Thread Rating:
  • 6 Vote(s) - 3.33 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Süt Hakkinda Bilmeniz Gerekenler
#1
Oku-1 
   

SÜT HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER

Süt, büyük besin değerine sahiptir. Süt 40’dan fazla besin öğesini bir arada içeren sağlıklı doğal sıvı besindir.

Kalsiyum, protein başta olmak üzere bebeklikten itibaren ihtiyacımız olan birçok besin öğesini içerir.

Her yaş döneminde süt içmek, sağlıklı bir yaşam sürmenin temel unsurlarındandır. Süt,  vücudumuzun ihtiyacı olan besin elementlerinin tamamına yakın kısmını bileşiminde bulunduran tek gıdadır.  Sütte, bağışıklık sistemine tesir eden ve canlı organizmanın hastalıklara karşı direncini artıran maddelerin olması onu daha da önemli hale getirir. Dünyaya gelir gelmez ilk gıdamız olan anne sütünün bu tür maddeleri biraz daha fazla ihtiva etmesi çok daha manidar ve düşündürücüdür.

SÜTÜN FİZYOLOJİK OLUŞUMU

Hayvanlarda süt, rastgele değil önemli ve karmaşık diyebileceğimiz birçok safhalardan sonra oluşmaktadır.
Hayvan, ağzına aldığı ot veya yemi tükürük yardımıyla iyice öğüttükten sonra doğruca işkembesine gönderir. Burada 80 ila 100 litre su mevcuttur (ineklerde). İşkembenin iki önemli vazifesi vardır: Gelen besinleri, yeniden geviş getirerek öğütmek üzere stok etme ve mayalama.

Mayalama odasındaki mikroorganizmalar, hazmedilemeyen bitki hücrelerini parçalar (selüloz). Burada inekle ortak yaşayan (sembiyoz) ve çürütme vazifesini gören bakteriler selülozu iyice işlerler ve sütün ihtiva ettiği protein ve diğer elementleri üretirler.

Bu halleriyle besinler midenin ikinci kısmı olan börkeneğe aktarılırlar ve kabarcık şeklini alarak son kez öğütülmek üzere hayvanın ağzına gönderilirler. Son öğütme işi de tamamlandıktan sonra kırkbayıra(midenin üçüncü kısmı) ulaşır. Burada iyice mayalandıktan sonra hemen altındaki şirderiye (midenin son kısmı) geçerek ince bağırsağa gelir, hazmı hiç mümkün olmayan arta kalan kısım dışkı halinde vücuttan atılır. Esas besleyici maddeler ve bir miktar su doğrudan kana karışır. Kan dolaşımı vasıtasıyla da milyonlarca küçük kabarcıklar halinde süt bezlerine ve çeşme vazifesi yapan memelere ulaşırlar.

“Üretilen sütün üçte biri süt sağılırken oluşur” Burada salgılanan prolactin hormonu milyonlarca süt bezlerinin faaliyete geçmesini sağlar ve ayrıca oxytocin hormonu da sütün süt sarkıçlarına dolmasını ve memeden akmasını temin eder. Ancak bu süt bezlerinde, sütün nasıl imal edildiği halen bilim adamlarınca tam olarak anlaşılamamaktadır. Sadece “bu oluşum dünyanın en mükemmel; rafine edilmiş, tabii ve dolayısıyla karmaşık üretimidir” demekle yetiniyorlar.

– Özellikle, bebek, çocuk ve yaşlılar için süt vazgeçilmez bir besin kaynağıdır.

SÜTÜN BİLEŞENLERİ

Ortalama inek sütünün bileşiminde şunlar bulunur:

•  Su                                % 87,3
•  Mineral maddeler        % 0,75
•  Protein                          % 3,40
•  Laktoz                          % 4,70
•  Yağ                              % 3,50
•  Vitaminler                      % 0,35

Protein
Proteinler, besin maddelerinin en önemlilerinden biridir. Protein, vücut dokularının yapısını ve esas unsurunu teşkil eder. Karbonhidrat ve yağlar gibi daha ziyade kalori sağlayan besin maddeleri, proteinin yerini tutamaz. Yeni dokuların oluşumunda, onarımında ve faaliyetlerinde proteinlerin, alınmaları zorunludur. Hayvansal proteinler bitkisel proteinlerden daha kıymetlidir. Süt proteini bütün esansiyel amino asitlerini ihtiva etmektedir. İnek sütlerinde ortalama %3,1 oranında yer alır.

