Welcome, Guest |
You have to register before you can post on our site.
|
Forum Statistics |
» Members: 27
» Latest member: Fahriye
» Forum threads: 662
» Forum posts: 941
Full Statistics
|
|
|
Tahsin Nedir? Tahassun ve Tahsîn-i Şerîf Duası Hakkında Açıklama |
Posted by: RasitTunca - 08-03-2025, 06:05 AM - Forum: Raşidi Tarikatı Sorular Cevaplar
- No Replies
|
 |
Tahsin, Tahassun ve Tahsîn-i Şerîf Duası Hakkında Açıklama
Tahsin, Tahassun ve Tahsîn-i Şerîf Duası Hakkında Açıklama
1. Tahsîn Nedir?
Tahsîn (تَحْسِين), "güzelleştirme, sağlamlaştırma, koruma altına alma" anlamlarına gelir.
Dini bağlamda, "Lâ ilâhe illallâh" gibi tevhid ifadelerini zikrederek Allah'ın himayesine sığınmayı ifade eder.
2. Tahassun Nedir?
Tahassun (تَحَصُّن), "bir kaleye sığınma, korunma, siper alma" demektir.
Istılahta, kişinin manevi olarak Allah’ın zikriyle (Lâ ilâhe illallâh) kendini güvence altına almasıdır.
3. Tahsîn-i Şerîf Ne Demektir?
Tahsîn-i Şerîf, "şerefli korunma" anlamında, özellikle belirli dualarla Allah’ın himayesine girme ameliyesidir.
Hadislerde geçen "Lâ ilâhe illallâhu hısnî" (Kelime-i Tevhid benim kalemdir) ifadesiyle bağlantılıdır.
Tahsîn-i Şerîf Duası (Tahassun Duası)
Bu dua, "Lâ ilâhe illallâh" zikriyle Allah’ın korumasına sığınmayı içerir. Hadis kaynaklarında şu şekilde geçer:
Arapça Metin:
اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ لِي مِنْ كُلِّ سُوءٍ حِصْنًا، وَمِنْ كُلِّ خَوْفٍ أَمْنًا، وَمِنْ كُلِّ شَرٍّ سِتْرًا، بِحَقِّ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ
Türkçe Okunuşu:
"Allâhümme innî es’elüke en tec’ale lî min külli sûin hısnâ, ve min külli havfin emnâ, ve min külli şerrin sitrâ, bi hakkı lâ ilâhe illâ ente."
Anlamı:
"Allah’ım! Senden, her türlü kötülükten korunak, her türlü korkudan eminlik ve her türlü şerden örtü (sığınak) kılmanı istiyorum. ‘Senden başka ilah yoktur’ hakkı için."
Hadis Kaynaklarındaki Dayanaklar
"Lâ ilâhe illallâh benim kalemdir" Hadisi:
Câmiü's-Sağîr, No: 3694 (Suyûtî)
İbn Ebî Şeybe, Musannef, No: 30059 (Zayıf senetli, ancak manevi olarak kabul görmüştür.)
"Allah’ın Zikriyle Korunma" ile İlgili Hadisler:
"Kim sabah-akşam üç defa ‘Bismillâhillezî lâ yedurru ma’asmihî şey’ün fil ardı velâ fissemâi ve hüves-semîul alîm’ derse, ona hiçbir şey zarar vermez." (Tirmizî, Daavât 13)
"Lâ ilâhe illallâh diyen, Allah’ın ahdine girmiş olur." (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)
Tahassun Duasının Fazileti
Bu dua, "Lâ ilâhe illallâh"ın himaye edici gücüne dayanır.
Sabah-akşam okunması tavsiye edilir, özellikle bela ve musibetlerden korunmak için.
Tasavvufta, "Hizb-i Tahsîn" gibi dualarla da bağlantılıdır.
Ek Kaynak:
"Lâ ilâhe illallâh"ın fazileti hakkında: Tirmizî, Daavât 65; İbn Mâce, Dua 14.
1. Versiyon (Camiü's-Sağir 3694):
Arapça:
عَلِيٌّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: أَخْبَرَنِي جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلَامُ أَنَّ اللَّهَ تَعَالَى قَالَ: "لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ حِصْنِي، فَمَنْ دَخَلَهُ أَمِنَ مِنْ عَذَابِي."
Türkçe Okunuşu:
Aliyyün radıyallahu anhü an-Nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem kâle: "Ahberanî Cibrîlu aleyhi's-selâmü ennallâhe teâlâ kâle: Lâ ilâhe illallâhu hısnî, fe men dehalâhü emine min azâbî."
Anlamı:
Ali (ra) Peygamber Efendimiz’den (asm) şöyle rivayet ediyor: "Cebrail (as) bana şunu bildirdi: Allah Teâlâ buyurdu ki: 'Lâ ilâhe illallâh benim kalemdir. Oraya giren azabımdan emin olur.'"
2. Versiyon:
Arapça:
يَقُولُ اللَّهُ تَعَالَى: "لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ حِصْنِي، فَمَنْ قَالَهَا دَخَلَ حِصْنِي، وَمَنْ دَخَلَ حِصْنِي أَمِنَ مِنْ عَذَابِي."
Türkçe Okunuşu:
Yekûlullâhu teâlâ: "Lâ ilâhe illallâhu hısnî, fe men kâlehâ dehale hısnî, ve men dehale hısnî emine min azâbî."
