyi ganimet(fırsat) bil; ihtiyarlığından önce gençliğini, hastalığından önce sağlığını, fakirliğinden önce zenginliğini, meşguliyetten önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayatını.’’ (Hâkim)
“Kıyamet gününde cehennemliklerin en hafif azap görenin şudur: Adamın ayaklarının altına iki kor parçası konur; bunlardan beyni kaynar. O da cehennem halkının en şiddetli azap göreni olduğunu zanneder. Hâlbuki o en hafif azaptır.” (Buhârî)
“Ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Ali İmran: 3/102 )
“Her nefis ölümü tadacaktır.” (Ali İmran: 3/185 )
“Lezzetleri yenen ölümü çokça anın.” (Tirmîzî, İbn Mâce)
“Bu dünyada bir garip yahut bir yolcu gibi ol.” (Buhari)
“Bilin ki; âhiret kazancına yer vermeyen dünya hayatı ancak bir oyundur, bir eğlencedir, bir süstür ve aranızda bir öğünüştür. Mallar da, evlatlar da bir çoğalıştır.’’ (Hadid: 57/20 )
“Her nerede olursan ol Allâh’tan ittikâ et ve kötülüğün arkasından hemen bir iyilik yap ki, bu onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâk ile muâmele et!” (Tirmizî, Birr, 55/1987 )
“Ey îmân edenler! Allâh’tan, nasıl korkmak gerekiyorsa öyle korkup gerektiği gibi sakının ve ancak müslümanlar olarak can verin!” (Âl-i İmrân, 102 ) âyetinde emredilen hakîkî takvâdır.
“–İnsanlardan bana en yakın olanlar, kim ve nerede olursa olsun Allâh’a karşı takvâ sâhibi olan müttakîlerdir.” buyurdu.( Ahmed, V, 235; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, Beyrut 1988, IX, 22.) Yine Fahr-i Kâinât Efendimiz:
“Şüphesiz benim dostlarım müttakîlerdir.” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Fiten, 1/4242 )
“…Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluğa devâm et!” (el-Hicr, 99 )
"Allah Onları Sever, Onlar da Allah'ı Severler." (Mâide: 54 )
"Resul'üm! Onlara Söyle: Eğer Allah'ı Seviyorsanız Bana Tâbi Olun ki, Allah da Sizi Sevsin ve Günahlarınızı Bağışlasın." (Âl-i imrân: 31 )
"Beni Seven Cennette Benimle Beraber Olur." (Tirmizî)
"Sizin dostunuz ancak Allah'tır, O'nun Peygamber'idir ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir.
Kim Allah'ı, O'nun Peygamber'ini ve müminleri dost edinirse bilsin ki galip gelecek olanlar Allah'tan yana olanlardır." (Mâide: 55-56 )
"Allah güzeldir, güzeli ve güzelliği sever." buyuruluyor. (Müslim)
"Allah'ın boyası (ile boyanın)!" (Bakara: 138 )
"Allah'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir?" (Bakara: 138 )
"O gün ki, ne mal fayda verir ne de oğullar... Meğer ki Allah'a tamamen salim ve temiz bir kalp ile gelenler ola." (Şuarâ: 88-89 )
"Amellerin en üstünü Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir." (Ebu Dâvud)
"Ben her mümine kendisinden daha evlâyım." (Müslim)
"Hiçbir kimse ben kendisine babasından, evladından ve bütün insanlardan daha sevgili oluncaya kadar kâmil mümin olamaz." (Buharî)
"Şu üç haslet kimde bulunursa imanın tadını tatmıştır: Allah'ı ve O'nun Peygamber'ini herkesten ve her şeyden fazla sevmek. Sevdiğini ancak Allah için sevmek. İman ettikten sonra, ateşe atılmaktan nefret eder gibi küfre dönmekten nefret etmek." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 16 )
"O müminler ki, Allah zikredildiği zaman KALPLERİ TİTRER, âyetleri okununca imanları artar, onlar ancak Allah'a tevekkül ederler." (Enfâl: 2 )
"Allah bir kimsenin sinesini müslümanlık için açarsa, o Rabb'inden verilen bir nur üzerindedir. Kalpleri Allah'ı zikretmeye kaskatı olan kimselere ise yazıklar olsun. Onlar apaçık dalâlet içindedirler." (Zümer: 22 )
"O kullarım ki, sözü işitip de onun en güzeline uyarlar." Âyet-i kerime'sinde bu mana vardır. (Zümer: 18 )
"Vallahi ben, vefatımdan sonra Allah'a şirk koşmanızdan korkmuyorum, fakat nefislerinize uymanızdan korkuyorum." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 661 )
"Kendi yaratılışını unutup, 'bu çürümüş kemikleri kim diriltecek', diyerek bize misal getirene de ki: 'Onu birinci defa kim yoktan vâr etti ise, işte yine O diriltecektir." (Yâ-sîn, 78-79).