Karbonhidrat – Süt şekeri
Sütün karbonhidratı süt şekeri olarak da adlandırılan laktozdur. Doğada yüksek oranda, yalnız sütte bulunur. Sütü meydana getiren su dışındaki bileşenlerin arasında miktar olarak en fazlası, yani %37,3’ü süt şekeridir. Enerji açığa çıkaran bu şeker türü kalsiyumun emilmesini temin ederek omuriliğin yapılmasını sağlayan önemli bir karbonhidrattır. Ayrıca damardaki hastalık yapıcı bakteriler üzerinde de tesirlidir. Mineral maddelerinin, magnezyum, sodyum, fosfor, iyot ve çinkonun emilmesinde olumlu tesiri vardır.
Süt şekeri gerek sütün ve gerekse süt mamullerinin yapısında ve niteliğinde geniş ölçüde etkisi olan bir maddedir. Yoğurt, tereyağı ve peynir gibi süt mamullerinin işlenmesinde süt şekerinin rolü vardır. Ayrıca çeşitli süt ürünlerinin renginde, besin değerinde, aromasında, hatta yapısında kendini hissettirir. Süt şekerinin aromadaki rolü de çeşitli yönlerden önemlidir. Bilindiği gibi laktoz taze süte tatlımsı bir aroma verir.

Süt yağı
Bütün gün formda kalmak, sıcak ve soğuğun etkisinde kalmamak için yağ maddelerinin bir kısmını almamız gereklidir. Bir litre sütte 36 gr yağ bulunur. Bu yağlar A ve D vitaminlerinin emilimini kolaylaştırır. Süt yağı, en başta büyük bir enerji kaynağıdır. Süt yağındaki folfolipitler beyin ve sinir hücrelerinin hayati önem taşıyan kısımlarını oluşturur.

Sütün bileşimini etkileyen faktörlerin en önemlileri ise şunlardır:
•  Besleme
•  İklim
•  Hayvanın türü ve ırkı
•  Hastalıklar
•  Mevsimsel değişmeler
•  Laktasyon dönemi
•  Çevre faktörleri

SÜTÜN BESİN DEĞERİ

Çok mükemmel bir gıda maddesi olan sütün besin değerini, bileşimine göre beş ana başlık altında toplayarak açıklayabiliriz.

Laktoz (Süt şekeri)
•  Doğada yüksek oranda sadece sütte bulunan laktoz enerji sağlar.
•  Sütte bulunan galaktoz, beyin ve sinir dokularının oluşumunda rol oynar.
•  Laktozun hidrolizi sonucu oluşan laktik asit bağırsaklarda istenmeyen mikroorganizmaların gelişimini dolaylı olarak inhibe eder ve tipik barsak florasını geliştirici etki yapar.
•  Laktoz vücudun kalsiyum ve fosfordan daha iyi yararlanmasını sağlar. Bu nedenle kemik ve diş oluşumunda, bebeklerin beslenmesinde önemli rol oynar.
•  Laktoz enzimi yetersizliği nedeniyle laktoz intoleransı gösteren kişilerin süt yerine fermente süt ürünlerini tüketmeleri önerilmektedir.

Süt yağı
Dengeli beslenmede yeterli miktarda yağın gıdalarla birlikte alınması önemlidir.
•  Süt yağı enerji kaynağıdır.
•  Süt yağı, laktozun en iyi şekilde kullanımını ve vücudumuz için gerekli olan A, D, E, K vitaminlerinin taşınmasını sağlar.
•  Süt yağındaki fosfolipitler, beyin ve sinir hücrelerinin hayati önem taşıyan kısımlarını oluşturur.
•  Vücut için gerekli olan doymamış yağ asitlerini bünyesinde bulundurmasından dolayı süt yağının beslenmede önemli fonksiyonları bulunmaktadır.
•  Çeşitli gıda maddelerinde bulunan kolestrol miktarına göre süt, sanıldığı kadar yüksek oranda kolesterol içermemektedir. 100 mililitre sütün içerdiği kolestrol miktarı sadece 12 gramdır.