Anlamı:
"Allah Teâlâ buyurur ki: 'Lâ ilâhe illallâh benim kalemdir. Kim bunu söylerse, benim kaleme girer. Kaleme giren de azabımdan emin olur.'"
Açıklama:
"Hısn" (حصْن) kelimesi, "kale, sığınak, korunak" anlamına gelir.
Hadis, tevhid kelimesinin (Lâ ilâhe illallâh) Allah katındaki değerini ve onu samimiyetle söyleyenlerin Allah'ın koruması altında olacağını ifade eder.
Her iki versiyon da benzer anlamdadır, ancak ikincisinde "Kim bunu söylerse kaleme girer" ifadesi daha belirgindir.
Kaynak olarak Camiü's-Sağir (Suyûtî) ve benzer hadis koleksiyonları gösterilebilir. Bu hadis, bazı kaynaklarda zayıf kabul edilse de, manevi önemi nedeniyle tasavvuf ve ahlak kitaplarında sıkça zikredilir.
Hizb-i Tahsîn (Tahsin Duası) – Arapça Metni, Türkçe Okunuşu ve Anlamı
Hizb-i Tahsîn, "korunma, himaye ve tevhid zikri" temelli bir duadır. Tasavvuf kaynaklarında (özellikle İmam Şâzilî ve Abdülkâdir Geylânî’nin eserlerinde) geçen bu dua, "Lâ ilâhe illallâh"ın himayesine sığınmayı ve her türlü şerden Allah’a iltica etmeyi içerir.
Hizb-i Tahsîn Duasının Tam Metni
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ ذِي شَرٍّ، وَأَحْتَرِسُ بِكَ مِنْ كُلِّ جَبَّارٍ عَنِيدٍ، وَأَتَحَصَّنُ بِذِكْرِكَ مِنْ كُلِّ سُوءٍ، وَأَسْتَجِيرُ بِوَجْهِكَ الْكَرِيمِ مِنْ كُلِّ مَا أَحْذَرُ.
اللَّهُمَّ احْفَظْنِي بِعَيْنِكَ الَّتِي لَا تَنَامُ، وَاكْنُفْنِي بِرُكْنِكَ الَّذِي لَا يُرَامُ، وَارْحَمْنِي بِقُدْرَتِكَ عَلَيَّ، فَأَنْتَ ثِقَتِي وَرَجَائِي، يَا كَرِيمُ يَا اللَّهُ.
حَسْبِيَ اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ.
Türkçe Okunuşu:
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allâhümme innî eûzü bike min şerri külli zî şerrin, ve ehterisu bike min külli cebbârin anîdin, ve etehassenu bi zikrike min külli sûin, ve estecîru bi vechike’l-kerîmi min külli mâ ehzeru.
Allâhümme’hfaznî bi aynike’lletî lâ tenâmü, ve’knüfnî bi ruknike’llezî lâ yürâmü, verhamnî bi kudretike aleyye, fe ente seknetî ve recâî, yâ kerîmü yâ Allâh.
Hasbiyallâhü ve ni’me’l-vekîl, ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm.
Anlamı:
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Allah’ım! Her kötülük sahibinin şerrinden sana sığınırım. Her inatçı zorbanın şerrinden seninle korunurum. Zikrinle her türlü kötülükten sığınak talep ederim. Azabından korktuğum her şeyden senin Kerîm olan Zatına sığınırım.
Allah’ım! Beni uyumayan gözünle koru, erişilmez kudretinin himayesi altına al. Bana karşı olan kudretinle bana merhamet et. Sen benim güvencim ve ümidimsin, ey Kerîm olan Allah’ım!
Allah bana yeter, O ne güzel vekildir. Güç ve kuvvet ancak Yüce ve Azîm olan Allah’tandır.
Bu Duanın Kaynakları ve Fazileti
Hadislerdeki Dayanak:
"Allah’ım! Senin isminle sabahlar ve akşamlarım. Senin himayenle yaşar ve ölürüm." (İbn Mâce, Dua 14)
"Kim ‘Hasbiyallâhü ve ni’me’l-vekîl’ derse, Allah ona yeter." (Buhârî, Deavât 35)
Tasavvufî Kaynaklar:
İmam Şâzilî’nin "Hizbü’l-Bahr" duasında benzer korunma ifadeleri geçer.
Abdülkâdir Geylânî’nin "Gunyetü’t-Tâlibîn" eserinde tahassun (korunma) duaları vurgulanır.
Pratik Faydası:
Sabah-akşam okunduğunda manevi bir kalkan oluşturduğuna inanılır.
Bela, nazar, sihir ve kötülüklerden korunmak için okunur.
Ek Bilgi: Hizb-i Tahsîn’i Kimler Okur?
Tasavvuf ehli, özellikle şeyhler bu duayı korunma (tahassun) maksadıyla zikreder.
Günlük vird olarak sabah/akşam 3-7 defa okunabilir.
Not: Bu dua, hadislerde doğrudan "Hizb-i Tahsîn" adıyla geçmez ancak içerdiği korunma ayet ve esmalarıyla meşhur olmuştur.
Tahsini Şerif Nedir?