Bu âyet, dirilmenin mümkün, hattâ ilk yaratılışa göre daha kolay olduğunu anlatmaktadır.
Şu âyetler de aynı mânâyı te'yid etmektedir:
"Biz ilk yaratışta acz mi gösterdik ki, ikinci yaratışta acze düşelim? Hayır, onlar yeni yaratılıştan şübhe içindedirler."
"Bir de şöyle dediler: 'Biz, kemik ve toz yığını olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz.' (Ey Resûlüm onlara) söyle; 'İster taş, ister demir olsun, yahut gönlünüzde büyüyen (dağlar ve gökler gibi kuvvetli) herhangi bir yaratık olsun, muhakkak öldürülecek ve dirileceksiniz'. Onlar şöyle diyeceklerdir: 'O halde, öldükten sonra bizi kim diriltip geri çevirecek?' Sen de ki: 'Sizi ilk defa yaratmış olan kudret sâhibi Allah diriltecek...'" (el-İsrâ, 49-51).
"Onlar: 'Allah ölen kimseyi diriltemez' diye en kuvvetli yeminlerle Allah'a yemîn ettiler. Hayır, bu ölüleri diriltmek Allah üzerine gerçekleşen bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler." (en-Nahl, 3
"Yağmur rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen O Allah'tır. Nihayet bu rüzgârlar buhar ile yüklü, ağır ağır bulutları yüklendiği zaman, bakarsın ki biz, onları ölmüş (kurumuş) memleketere sevketmişizdir. Böylece o bulutla, o yere su indiririz de o su ile her çeşit meyveleri çıkarırız. İşte bu ölü araziden bitkileri (nebatatı) çıkardığımız gibi, ölüleri de böyle çıkaracağız (dirilteceğiz). Gerektir ki, düşünür ve ibret alırsınız" (el-A'râf, 57).
Dediler ki: “Biz yer (toprağın için) de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeniden yaratılmış olacağız?” Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkar edenlerdir. De ki: “Size vekil kılınan ölüm meleği, hayatınıza son verecek, sonra Rabbinize döndürülmüş olacaksınız.” (Secde Suresi, 10-11)
Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: “Bu şaşılacak bir şey” dediler. “Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecek mişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır).” Doğrusu Biz, yerin onlardan ne eksilttiğini bilmişizdir. Katımızda (bütün bunları) saklayıp-koruyan bir kitap vardır. (Kaf Suresi, 2-4)
Dediler ki: “Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?” De ki: “İster taş olun, ister demir.” “Ya da göğüslerinizde büyümekte olan (veya büyüttüğünüz) bir yaratık (olun).” Bizi kim (hayata) geri çevirebilir” diyecekler. De ki: “Sizi ilk defa yaratan.” Bu durumda sana başlarını alaylıca sallayacaklar ve diyecekler ki: “Ne zamanmış o?” De ki: “Umulur ki pek yakında.” (İsra Suresi, 49-51)
Bu, şüphesiz, onların ayetlerimizi inkar etmelerine ve: “Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?” demelerine karşılık cezalarıdır. Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkarda ayak direttiler. (İsra Suresi, 98-99)
Hz Peygamber de çeşitli hadislerinde, öldükten sonra tekrar diriltme konusunda bilgi vermiştir O bir hadiste şöyle buyurmuştur: "insanın kuyruk sokumu kemiği dışındaki her şeyi, ölümünden sonra çürüyüp yok olacaktır
Kıyamet günü tekrar diriltme bu çürümeyen parçadan olacaktır" (Buharî, "Tefsîr", 39/3; Müslim, "Fiten", 141, 142)
Yine bu konudaki hadislerde kıyamet gününde bütün insanların diriltileceği, kabirden de ilk defa Hz Muhammed'in kalkacağı bildirilmektedir (Buharî, "Tefsîr", 39/3; İbn Mace, "Cenaiz", 58 )
--oOo---
أَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! ''
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 4 Mart 2017 Cumartesi
Original Kar © glan
|
|
|
|