Süt proteini

Vücudun yapı taşı olarak kabul edilen proteinlerin beslenmede önemli bir yeri bulunmaktadır.
•  Süt proteininin biyolojik değeri bitkisel proteinlere göre daha yüksek olduğundan, vücut  diğer proteinlere oranla süt proteininden daha iyi yararlanmaktadır.
•  Süt proteini hücre ve dokuların oluşmasında önemli rol oynar,
•  Büyüme ve gelişmeyi sağlar,
•  Saç ve tırnakların oluşumunda büyük rol oynar,
•  Kasların kasılmasına yardımcı olur,
•  Vücutta ödem yapan sıvıların toplanmasını önler,
•  Süt proteinlerinde büyük bir kısmı “esansiyel amino asit” olan yaklaşık 23 adet amino asit bulunmakta olup, bunların bir kısmı hayati önem taşımaktadır.

Mineral maddeler
Sütte bulunan başlıca mineraller fosfor ve kalsiyumdur.
•  Kalsiyum özellikle çocukların kemik ve diş oluşumlarının tamamlanmasında büyük rol oynar.
•  Kemik yoğunluğunun en üst noktaya ulaştığı 25-30 yaşlarına kadar alınan kalsiyum kemik yoğunluğunun artmasına neden olmaktadır. Bu yaşlardan sonra kemik yoğunluğu artmamakta ancak kalsiyum alımına düzenli olarak devam edildiğinde kemik yoğunluğundaki azalma yavaşlamakta veya gecikmektedir. Süt içmenin kemik yapısına olan olumlu etkisi en fazla çocukluk ve gençlik yıllarında görülmektedir. Bu dönemlerde yeterli süt tüketimi, dolayısıyla kalsiyum alımı, tüm yaşam boyunca kemik sağlığı için önemlidir.
•  Kalsiyum ihtiyacı özellikle hamilelik ve emzirme döneminde de önemli olup, bu dönemlerde yetersiz kalsiyum alımı, ileri yaşlarda “osteomalacia” ve “osteoporosis” gibi kemik hastalıklarına yol açmaktadır.
•  Sütte bulunan fosfor, kemik oluşumunda önemli rol oynamaktadır.

Vitaminler
Süt, beslenmemiz için gerekli olan, yağda ve suda eriyen vitaminlerin hepsini içermektedir.

•  Özellikle zekâ gelişiminde etkili olan, deri ve göz sağlığında gerekli B2 vitamini (riboflavin) için süt en iyi kaynaktır.

•  Vücudun ihtiyacı olan B12, A ve C vitaminleri süt içerek önemli ölçüde karşılanabilmektedir.
•  Sütteki vitaminler hastalıklara karşı direnci arttırır.
•  Sütteki vitaminler büyümeye yardım eder.

Sütte farklı miktarlarda olmak üzere bütün vitaminler tam mevcuttur.
Bir litreinek sütünde; Mineral 7.3 gr., Kalsiyum 1.20, Fosfor 0.94, Potasyum 1.59, Sodyum 0.45, Klor 1.6, Magnezyum 0.12, Kükürt 0.33 gr. dır.

SÜTÜN YAŞA GÖRE TÜKETİMİ

0–6 ay 210 mg (anne sütü) 1 su bardağı süt
6- 12 ay 270 mg 1 su bardağı süt
1- 3 yaş 500 mg 2 su bardağı süt
4- 8 yaş 800 mg 3,5 su bardağı süt
9 – 18 yaş 1300 mg 3 su bardağı süt

YETİŞKİN (19–65 yaş) 800 mg 2 su bardağı süt
HAMİLE 1500 mg 3 su

bardağı süt

YAŞLI 65+ 1200 mg 2 su bardağı süt

Sadece 1 su bardağı SÜT içerek aldığımız 240 mg kalsiyumu karşılamak için;

4 kibrit kutusu kadar beyaz peynir veya
1-2 kibrit kutusu kaşar peyniri veya
1 kase yoğurt veya
1 su bardağı kefir  veya
2 bardak ayran tüketilebilir.