تحسين شريف
Tahsin demek El Hısn kökünden türemiştir Şerefli Kale ve Sığınak Manası taşır. Ve Sığınılacak en Şerefli Kale Allah ve Kelamı dır çünkü Kuran‘da şöyle şöyle olunca şöyle de minvalinde bize kelimelerinin gücünü öğreten yine Allah kendisidir. Mesela Felak suresi en basit örnek deki felan felan diye öğretir. işte „Raşidi Tahsini Şerifi’ni“ Okumannın veya yanında taşımanın faydaları mesela kureyş suresınde buyurduğu üzre acıktığınızda sizi doyuran ve korktuğunuzda emanında yani kalesinde sizi koruyan bu evin rabbine kul olun manasında ayet var yani kul olmaktan kasıt O'nun kalesine ve emanına sığının gibi bir mana.
Havle Binti Hakîm radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim”
dedi:
“Kim bir yerde konaklar da sonra “Yarattıklarının şerrinden Alllah’ın mükemmel kelimelerine (âyet, sıfat ve isimleri) sığınırım derse, konakladığı o yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar vermez.
Okunuşu: "Euzü bi kelimatillahit-tammati min şerri ma halak"
Anlamı: "Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam olan kelimelerine sığınırım."
(Müslim, Zikir 54, 55. Aynca bk. Tirmizî, Daavât 40)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle dedi:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e akrep tarafından sokulmuş bir kimse getirilirdi. Râvi dedi ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Eğer bu zat, yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam olan kelimelerine sığınırım, deseydi sokulmazdı, veya ona zarar veremezdi.”
(Müslim, Zikir 55.)
Allah’ın mükemmel kelimeleri ifadesiyle Cenâb-ı Hakk’ın kelamı olan Kuran ayetleri ve, Peygamerin dilinden söylenen, kutsi hadisler veya normal hadisler de geçen dualar ile, işte manen O’nun şifalı sözleri kastedilmiş demek olmaz mı. O,nun Kelimelerinin Gücü kastedilmiş demek olmaz mı. Esasen bunlardan hangisinin söylendiği çok önemli değildir, Burada anlatmak istediğimiz "Euzü bi kelimatillahit-tammati " demek Allah kelamı olan ayet ve hadislerdeki dualara sığınmak demek, işte O'nun kelimelerinin gücüne sığınmak demektir, kelimler söylenince ise, bir frekans yayılımı söz konusudur, yani öyle olunca, dua ve ayetler okunarak Allah'ın kelamının frekans gücü demek olur, onun ile o frekanslar ile "min şerri mâ halak" denmesi de yani yarattığı şerli herşeye karşı gelebilen bir silah demek olur, bu frekans ve dua ve zikir silahı yani. Hadisler de "Eûzü bi-kelimâtillâhi’t-tâmmeti" sözleriyle başlayan, muhtelif yerlerde ve zamanlarda okunması tavsiye edilen başka dualar da vardır.
işte „Raşidi Tahsini Şerifi’ni“ Okumannın veya yanında taşımanın faydaları : Okuyanlar veya yanında taşıyanlar Düşmanlarının şerrinden emin olurlar, fakirlik görmeden bir hayat yaşarlar, Vesveseye, unutkanlığa karşı şifadır. Tahsini Şerifi’ni düzenli okumak güzel ahlakın kapısıdır. Düşmanların şerrinden korunmak, korkulu bir yerdeyken emin ve güvende olmak için okunmalıdır. Hastalara okunması ise şifadır. Günahların affı ve sevap kazanmak için tekrar tekrar okunması gereken dualardan biridir. "Alimran" dan bir ayet vardır ki içinde "inneke entel vehhâb" olan ayet onu okuyan kimseye ömrü boyunca geçim sıkıntısı uğramaz rivayeti var. Virdimizi Okuyan Güzel ahlaka erişir, içinde Ayetel Kürsi gibi nice ayetler dualar vardır da mesela Hâdis-i şerîfte Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: "Cibrîl bana gelip: Cinden bir ifrit sana tuzak kurmak istiyor, yatağına geldiğin zaman Ayete’l-Kürsî’yi oku. Yani yatmadan evvel Âyete’l- Kürsî’yi oku. dedi.” Buyurmuşlardır. Bunun gibi bütün sırlı ayet yani Allah Kelamı ve hadis ve dua ve salavatların toplandığı, Dua ve Zırhdır, Sığınak ve kaledir, Allah’ın kelimelerinin gücüdür.
TAHSiNi ŞERiF DUASININ ARAPÇASI
Tahsini Şerif Li Raşidiye
التحصين الشريف
بسم الله الرحمن الرحيم
وصلَّى الله على سـيدنا محمد وعلى آلـه وصحبه وسلَم تسليماً ، اللهم إنى أسـألك
بالعرش والكرسي والنور الذى عليه سيدنا محمد صلى الله عليه وسلم أن تسـخر لى
قلب من أحوجتنى إليه وإن تكفـينى شـر من يقـدر على ولا أقدر عليه يا مـن بيده
ملكوت كل شئ أنت عالمٌ به وقادرٌ عليه ، تحصنت بالحصن الذى أسسه الله سُـورُهُ
لا إله إلا الله بابه محمدُ رسـول الله مِفتاحه لا حول ولا قوة إلا بالله من أراد لى سوءً
خذله الله همساً همساً ، لمساً لمساً ، لموساً لموساً ، مأموناً مأموناً ، أنا الأسد سهمى
نفذ منه المدد لا أُبالى من أحـد بفضل
بسم الله الرحمن الرحيم .
قل هو اللهُ أَحَدٌ . اللهُ الصَّمَدُ. لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ
قل هو اللهُ أَحَدٌ . اللهُ الصَّمَدُ. لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ
قل هو اللهُ أَحَدٌ . اللهُ الصَّمَدُ. لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ
إذا أحاط البلاءُ من سدرة المنتهى ، أن تكفينى شـر من أمر على ونهى ، اللهـم إن
جاؤنى فردهـم ، وإن بغـوا على فهـدهم ، فإنك أنت الله ربى وربهم ، ورب الخلائق كلِهم
فَسَيَكفِيكَهُمُ اللَّهُ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
فَسَيَكفِيكَهُمُ اللَّهُ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
فَسَيَكفِيكَهُمُ اللَّهُ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
فإن تولـوا فقل حسبي الله لا إله
إلا هو عليه توكلت وهو رب العـرش العظـيم ، ولا حول ولا قوة إلا بالله العلي العظيم
وصلى الله على سيدنا محمدٍ وعلى آله وصحبه وسلَم تسليماً ، والحمد لله رب العالمين.
( انتهى التحصين الشريف )
Okuma Usulü :
En Az Günde Bir Defa veya En Fazla Günde iki Defa Sabah ve ikindi'den sonra okunup zikredilir.
TAHSiNi ŞERiF DUASININ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmenirrahim
Ve sallallahu ala seyyidina Muhammedin ve ala elihi ve sahbihi ve selleme teslimen. Allahümme inni eselüke bil arşi velkürsiyyi venuri ellezi aleyhi seyyidüne Muhammedün sallallahü aleyhi ve sellem en tüsahhira li galbe men ahvecteni ileyhi ve en tekfiyeni şerre men yagdirü aleyye vela agdirü aleyhi ya men biyedihi melekütü külli şeyin ente alimün bihi ve gadirün aleyhi tehassentü bilhisni ellezi essessehüllahü sürühü La ilahe illallahü, babühü Muhammedün Resullulahi
miftahühü La havle vela kuvvete illa billahi men erade li süen hazelehüllahü hamsen hamsen lemsen lemsen lemüsen lemüsen me´münen me´münen enel esedü sehmi nefeze minhül mededü La übali min ehadin Bifazli (Bismillahirrahmenirrahim 3 külhü) Allahümme Ya cemilessetri iz ehatelbelaü min sidretül münteha en tekfiyeni şerre men emere alleyye ve neha. Allahümme in ceuni ferrüddehüm vein begav alleyye fehüddehüm feinneke entellahü Rabbi ve Rabbühüm ve Rabbül halaigi küllihim. (Feseyekfikehümüllahü vehüvessemiul alim. 3 defa) Fein tevellev fegul hasbiyallahü La ilahe illa hüve aleyhi tevvekeltü vehüve Rabbül arşil azim vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim Ve sallalahü ala seyyidina Muhamedin ve ala elihi ve sahbihi ve selleme teslimen Velhamdülillahi Rabbil Alemin
Okuma Usulü :
En Az Günde Bir Defa veya En Fazla Günde iki Defa Sabah ve ikindi'den sonra okunup zikredilir.
TAHSiNi ŞERiF DUASININ TÜRKÇE ANLAMI
Tahsin-i Şerif Duasının Türkçe Anlamı:
"Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
Allah'ın salât ve selamı Efendimiz Muhammed'in, âlinin ve ashabının üzerine olsun.
Ey Allah'ım!
Arşın, Kürsî'nin ve üzerinde Hz. Muhammed (s.a.v.)'in nurunun hakkı için senden diliyorum:
Beni muhtaç ettiğin kişinin kalbini bana boyun eğdir,
Bana gücü yeten ama benim gücümün yetmediği kimselerin şerrinden beni koru!
Ey her şeyin mülkü elinde olan!
Sen her şeyi bilir ve her şeye gücü yetensin.
Allah'ın kurduğu "La ilahe illallah" suruna,
Kapısı "Muhammed Resulullah" olan,
Anahtarı "La havle ve la kuvvete illa billah" bulunan bu sağlam kaleye sığınıyorum.
Bana kötülük isteyeni Allah kahretsin! (Fısıltıyla, dokunuşla, her türlü gizli kötülüğe karşı.)
Ben aslanım, oklarım işler; Allah'ın yardımıyla hiç kimseden korkmam!
(Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla)
"De ki: O Allah birdir. Allah Samed'dir. Doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O'nun dengi değildir." (İhlas Suresi, 3 defa)
Ey Allah'ım!
Sidretü'l-Münteha'dan belalar kuşattığında,
Emreden ve yasaklayanların şerrinden beni koru!
Eğer bana gelirlerse geri çevir,
Bana saldırırlarsa helak edersin!
Çünkü sen benim de, onların da, tüm yaratılmışların da Rabbisin.
"Allah onlara karşı sana yeter. O, işitendir, bilendir." (3 defa)
Eğer yüz çevirirlerse de ki:
"Allah bana yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ben O'na dayandım. O, büyük Arş'ın Rabbidir. Güç ve kuvvet ancak Allah'ındır."
Allah'ın salât ve selamı Efendimiz Muhammed'in, âlinin ve ashabının üzerine olsun. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur."