– Her insanın günde yarım litre süt içmesi gerekir. Çocuklar için 2-3 yaşlarına kadar 1/5lt. , daha büyüler için ½lt. süt içmeleri tavsiye edilmektedir.
– Yetişkin bir insan günde bir litre süt içtiğinde günlük gıda ihtiyacının % 20-25’ini karşılayabilmektedir.

SÜTÜN FAYDALARI

  Kemiklerin gelişimini sağlar.Kemik erimesini önler
  Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir, vücudu korur.
  Mide rahatsızlıklarını giderir.
  Sindirim sistemini düzene sokar.
  Beyne enerji verir, sinir sistemini rahatlatır.
  Diş çürüklerini önler. diş eti hastalıklarına iyi gelir.
  Kronik bronşiti önler.
  Tansiyonu düşürür.
  Kan basıncını ve kan elektrolit dengesini sağlar.
  Yağsız süt, kolesterolü düşürür.
  Kanserin önlenmesine yardımcı olur.
  Saç ve tırnakların oluşumunda büyük rol oynar.
  Yaşlanmayı geciktirir.
  Kan şekerinin dengelenmesini sağlar.
  Cilt üzerinde nemlendirici etki yaparak cildin yıpranmasını engeller.
  Süt insan mizacını yumuşatır. Evham, vesvese, sıkıntı, gam, keder gibi psikolojik rahatsızlıklara iyi gelir. Halsizliği, yorgunluğu ve asabiyeti giderir.
  Nezle için; bir bardak çiğ süte 5 diş sarımsak ince doğranır, hafif ateşte 10 dakika kaynatılır vesüzülür, içine bir çorba kaşığı bal ilave edilir, iki saat ara ile birer kaşık sıcak olarak içilir.
  Nefes darlığına ve akciğer hastalıklarına iyi gelir. Mide ve bağırsak yaralarını, gastriti iyi eder, bağırsakları parazitlerinden temizler; bal ile karıştırılıp içilir.
  Karaciğer ve dalak rahatsızlıkların da yağsız süt içilir. Kalbi ve zihni kuvvetlendirip, unutkanlığı giderir.
  Öksürük giderici, nefes açıcıdır; iki adet pırasanın beyaz kısımları ve saçakları iyice yıkanır ve kurulanır. İncecik doğranır. İki bardak süt içinde hafif ateşte 15 dk. Kaynatılıp demlenip süzülür. Üç defa birer fincan sıcak olarak içilir. Bir bardak çiğ süte, iki adet kuru incir doğranır. Hafif ateşte 10 dk. Kaynatılıp 20 dk. Demlenir. Sıcak olarak günde iki fincan içilir.
  Bu içecek aynı zamanda bağırsaklara da çok etkilidir. Kabızlık için sabah aç karnına içilir.
  Kansızlığa da iyi gelir.
  Günde yarım litre süt içen çocuklarda bir tür kemik hastalığı olan “raşitizm”i önler.
  Göz ağrılarında, göze damlatılırsa iyi gelir.
  Afrodizyak etkisi vardır.
  Çocukluktan itibaren yeterli miktarda içildiği zaman, kemiklerin gelişimi ve ileriki yaşlarda da kemiklerin erimesini önleyerek sağlığımızı korumamıza yardım eder.
  Keçi sütü mesane ve böbrek iltihaplarında kullanılabilir.
  Emziklilerde sütün kesilmemesi için içine nane atılır.
  Makbul olanı inek sütüdür .

SÜT-KANSER İLİŞKİSİ

Süt, başta protein olmak üzere, içerdiği protein, fosfor, B grubu vitaminleri, sfingolipidler ve diğer bileşikleri sayesinde kanser oluşumunu engellemektedir. Sütün %87,5’i su, %3,5’i ise mineraldir. İçerdiği minerallerin kanser oluşumunu engellediğine dair önemli çalışmalar yapılmaktadır. Süt tüketimi, prostat, barsak, rahim, mesane kanseri gibi sık görülen kanser türlerini önlemede etkilidir.