Okuma Usulü:
Günde en az 1 veya en fazla 2 defa (sabah ve ikindiden sonra) okunup zikredilir.
|
|
|
Allah Zalimleri Sevmez Duası |
Posted by: RasitTunca - 07-31-2025, 04:21 PM - Forum: Raşidi Tarikatı Zikir Evradı
- No Replies
|
 |
Allah Zalimleri Sevmez Duası
Arapça Metin
Arapça Metin
دُعَاءُ 'اللهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِمِينَ
(Okunuşu: "Duâullahi lâ yuhibbu'z-zâlimîn")
Veya daha açıklayıcı şekilde:
"دُعَاءُ الْحِمايةِ مِنَ الظُّلْمِ وَالظَّالِمِينَ"
(Okunuşu: "Duâul himâyeti mine'z-zulmi ve'z-zâlimîn")
Anlamı: "Zulüm ve Zalimlerden Korunma Duası"
أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْمُشْرِكِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْمُشْرِكِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْمُنَافِقِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْمُنَافِقِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْحَاسِدِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْحَاسِدِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْخَائِنِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْخَائِنِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْكَاذِبِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْكَاذِبِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْمُفْسِدِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْمُفْسِدِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْمُسْرِفِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْمُسْرِفِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْأَعْدَاءَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْأَعْدَاءَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ السَّاحِرِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ السَّاحِرِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْمُجْرِمِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْوَحْشِيِّينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْوَحْشِيِّينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ السَّيِّئَةَ الْمُسِيئِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ السَّيِّئَةَ الْمُسِيئِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْحِيَلَ كُلَّ الْمُتَحَايِلِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْحِيَلَ كُلَّ الْمُتَحَايِلِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ النَّظَرَ الْخَائِنِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ النَّظَرَ الْخَائِنِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ كَشْفَ الْكُفْرِ الْكَاشِفِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ كَشْفَ الْكُفْرِ الْكَاشِفِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الشَّمَاتَةَ كُلَّ الشَّامِتِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الشَّمَاتَةَ كُلَّ الشَّامِتِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْعَمَلَ الْبَاخِلِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْعَمَلَ الْبَاخِلِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْغَفَلَ الْغَافِلِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْغَفَلَ الْغَافِلِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْعَمَلَ يُرَاءُونَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْعَمَلَ يُرَاءُونَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْعَجَلَ كُلَّ الْمُعَجِّلِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْعَجَلَ كُلَّ الْمُعَجِّلِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ التَّجَاوُزَ الْمُتَجَاوِزِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ التَّجَاوُزَ الْمُتَجَاوِزِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الْإِنْكَارَ الْمُنْكِرِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الْإِنْكَارَ الْمُنْكِرِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الِافْتِرَاءَ الْمُفْتَرِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الِافْتِرَاءَ الْمُفْتَرِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ السَّارِقَ السَّارِقِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ السَّارِقَ السَّارِقِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ النَّاقِصَ الْمُنْقِصِينَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ النَّاقِصَ الْمُنْقِصِينَ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الدَّجَّالَ وَخَوَاصَّهُ، وَأَعُوذُ بِكَ يَا رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الدَّجَّالَ وَخَوَاصَّهُ.
وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ الْقَوْمَ الشَّيْطَانَ الرَّجِيمَ وَحِزْبَهُ، وَأَعُوذُ بِكَ يَا رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونَ، فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ، كَذَٰلِكَ يَجْزِي اللَّهُ الْقَوْمَ الشَّيْطَانَ الرَّجِيمَ وَحِزْبَهُ، وَكُلٌّ كُلٌّ كَانُوا ظَالِمِينَ، إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ، أَلَا لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ.
وَمَنْ يُرِدْ فِيهِ بِإِلْحَادٍ بِظُلْمٍ نُذِقْهُ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ، إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ، رَبَّنَا إِنَّكَ مَنْ تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ. إِنَّهُمْ مُغْرَقُونَ غَرْقًا. رَبَّنَا إِنَّكَ مَنْ تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ، وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ. وَهُمْ ظَالِمُونَ، إِنَّهُمْ مُغْرَقُونَ غَرْقًا. فَلَمَّا أَخَذَتْهُمُ الطُّوفَانُ وَأَغْرَقَهُمْ قُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي نَجَّانَا مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ.
أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ. مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ. إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ. اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ. صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ.
رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ. بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ.
رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ.
صَدَقَ اللَّهُ الْعَظِيمُ. رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَائِي، رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ، اسْتَجِبْ دُعَاءَنَا بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.
قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ. اللَّهُ الصَّمَدُ. لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ. وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ.
قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ. اللَّهُ الصَّمَدُ. لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ. وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ.
قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ. اللَّهُ الصَّمَدُ. لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ. وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ.
تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ. مَا أَغْنَىٰ عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَ. سَيَصْلَىٰ نَارًا ذَاتَ لَهَبٍ. وَامْرَأَتُهُ حَمَّالَةَ الْحَطَبِ. فِي جِيدِهَا حَبْلٌ مِنْ مَسَدٍ.
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ. أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ. وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ. تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ. فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ.
لِإِيلَافِ قُرَيْشٍ. إِيلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَاءِ وَالصَّيْفِ. فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَٰذَا الْبَيْتِ. الَّذِي أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍ وَآمَنَهُم مِّنْ خَوْفٍ.
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ. مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ. وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ. وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ. وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ.
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ. مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ. وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ. وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ. وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ.
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ. مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ. وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ. وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ. وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ.
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ. مَلِكِ النَّاسِ. إِلَهِ النَّاسِ. مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ. الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ. مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ.
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ. مَلِكِ النَّاسِ. إِلَهِ النَّاسِ. مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ. الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ. مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ.
قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ. مَلِكِ النَّاسِ. إِلَهِ النَّاسِ. مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ. الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ. مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ.
اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ ۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ۚ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِإِذْنِهِ ۚ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ ۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ ۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۖ وَلَا يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا ۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ.
اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ ۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ۚ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِإِذْنِهِ ۚ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ ۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ ۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۖ وَلَا يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا ۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ.
اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ ۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ۚ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِإِذْنِهِ ۚ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ ۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ ۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۖ وَلَا يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا ۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ.
لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ.
لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ.
لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ.
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ.
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ.
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ.
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ.
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ.
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ.
أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ. مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ. إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ. اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ. صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ.
رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ. بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ.
رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ.
صَدَقَ اللَّهُ الْعَظِيمُ. رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَائِي، رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ، اسْتَجِبْ دُعَاءَنَا بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.
آمِينَ، آمِينَ، آمِينَ.
Türkçe Okunuşu
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Vallahu la yuhibbu kavmil kafiriyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel kafiriyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil müşrikiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel müşrikiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil münafikiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel münafikiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil hasidiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel hasidiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil fasıkıyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel fasıkıyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil hainiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel hainiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil kazibiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel kazibiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil müfsidiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel müfsidiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil müsrifiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel müsrifiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil aduvvin, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel aduvviyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil sahiriyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel sahiriyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil neffasatil ugadiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel neffasatil ugadiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil mücrimiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel mücrimiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil zalimiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel zalimiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil vahişiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel vahişiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmis seyyietil müseyyi iyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmes seyyietil müseyyi iyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil hıyalil küllü mütehayyilliyn, fe ulâike humuz zâlimûn,Kezalike Yeczillahü Kavmel hıyalil küllü mütehayyilliyn,
Vallahu la yuhibbu kavmin nazerel hainiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmen nazerel hainiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil keşfel küfrül kaşifiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel keşfel küfrül kaşifiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmiş şematati küllü şamitiyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmeş şematati küllü şamitiyn,
Vallahu la yuhibbu kavmil amelil bahilliyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel amelil bahilliyn
Vallahu la yuhibbu kavmil gafelel El gafiliyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel gafelel El gafiliyn
Vallahu la yuhibbu kavmil amelil yüraun, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel amelil yüraun
Vallahu la yuhibbu kavmil acelel küllü muacciliyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel acelel küllü muacciliyn
Vallahu la yuhibbu kavmit tecavezel mütecaviziyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmet tecavezel mütecaviziyn
Vallahu la yuhibbu kavmil inkarel münkiriyn, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel inkarel münkiriyn
Vallahu la yuhibbu kavmil iftirael müfteriin, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmel iftirael müfteriin
Vallahu la yuhibbu kavmis seerigal müseerigun, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmes seerigal müseerigun
Vallahu la yuhibbu kavmin naakısel munkısun, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmen naakısel munkısun
Vallahu la yuhibbu kavmid deccal ve havaassehü ve euzubike en rabbi yahdzurun, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmed deccal ve havaassehü
Vallahu la yuhibbu kavmiş şeytanirracim ve hizbühü ve euzubike rabbi en yahdzurun, fe ulâike humuz zâlimûn, Kezalike Yeczillahü Kavmeş şeytanirracim ve hizbühü, ve kullun Küllün kanu zalimin, innallahe la yehdil kavmez zalimin, e lâ lâ´netullâhi alâz zâlimîn,
ve men yurid fîhi bi ilhâdin bi zulmin nuzıkhu min âzâbin elîm, innehu lâ yuflihuz zâlimûn, Rabbenâ inneke men tudḣili-nnâra fekad aḣzeytehu vemâ lizzâlimîne min ensâr. İnnehum seyuğrakûne ğarkan. innehum mugrakûn. Rabbenâ inneke men tudhili-nnâre fekad ahzeytehu, ve mâ li-z-zâlimîne min ensâr. Ve hum zâlimûn, innehum mugrakûn. Fe lemmâ ehazethumu-t-tûfânu ve agrakahum kulil hamdu lillâhillezî neccânâ minel kavmiz-zâlimîn.
Eûzu billâhi mineş-şeytânir racîm.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Elhamdulillâhi rabbil âlemîn, errahmânirrahîm, mâliki yevmid dîn. İyyâke na'budu ve iyyâke neste'în. İhdinas sırâtal mustakîm, sırâtallezîne en'amte aleyhim, gayril mağdûbi aleyhim ve led dâllîn.
Rabbenâ âtinâ fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten vegınâ azâbennâr. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn.
Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü'minîne yevme yekumü'lhisâb.
Sadakallahül Aziym. Rabbena ve takabbel bi duai, Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab, istecib duaena birhametike ya erhamerrahimiyn. Veselamün alel Mürseliyn, Velhamdülillahi Rabbel Alemiyn.
Bismillâhirrahmanirrahim
Hüvellâhü ehad. Allâhussamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.
Bismillâhirrahmanirrahim
Hüvellâhü ehad. Allâhussamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.
Bismillâhirrahmanirrahim
Hüvellâhü ehad. Allâhussamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.
Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillâhirrahmanirrahim
Elhamdu lillâhi rabbil’alemin. Errahmânir’rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na’budu ve iyyâke neste’în, İhdinessırâtel mustakîm. Sırâtellezine en’amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb. Mâ eğnâ anhu mâluhû ve mâ keseb. Seyeslâ nâren zâte leheb. Vemraetuhû hammâletelhatab. Fî cî dihâ hablun min mesed.