Yapılan bir çalışma sonucunda, günde 2 bardak süt tüketen bireylerde bağırsak kanserlerine pek rastlanmadığı ortaya konulmuştur. Uzmanların yaptığı açıklamaya göre Süt içtikten sonra bir bardak civarında su içilmelidir. Çünkü ağızda kalan süt bekleyerek bakteri oluşumuna neden olmaktadır.

Kanser düşmanı süt; kanseri özellikle de bağırsak kanserini önlemeye yardımcı olur.
Kaliforniya Universitesi’nden Doktor Cedric Garland’ın 20 yıllık bir araştırması, süt tüketen kişilerin daha sağlıklı bağırsaklara sahip olduğunu gösterdi. 20 yıl boyunca 2000 kişiyi inceleyen Garland, günde 2-3 bardak süt içen kişilerde bağırsak sorunlarına, hatta bağırsak kanserine pek rastlamadığını belirtti. Bu yüzden Garland, bağırsak kanserini önlemek için günde 2-3 bardak süt tüketilmesini öneriyor. Tıpkı diğer bilim adamları gibi, Garland da sütün içerdiği kalsiyum ve D vitamininden dolayı bu kadar yararlı olduğunu ileri sürüyor. 1987 yılında yapılan bir araştırmada, Avusturya’da bol miktarda bağırsak kanserine rastlanması dikkat çekti. Haftada en az 2-3 bardak süt tüketmeyen kişilerde, bağırsak kanserine yakalanma olasılığının daha yüksek olduğu tespit edildi.

Uzmanlar, sütte bulunan kalsiyumun bağırsaklardaki, kansere yol açabilen fazla asitleri yok ettiğini ve böylece sindirim sisteminin sağlıklı bir şekilde çalıştığını belirtiyorlar. New York Kanser Araştırma Merkezi’nde kanser hastaları incelendi ve süt içen hastaların kanser hücrelerine bakıldığında, hücre gelişmelerinde yavaşlamaya rastlandı. Böylece, kalsiyumun kanser hücrelerini yavaşlattığı kanıtlanmış oldu.

Bostonlu bilim adamları, fermente sütün içerdiği “Asidofilis” bakterisinin de bağırsak kanserine karşı etkili olduğunu söylüyorlar. Yapılan araştırmalarda, bu bakterinin kanser üreten hücreleri yok ettiği ortaya çıktı.
Japon araştırmacılar, her gün süt içerek mide kanserinden de uzak durulabileceğini savunuyorlar. Yapılan birçok uluslararası araştırmalarda, süt tüketen kişilerde akciğer kanserine de pek rastlanmadı.
Johns Hopkins Üniversitesi araştırmacıları, süt içen kişilerde kronik bronşite pek rastlamadıklarını dile getirdiler. Uzmanlar sütün; sigara, alkol ve bol miktarda kahve gibi bağımlılık yapan maddeleri tüketen kişileri bile koruduğuna dikkat çektiler. Yapılan araştırmalarda 1-2 paket sigara içen ve süt tüketmeyen kişilerde, kronik bronşite yakalanma olasılığının daha yüksek olduğu görüldü.

Dünyanın en yararlı içeceği süt, insanların doğumlarından itibaren ilk aldıkları besindir. İlk günlerinde annelerinin sütüyle beslenen bebeklere, daha sonraları hem anne sütü hem de hayvani sütler verilir. Süt bebeklerin narin vücutlarını sağlamlaştırır, güçlendirir. Süt binlerce yıldır olduğu gibi yine insan vücudunun en fazla ihtiyaç duyduğu içecek olmayı sürdürüyor.

Bu değerlerden de rahatlıkla anlaşılıyor ki keçi sütü vitaminler ve mineral maddeler yönünden çok güçlü bir besin maddesidir. A vitamini yönünden İnsan sütünden bile güçlüdür. İnsan sütünde A vitamini ( İ.Ü. /gr Yağda) % 31 dolaylarındadır. Her şeyden önce süt beyaz bir sıvı değildir.

Keçi sütünün diğer sütlerden ayrılan bazı özellikleri

1-Keçi sütü, inek sütü gibi içimlik süt olarak tüketilebilme özelliğine sahiptir.

2-Keçi sütünde, daha fazla miktarda küçük yağ globülleri vardır.  Ayrıca keçi sütü yağı doğal olarak hemojenize özelliğine sahiptir. Bu özellikleri ile keçi sütünün sindirilmesi daha yüksektir. Bu durum keçi sütünü, sindirim sistemleri tam olarak gelişmemiş bebeklerin ve yaşlıların beslenmesinde önemli bir besin kaynağı olduğunu ortaya koymaktadır.

3-Bunların yanında keçi sütü prematüre bebeklerin beslenmesinde intestinal, koroner hastalıkların tedavisinde önem taşır.

4-Stres-gerginlik, sinirsel nedenlerle hazımsızlık ve kabızlık durumlarında da keçi sütünün kolay hazmı ve yüksek B1, B2 vitamin içeriği yararlı olmaktadır.

5-Keçi sütü proteinleri diğer memeli sütlerinde bulunan amino asit komposizyonları bakımından çok belirgin farklılıklar gösterir. Bu durum özellikle inek sütüne alerjisi olan bebeklerin beslenmesinde keçi sütünü alternatif besin maddesi olarak devreye sokmaktadır.

6-Keçi sütünün kolay hazmı bebeklerde normal olarak zaten zor olan sindirim işlemi ve yetişkinlerde de ketozis ve karaciğer hastalıklarında ayrı bir önem taşır.

7-Keçi sütünün düzenli olarak tüketilmesinin, egzama, astım, sindirim rahatsızlıkları, varisle ilgili bazı rahatsızlıkların ve alerjikdurumların tedavisinde yararlı olmaktadır .Bu nedenle birçok Avrupa ülkesinde keçi sütünden yapılan mamuller özel sağlık dükkanlarında (Health Shop) özel fiyatlarla satılmaktadır.

8- Keçi sütünün yüksek fosfor içeriği, yeterince et ve balık tüketmeyen toplum kesimlerinin beslenmesinde önem taşır.

9-İlaçların kullanılmasını gerektiren hazım sorunlarında ve peptik ülserlerin tedavisinde keçi sütünün yüksek “buffer” özelliği yarar sağlar.

10- Bakteri oranı diğer sütlere göre daha azdır. Tüberküloz ve brusellos gibi patojenler de görülmemektedir.

11-Annesi ölmüş tay ve köpek yavruları için ideal bir besin maddesi özelliği  taşır.

Keçi sütünün de eksik yönleri vardır. Folik asit bakımından eksiktir. Bu bir vitamindir eksik alınırsa, gelişim bozukluğu ortaya çıkar. Ayrıca vitamin D açısından da geridedir.

KOYUN SÜTÜ

Koyun sütü; protein, yağ ve mineral maddeler açısından zengindir. Bileşimindeki protein ve yağ oranının fazlalığı ile diğer sütlerden ayırt edilmektedir.

Kurumadde oranı inek sütünden %50 oranında daha fazla olup, yaklaşık %19 civarındadır. Bunun %6 – %8 ‘i süt yağı, %4 -%5′i kazein. %4,5 -%5′i laktoz, %0,5 -%1!i albumin ve %0,9 -%1′i tuzlardan meydana gelmektedir.

Bileşimindeki proteinli maddelerin yaklaşık %80′i kazeinden oluştuğu için, kazeinli sütler gurubuna dahildir. Kurumaddesinin yüksek olması nedeniyle sahip olduğu kalori değeri de yüksektir. Rengi inek sütüne oranla daha beyazdır. Doğal asitliği daha yüksektir ve sonradan oluşan asitlik biraz yavaş gelişmektedir. Kendine bir tadı ve kokusu vardır.  Buna karşın kazein oranının yüksek olması nedeniyle peynir ve yoğurt üretiminde, yağ oranı yüksek olduğu için de tereyağı üretiminde tercih edilmektedir.