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Elem tera keyfe fe’ale rabbuke biashâbilfîl. Elem yec’al keydehum fî tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bihicâratin min siccîl. Fece’alehum ke’asfin me’kûl.
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Li’î lâfi Kurayş’in. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felya’budû rabbe hâzelbeyt. Ellezî et’amehum min cû’in ve âmenehum min havf.
Bismillahirrahmanirrahim
Eûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikin izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.
Bismillahirrahmanirrahim
Eûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikin izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.
Bismillahirrahmanirrahim
Eûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikin izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.
Bismillahirrahmânirrahîm
Eûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs.Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi, Minelcinneti vennâs.
Bismillahirrahmânirrahîm
Eûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs.Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi, Minelcinneti vennâs.
Bismillahirrahmânirrahîm
Eûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs.Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi, Minelcinneti vennâs.
Bismillahirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yu-hîtûne bi'şey'im min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.
Bismillahirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yu-hîtûne bi'şey'im min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.
Bismillahirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yu-hîtûne bi'şey'im min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.
La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil'Aziym.
La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil'Aziym.
La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil'Aziym.
Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag,
Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag,
Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag.
Bismillahillezi lâ yedzurru maasmihi şeyün fil erdzi velâ fissemâi ve hüvessemiulalim,
Bismillahillezi lâ yedzurru maasmihi şeyün fil erdzi velâ fissemâi ve hüvessemiulalim,
Bismillahillezi lâ yedzurru maasmihi şeyün fil erdzi velâ fissemâi ve hüvessemiulalim.
Rabbenâ âtinâ fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten vegınâ azâbennâr. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn.
Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü'minîne yevme yekumü'lhisâb.
Sadakallahül Aziym. Rabbena ve takabbel bi duai, Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab, istecib duaena birhametike ya erhamerrahimiyn. Veselamün alel Mürseliyn, Velhamdülillahi Rabbel Alemiyn.
"Âmîn, âmîn, âmîîn."
Türkçe Meal Metni
ALLAH ZALİMLERİ SEVMEZ DUASI MANASI
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Allah, kâfirler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah kâfirler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, müşrikler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah müşrikler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, münafıklar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah münafıklar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, hasetçiler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah hasetçiler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, fasıklar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah fasıklar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, hainler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah hainler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, yalancılar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah yalancılar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, fesat çıkaranlar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah fesat çıkaranlar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, israf edenler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah israf edenler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, düşmanlar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah düşmanlar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, sihirbazlar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah sihirbazlar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, düğümlere üfleyen nefesçiler (sihir yapanlar) topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah düğümlere üfleyen nefesçiler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, mücrimler (suçlular) topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah mücrimler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, zalimler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah zalimler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, vahşi (acımasız) topluluğu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah vahşi topluluğu böyle cezalandırır.
Allah, kötü işler yapan (kötülük eden) topluluğu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah kötü işler yapan topluluğu böyle cezalandırır.
Allah, hile yapanların tümünü sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah hile yapanların tümünü böyle cezalandırır.
Allah, hain bakışlılar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah hain bakışlılar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, küfrü açığa vuranları sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah küfrü açığa vuranları böyle cezalandırır.
Allah, alay edenlerin tümünü sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah alay edenlerin tümünü böyle cezalandırır.
Allah, cimri iş yapanlar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah cimri iş yapanlar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, gaflet ehli gafil topluluğu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah gaflet ehli gafil topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, gösteriş için iş yapan topluluğu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah gösteriş için iş yapan topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, acele edenlerin tümünü sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah acele edenlerin tümünü böyle cezalandırır.
Allah, haddi aşanlar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah haddi aşanlar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, inkâr edenler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah inkâr edenler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, iftira edenler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah iftira edenler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, hırsızlar topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah hırsızlar topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, eksiltenler topluluğunu sevmez. İşte onlar zalimlerdir. Allah eksiltenler topluluğunu böyle cezalandırır.
Allah, Deccal'i ve yandaşlarını sevmez; ve ben onların benim yanımda hazır bulunmalarından sana sığınırım ey Rabbim. İşte onlar zalimlerdir. Allah Deccal'i ve yandaşlarını böyle cezalandırır.
Allah, kovulmuş şeytanı ve hizbini (taraftarlarını) sevmez; ve ben onların benim yanımda hazır bulunmalarından sana sığınırım ey Rabbim. İşte onlar zalimlerdir. Allah kovulmuş şeytanı ve hizbini böyle cezalandırır. Ve hepsi, hepsi zalim idiler. Muhakkak ki Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. Dikkat edin, Allah'ın laneti zalimlerin üzerindedir.
Kim orada zulmederek haktan sapmak isterse, ona acı bir azaptan tattırırız. Şüphesiz ki zalimler iflah olmazlar. Rabbimiz! Şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, onu gerçekten rezil etmiş olursun. Zalimlerin ise hiçbir yardımcısı yoktur. Muhakkak onlar boğulup gark olacaklardır. Rabbimiz! Şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, onu gerçekten rezil etmiş olursun. Zalimlerin ise hiçbir yardımcısı yoktur. Onlar zalimlerdir, muhakkak onlar boğulup gark olacaklardır. Tufan onları yakalayıp boğduğunda: "Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allah'a hamdolsun!" de.
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. O Rahmân'dır, Rahîm'dir. Din gününün sahibidir. Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz. Bizi doğru yola ilet; kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna, gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil.
Rabbimiz! Bize dünyada güzellik (iyilik) ver, ahirette de güzellik (iyilik) ver ve bizi cehennem azabından koru. Rahmetinle ey merhametlilerin en merhametlisi!
Rabbimiz! Hesap kurulacağı gün beni, ana babamı ve bütün müminleri bağışla.
Yüce Allah doğru söyledi. Rabbimiz! Duamı kabul et. Rabbimiz! Beni, ana babamı ve müminleri hesap gününde bağışla. Rahmetinle duamızı kabul et ey merhametlilerin en merhametlisi! Selam olsun gönderilen (peygamber)lere. Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: O Allah tektir.
Allah Samed’dir (hiçbir şeye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır).
O doğurmamış ve doğurulmamıştır.
Hiçbir şey O’na denk değildir.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: O Allah tektir.
Allah Samed’dir (hiçbir şeye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır).
O doğurmamış ve doğurulmamıştır.
Hiçbir şey O’na denk değildir.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: O Allah tektir.
Allah Samed’dir (hiçbir şeye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır).
O doğurmamış ve doğurulmamıştır.
Hiçbir şey O’na denk değildir.
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Ebû Leheb’in iki eli kurusun; kurudu da!
Malı ve kazandıkları kendisine fayda vermedi.
Alevli bir ateşe girecektir o!
Karısı da odun hammalı olarak (boynunda bükülmüş hurma lifinden) bir ip olduğu halde ateşe girecektir.
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
(Ey Muhammed!) Rabbinin fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi?
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.
Onlara çamurdan sert taşlar atıyorlardı.
Nihayet onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Kureyş’in güvenliği için,
Onların kış ve yaz yolculuklarında (emniyetini) sağlamak için.
İşte bu Beyt’in (Kâbe’nin) Rabbine ibadet etsinler.
Kendilerini açlıktan doyuran ve her türlü korkudan emin kılan (Rablerine).
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: Ben, ağaran sabahın Rabbine sığınırım,
Yarattığı şeylerin şerrinden,
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden
Ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: Ben, ağaran sabahın Rabbine sığınırım,
Yarattığı şeylerin şerrinden,
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden
Ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: Ben, ağaran sabahın Rabbine sığınırım,
Yarattığı şeylerin şerrinden,
Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,
Düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden
Ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: İnsanların Rabbine sığınırım.
İnsanların Meliki’ne (hükümdarına).
İnsanların İlahı’na (tapılanına).
Sinsi vesvesecinin şerrinden.
Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir.
Cinlerden ve insanlardan (olan şeytanların şerrinden).
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: İnsanların Rabbine sığınırım.
İnsanların Meliki’ne (hükümdarına).
İnsanların İlahı’na (tapılanına).
Sinsi vesvesecinin şerrinden.
Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir.
Cinlerden ve insanlardan (olan şeytanların şerrinden).
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
De ki: İnsanların Rabbine sığınırım.
İnsanların Meliki’ne (hükümdarına).
İnsanların İlahı’na (tapılanına).
Sinsi vesvesecinin şerrinden.
Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir.
Cinlerden ve insanlardan (olan şeytanların şerrinden).
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Allah, kendisinden başka ilâh olmayan, Hayy (diri), Kayyûm (her şeyi ayakta tutan ve yöneten)dir.
O’nu ne bir uyuklama tutar ne de uyku.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur.
İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir?
O, kullarının önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir.
Onlar ise O’nun ilminden, dilediği kadarından başka hiçbir şeyi kavrayamazlar.
O’nun kürsüsü, gökleri ve yeri kuşatmıştır.
Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na zor gelmez.
O, Aliyy (çok yüce), Azîm (çok büyük)dir.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Allah, kendisinden başka ilâh olmayan, Hayy (diri), Kayyûm (her şeyi ayakta tutan ve yöneten)dir.
O’nu ne bir uyuklama tutar ne de uyku.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur.
İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir?
O, kullarının önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir.
Onlar ise O’nun ilminden, dilediği kadarından başka hiçbir şeyi kavrayamazlar.
O’nun kürsüsü, gökleri ve yeri kuşatmıştır.
Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na zor gelmez.
O, Aliyy (çok yüce), Azîm (çok büyük)dir.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Allah, kendisinden başka ilâh olmayan, Hayy (diri), Kayyûm (her şeyi ayakta tutan ve yöneten)dir.
O’nu ne bir uyuklama tutar ne de uyku.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur.
İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir?
O, kullarının önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir.
Onlar ise O’nun ilminden, dilediği kadarından başka hiçbir şeyi kavrayamazlar.
O’nun kürsüsü, gökleri ve yeri kuşatmıştır.
Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na zor gelmez.
O, Aliyy (çok yüce), Azîm (çok büyük)dir.
Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Azîm olan Allah’tandır.
Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Azîm olan Allah’tandır.
Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Azîm olan Allah’tandır.
Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam kelimelerine (tam ve noksansız sıfatlarına) sığınırım.
Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam kelimelerine (tam ve noksansız sıfatlarına) sığınırım.
Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam kelimelerine (tam ve noksansız sıfatlarına) sığınırım.
Adıyla birlikte ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla. O, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir.
Adıyla birlikte ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla. O, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir.
Adıyla birlikte ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla. O, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir.
Âmîn, âmîn, âmîn.
Inteha Allah zalimleri sevmez duası
Bina eden Raşit Tunca
Schrems, 31.07.2025
|
|
|
|