Koyun sütü yağının lesitin miktarı daha fazladır ve riboflavin açısından zengindir. İnek sütüne  göre daha fazla miktarda amino grup asit içermektedir. C vitamini ve nikotinik asit açısından inek sütüne oranla daha fakirdir. Kurumadde ve yağ oranı daha yüksek olduğundan sindirimi inek sütüne göre daha güçtür.

Koyun sütü ile verem hastalığının bulaşma olasılığı çok zayıftır, çünkü koyunlarda verem hastalığına pek rastlanmaz.     

-Koyun sütü devamlı içilirse cildi beyazlaştırır. Falza yağlı olduğundan balgam yapar. Süte su katıp içmek gerekir.

MANDA SÜTÜ

Beslenme fizyolojisi açısından; Süt yağı miktarı fazla olduğu İçin fizyolojik açıdan değerli bir süt olarak kabul edilir. Süt çocuklarının beslenmesinde tercih edilir. Böyle olduğu için içilen manda sütü vücuttaki enerji miktarını da 2 katına çıkarıyor. Onun için enerji içeceği yerine günde bir bardak manda sütü içilmesini tavsiye edilir.

Riboflavin miktarı az, karoten ise eser miktarda bulunur.
Kurumadde oranı ortalama % 17 civarında olup, bunun % 7’si süt yağı, % 3,5-4’ü protein, % 5-5.5’i laktoz ve % 0.8’i külden oluşur. Manda sütünün asitliği 6.7-lO.O°SH ve yoğunluğu 1.027-1.040 g/ml arasında değişir. Bileşimindeki proteinli maddelerin yaklaşık % 77’si kazein olduğu için, kazeinli sütler grubuna dahildir. Süt yağının bileşiminde doymuş yağ asitlerinin oranı daha fazla olduğu için, manda yağlarının kıvamı, donma ve erime noktaları ile iyot sayısı inek sütüne göre bir hayli farklıdır. Laktoz ve tuz oranları oldukça stabildir. Mandalar yeşil yemlerle aldıkları karotenin tamamını A vitaminine çevirdikleri için sütlerinin rengi, inek sütüne oranla daha beyazdır.

Teknolojik açıdan; Tereyağı, lüle kaymağı ve yoğurt üretiminde kullanılır. Bazı ülkelerde manda sütünden peynir de yapılmaktadır.

İtalya’da üretilen mesur Mozarella-peyniri sadece hakiki manda sütü ile üretilmektedir. -Vikipedi-
Manda sütünün, diğer sütlerden belirli bir üstünlüğü vardır.  Oda, manda sütünün yaklaşık yüzde 6 civarında yağa sahip olduğu için yağda eriyen vitaminler açısından çok zengindir.
Günde bir bardak içilen manda sütü her türlü besin ihtiyacını karşılar.  Buda  manda sütünün vitamin ve protein oranlarının  inek sütüne göre daha üstün olmasındandır. Laktoz (süt şekeri) ise manda sütünde daha düşük. Bazı insanlar laktoza alerjik tepki verirler. Bu çocuklar içinde geçerlidir. Manda sütünde laktoz oranı düşük olduğu için büyüklerde ve çocuklarda alerjiye neden olmaz.

Manda sütü  A vitamini yönünden de çok zengindir. A vitaminin gelişmekte olan çocuklar veya vitamin metabolizmasında sıkıntısı olanlar için, manda sütü tüketmesi çok faydalı olacaktır.

-Saf manda sütü limon karışımı yüksek şekere birebir ama özellikle manda sütünün saf diğer sütlerle karışık olmamalı mandra veya herhangi manda sütü satılan yerden alınmalı.

-1kilo manda sütünü kaynattıktan sonra 10 limonun kabugunu soyup çekirdeklerini çıkarıp blendırdan geçirin karıştırıp 1 gün bekletin yoğurt gibi mayalanacak sabahları aç karnına kahvaltıdan yarım saat önce  1 yemek kaşığı için bu birkaç defa tekrarlanması gereken karışımdır şekeri düşürüyor.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)